Uçan Süpürge geride neler bıraktı?
Bu yıl ‘umut’ temasıyla Ankara’da düzenlenen 21. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin ‘perde arkasını’ Uçan Süpürge’nin kurucularından Halime Güner ile konuştuk.

21. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, ‘umut’ temasıyla 10-17 Mayıs tarihlerinde Ankaralılarla buluştu. Kadınların yapımcı, yönetmen ve oyuncu olarak sahnede olduğu festivalde; kadın emeğinin görünürlüğü, sevinci, aşkı, yitikliği kısacası kadına dair her şey beyaz perdeye yansıdı. Kadınların gözünden kendi hikayelerini anlattığı ve bir hafta boyunca süren festival, 8 mekanda 17 etkinlik ve 57 film gösterimi ile Ankara’nın kültür-sanat etkinliklerine kadınların umudunu ve mücadelesini ekledi.

Uçan Süpürge’nin kurucularından Halime Güner ile festivalin kadınlarını, ‘çıkardıkları işi’ ve umutlarını konuştuk.

Festivalin bu yılki teması olan ‘umut’un Ocak ayında 56 kadın örgütüyle yapılan toplantıda belirlendiğinin altını çizerek “Aslında umut bütün kadınların ihtiyacı. Hepimiz umuda ve örgütlenmeye ihtiyacı olduğu bir dönem yaşıyoruz ve ‘umut en politik duygudur’ fikrinde birleşerek bu karar vardık” dedi.


‘ÖĞRENDİKLERİMİZİ ÜST ÜSTE KOYABİLSEK DAHA ÇOK GÜÇLENİRDİK’
Festivalin hazırlıklarının perde arkasını ise şu sözlerle anlattı Güner: “Hayatta öğrendiklerimizi üst üste toplamayı yapabilsek örgütlenmelerin tarihinin kendimizle başladığını düşünmeyip, tarihi bir bütün olarak görüp daha çok güçlenirdik. Biz genellikle tarihin hep kendimizle başladığını düşündüğümüz için, geçmişle bütünleştiremediğimiz için en ufak bir moralsizlik bizim motivasyonumuzu azaltıyor. Doğal olarak da hareketin güçlü olmasının önünde engel oluyor. Halbuki bu kadın hareketinin her zaman için çok dinamik ve güçlü olması gerekiyor. Çünkü erkek egemen bir sistemin içerisinde sürekli kazanılmış kadın hakları, kadın hareketinin zayıf olduğu zamanlarda bazen bir anlığına bazen uzun süreli de olsa kadınların ellerinden alındığı görülebiliyor, izlenebiliyor. Kadın hareketi güçlüyse bunun engelliyor tabii. Tarih, her ikisi için de örneklerle dolu ve bunu yaşamış çok kadın var” dedi.

Festivale özellikle gönüllü olarak çalışmaya gelen kadınların, yaşanan ayrımcılıkların farkında olduğunu ve bundan rahatsızlık duyduklarını ifade eden Güner, festival boyunca çalışan kadınların mücadele edecekleri alanları bulmaya çalıştıklarını dile getirdi. Sadece festival sürecinde değil hazırlığın bir yıl boyunca yapıldığına dikkat çeken Güner, “Kendilerine değer veren; ‘Ben bir değerim ve erkeklerle ortamda eşit yaşamam gerekiyor’ diyen her genç kadın, kendilerini uygun mücadele örgütlerinde bulmalı ve bu çalışmaların içinde olmalı” diyerek bu farkındalığın ve çalışma sürecinin devamlı olması gerektiğine vurgu yaptı.

Festival bitirip değerlendirme yaptıklarında “Aferin bu işi biz yaptık” dediklerinden bahseden Güner, kapanış gecesinde bunu herkesin yaşadığına değindi. Bunun tadını alanların ve “Uçan Süpürge’nin gönüllüsü olmaktan gurur duyuyorum” diyenlerle birlikte bir tohum attıklarını aktaran Güner, kadınların bu süreçten güçlenerek çıktığına işaret etti.

‘EŞİTSİZLİK KARŞISINDA HER KADIN BAŞKA İHTİYACINI DİLLENDİRİYOR’

Türkiye’de uygulanan kadın politikalarının kadınlar tarafından eleştirildiğini, kadın istihdamının yetersizliği, yarı zamanlı çalışma vs gibi çalışma pratiklerinin oluşturulmaya çalışıldığı şu süreçte festivali örgütleyen ve kadınların iş başına geçtiğinde neler başarabileceklerini gösterdiklerini söyleyen Güner, şöyle konuştu:
“Önce bireysel olarak herkesin kendi kadınlık durumlarından, her kadının farklı ihtiyaçları var. eşitsizlik karşısında farklı dillendirmeye ihtiyaçları var; kimi isyanı daha büyük, kimi pratikte bir şeyin mücadelesini sonuna kadar götürerek yapmak, kimi alanlardan uzak durup başka sosyal medya kanalıyla yapmak ama herkesin ister uluslararası düzeyde kadın yönetmen, ister eski başbakan olsun, isterse şu anda kısa film çeksin ya da her kim olursa olsun. Hepsi ‘Yaşadığım haksızlığa karşı bir cevap vermem gerekiyor. Kendime verdiğim değer nedeniyle benim bunu kabul etmemem gerekiyor. Bir işi başından alıp sonuna kadar götürmem gerekiyor’ dedi. Yani önce filmin senaryosunu yazıyor, sonra düşünüyor. Sonunda kamerayı eline alıyor ve filmi bitiriyor. Altına da adını yazıp sunuyor. Demek ki bir şey bitiriyor kadınlar, bir ürün çıkıyor ortaya.”

‘KADIN EMEĞİNİN YANI SIRA SEÇİMLER DAHA ÖNEMLİ GÖSTERİLİYOR’
Güner’e göre festivalin Ankara’nın sanat kattığı da çok fazla şey var: “Ankara; iktidarın, güç odaklarının, karar vericilerin olduğu bir yer. Üst düzey yönetimlerin, erkeklerin çok olduğu bir şehir. Bir de bunun içine seçim meselesi de girince birdenbire Ankara’nın bütün medyası seçime çok yoğunlaştı. Ankara’daki sivil toplum örgütleri ve festival yangında ilk vazgeçilenler olduk. 8 ayrı yerde festival, 17 yerde etkinlik, yüzlerce kadın bir araya geldi. Bütün bu kadar çaba, emek, mesaj, kısa-uzun-belgesel filmle kadınlar, kendi filmlerini üretti. Bunları alt alta toplayın, başka bir ülkede başka bir festival olarak örün, ne kadar değerli, kıymetli bir yere kendinizi koymuş olacaksınız. Ankara’da maalesef böyle bir ilgiyle karşılaşmadık, bu sene daha da fazla oldu bu. Bu toplumda tabi kadına verilen değer başka bir şekilde tarif ediliyor. Kadının toplumdaki emeğinin yanı sıra seçimlerin her şeyden önemli olduğu algısı yaratılıyor”dedi.

Uçan Süpürge’nin sadece bu bir hafta süren bir festivalden ibaret olmadığını vurgulayan Güner, “Uçan Süpürge, 21 yıldır festival yapıyor ve Dünya Sinema Eleştirmenleri Birliği’nin ödül verdiği tek kadın filmleri festivali. Bunu masanın başında oturup konuşan kişiler; Türkiye’de, Ankara’da, Uçan Süpürge’de diye geçiriyor gündemlerine. Ve tabii ki Uluslararası sinema eleştirmenleri, kültür sanatla ilgili birimler... Dünyada kültür sanatla ilgilenenlerin inanılmaz bir itibarı var. Çünkü bu alan her zaman için sizi, dünyada bütün olup bitenlerle ilgili haberdar eden bir alandır. Doğal olarak statükocu olmaktan, var olanı korumaktan değil yeniliği, değişimi ve sürekli bütün bu gelişmeleri bir bütün olarak görür. Siz de kendinizi çok geliştirirsiniz. Entelektüel dediğimiz ya da kültür sanatla ilgili olan bu kesimler bu kadar değerli hissedilirken bizim kadınlar olması nedeniyle tabi ki farklı bir yerde konumlandırılmış oluyoruz, bu festivalde de onu gördük” diye konuştu.

İlgili haberler
Uçan Süpürge ödülleri umudun kadınlarına

21. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali ödülleri umudu büyüten kadınların oldu.

İlmekler umuda atıldı

Uçan Süpürge Film Festivali için ‘umuda ilmek atan kadınlar’ umutlarını Ekmek ve Gül’e anlattı...

Uçan Süpürge Festivalinden seslenen İoanna Kuçurad...

Uçan süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Karum çim alanda yaptığı açılışla startını verdi....

İranlı Yönetmen Banietemad: Güçlü kadınları film k...

İranlı Yönetmen Rakhshan Banietemad çektiği filmleri, kadına bakış açısını ve verdiği mücadeleyi anl...

Helen Clark: İnandıklarınızı sesli savunun

21. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivaline katılan Yeni Zelanda’nın ilk kadın Başbakan...

Uçan süpürge’den kadınlara, ‘umut

21. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, Büyülü Fener'deki kapanış gecesinin ardından...