GÜNÜN KADINI: Lynn Margulis
Dışlanmamak için gördüğünü söylemekten kaçınan sözde bilimcilerden değildi o. Cesaretinden asla ödün vermeyen Margulis’in güçlü ruhu, sadece gerçeği hedefliyor ve onun için hareket ediyordu.

Bilim kadınlarını ne kadar tanıyoruz? Ortaya attıkları teorilerden, kuramlardan ne kadar haberdarız? Kuşkusuz çalışmaları sırasında önlerine çıkan sayısız engel, aslında azımsanmayacak sayıda olan bilim kadınlarını bilmemizi ve tanımamızı zorlaştırıyor. Bu engeller sadece çocuk bakımı veya ev işleri değil. Zaten çok zor kabul gördükleri bir alanda hemen hiç teşvik edilmemelerini de bir kenara koyalım. Belki de en büyük engel çalışmalarının görmezden gelinmesi ve ayrımcı, haksız ve acımasız eleştiriler...

İşte Lynn Margulis de çalışmaları acımasızca eleştirilen, hatta çarpıtılan bir bilim kadını. Bilime büyük katkılar sağlayan Margulis, bu katkının görülmesi ve kabul dilmesi için canhıraş uğraşmış bir kadın. Ginko Kitap tarafından yayınlanan “Lynn Margulis/İsyankar Bilimcinin Yaşamı ve Mirası” kitabı sayesinde onunla, önemli çalışmalarıyla ve susturulmaya, yok sayılmaya karşı mücadelesiyle tanışma fırsatı buluyoruz.


İKİ ÖNEMLİ KURAM: ORTAKYAŞAM VE GAİA
Bilimin, özellikle evrimin temelinde önemli değişikliklere sebep olacak kuramlar ortaya atan Margulis’in görüşüne göre evrimin itici gücü ‘ortakyaşam’dır. Buna göre günümüzün tüm çekirdekli ökaryotik hücreleri bir zamanlar serbest yaşayan ilkel prokaryotlar ile birleşerek evrimleşti. Rekabet yerine bir işbirliğini seçen bu organizmaların birleşimine ‘endosimbiyoz’ deniyor. Rekabeti, doğal seçilimi temeline alan evrime büyük katkı sağlayan bir görüştü bu.

‘Katı kuralcı’ Neo Darwinciler, onun kuramını görmezden gelme, hatta çarpıtma yoluna gittiler. Acımasızca eleştirdiler, alay ettiler. Bu acımasızlık Margulis’i caydırmak yerine teşvik etti. Tüm bu tepkiler karşısında yalnız başına ayak diremesi hiç kolay bir iş değildi. Ancak o alay ve eleştirilere aldırış etmeksizin dikkatini “dünyanın en minik halkı”na çevirdi ve bu inadı onu kuramını kanıtlamaya kadar götürdü.

Neredeyse tüm zamanını bakterilerin bulunduğu bataklıklarda, arazilerde ve labartuvarda geçiriyor; kendi deyimiyle “geçmişin ve bugünün karışımını” bu şekilde görüyordu. Lynn Margulis’e göre hücreler, evrimin en küçük birimiydi. Türleşip farklılaştılar, ama aynı zamanda organizma, popülasyon ve topluluk şeklinde birleştiler. ‘Ortakyaşam’ kuramıyla Margulis, evrimin temelinde sadece, tek başına ortak yaşam var demiyordu; evrimin sadece rekabetle ilerlemediğini gösteriyordu. Ancak görüşleri çarpıtılarak eleştirildi. O ise ısrarla, evrimin temeline tek başına rekabeti oturtan bilim çevrelerine karşı şu hayati soruyu yöneltiyordu: Evrim, barışçıl uygarlık umudunun beyhude olmasını mı zorunlu kılıyor? Bunun böyle olmadığını, evrimin ilerleyişinde rekabet kadar yaşam için işbirliğinin de var olduğunu görmek niçin bu kadar zordu?

Margulis, “evrimsel yeniliğin farklı türde hücre ve organizmaların kaynaşması ile ortaya çıktığı” düşüncesine, Gaia teorisini de ekledi. Gaia teorisinde Margulis, canlı organizmaların atmosfer üzerindeki etkisinin sanılandan çok daha fazla olduğunu, dünyanın mikroorganizmalardan oluştuğunu ve canlı olduğunu belirtiyor, biyosferin düzenleyicisi olarak bakterileri işaret ediyordu. Onun bu görüşü de başta kabul görmedi ve benzer tepkilerle karşılaştı. Ancak tüm bunlar, hevesi salt gerçeği bulma arzusuna bağlı olan bu kadını hiçbir şekilde yıldıramadı.


‘HALKA AÇIK OLMAYAN ŞEY BİLİM DEĞİLDİR’
Margulis çalışmalarını yürütürken, ne devletten ne de herhangi bir şirketten fon desteği aldı. Dostları anlatımlarında içeriği halka açıklanmayacak bir çalışma yapmasını isteyen bir fon sağlayıcısını reddettiğini aktarıyor. Çünkü o “Halka açık olmayan şey bilim değildir” doğrusunun savunucusuydu.

Bu nedenledir ki ülkede ve dünyada yaşananlara gözlerine kapamayan bir bilim insanı olarak, politikaya dair de söyleyecek sözü vardı. Margulis’e göre bilim, “iktidardakilerin sağlama alınmış menfaatlerini ne şekilde tehdit ettiğine bakmaksızın, delilleri gözlemleyerek bilmenin yolu”ydu. Örneğin 11 Eylül olayından sonra ABD hükümetinin yaptığı ve dayattığı açıklamaları olduğu gibi kabul etmedi. Birçok yönden hala aydınlatılmaya muhtaç olan 11 Eylül’e ilişkin resmi açıklamalarda yer almayan bulguları ve iddialarını yüksek sesle ortaya sermekten çekinmedi.

BAŞKALARI DUYMAK İSTEMESE DE...
Dışlanmamak için gördüğünü söylemekten kaçınan sözde bilimcilerden değildi o. Cesaretinden ve onurundan asla ödün vermeyen Margulis’in güçlü ruhu, sadece gerçeği hedefliyor ve onun için hareket ediyordu. Dostları David Ray Griffin ve John B. Cobb Jr’ın ifade ettikleri gibi; “Güçlü bir tinsellik başkaları duymak istemese de gerçeği hedefler. Alay konusu edilerek ya da çoğunluğunun daha ciddi eleştirel savunmalarıyla susturulmaz.”

Lynn Margulis’in yaşamı ve çalışmaları, “hiçbir konunun dokunulmayacak ve sorgulanmayacak kadar kutsal olmadığını” öğreten derslerle dolu. Oğlu Dorian Sagan’ın hazırladığı ve onu yakından tanıyanların, birlikte çalışanların, öğrencilerinin, kuramlarının takipçisi olanların kaleme aldığı yazılardan oluşan “İsyankar Bilimcinin Yaşamı ve Mirası” okunmaya değer...


İlgili haberler
GÜNÜN KADINI: Bilim dünyasındaki cinsiyetçiliğe gö...

Kariyerinin her anında cinsiyet ayrımcılığı ile savaşan Rubin, başarılı bir gökbilimci olmasının yan...

GÜNÜN KİTABI: Lynn Margulis / İsyankâr bilimcinin...

Ginko Bilim’den çıkan, Lynn Margulis’in bilimsel serüveni ve mücadelesine dahil olacağınız bir kitap...

İlham kaynağı bir bilim kadını: Lynn Margulis

Şiir çevirileri yapan, politikaya söyleyecek sözü olan, doğa bilimine yön veren, yeni teori ve önerm...