Hak-İş Genel Başkanına işçi kadından mektup: Kadın işçileri bir dinle!
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın sendikalarına üye kadınlara ve kadınlara dönük ayrımcılığa dair yaptığı konuşması üzerine Ankara’dan işçi bir kadın Arslan’a açık mektup yazdı.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan’a açık mektubumdur. Aslında bu mektup sadece benim düşündüklerimi içermiyor, birlikte çalıştığım kadın işçileri de kapsıyor.

Sayın Mahmut Arslan,

Sigara molasında belediyemizde imzalanacak toplu sözleşmeyi konuşuyorduk. Hala çoğumuz 4 bin 800 lira maaş alıyoruz. Sendikamız bize hiç sormadan, danışmadan bir toplu sözleşme taslağını belediye başkanlığına vermiş. Duyduğumuz kadarıyla bir tek görüşme yapmamışlar. Belediye yönetimi asgari ücret artışını bekleyelim demiş, sendika itiraz dahi etmemiş. Birkaç gün önce belediye başkanlığı biz işçileri toplayarak 7 bin 260 lira maaş alacağımızı açıkladı. Söylediklerine göre sendikacılarımız da bu toplantıyı son anda duymuş. Neyse bunları şundan dolayı anlatıyorum, bizim kendi emeğimiz üzerinde yapılan TİS görüşmelerinden haberimiz yok, sizin de belki yoktur. Bize ne “Taslakta ne olsun?” diye soran ne görüşmelerden haber veren oldu. Zaten son durumu da sendikacılardan değil belediye başkanından duyduk.

Mola sırasında 45 saatlik çalışmanın bize söz verildiği gibi 40 saate düşürülmediğini, şimdi alacağımız maaşın ne olacağını konuşuyorduk. Bir kadın işçi arkadaşım tam “Ev kiramız 4 bin lira oldu” sözüyle bir cümle kuruyordu ki içeriye bir arkadaşımız geldi. Bir süre bizi dinledikten sonra tamamı kadın işçi olan bize dönerek Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan’ın “sendikalı kadın, güçlü kadın” temalı bir toplantı yaparak, Hak-İş’in kadın işçilere nasıl değer verdiğini, ayrımcılığa ve şiddete karşı nasıl mücadele ettiğini, bu nedenlerle en çok kadın işçinin Hak-İş’e üye olduğunu anlattığını paylaştı.

Allah sizi inandırsın bunları duyar duymaz hepimiz bastık kahkahayı. “Amanın öyle mi kız, bunları söylerken yüzü de mi kızarmamış” dedi kadınlardan biri. Şimdi aç kulağını da bizi dinle…

1- Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş üyesiyim. Sendika seçme özgürlüğüm yoktu, çalışmaya mecburdum, sizin sendikanıza üye olmaya da. Yani isteyerek üyeniz olmadım.

2- Bir sendikalı işçi gibi hissetmiyorum kendimi. Bırakınız kadın işçilere sizin değer vermenizi, yaşadığım ayrımcılıkla mücadele etmenizi...

3- Benim aidatlarımla otellerde yaptığınız toplantılara cumhurbaşkanını, yardımcıları ya da AKP kadın kolları başkanlarını çağırıyorsunuz, görüyoruz. Aidat paraları bizim cebimizden ama biz oralara yanaşamıyoruz. Bu kadar kadın katliamı olurken İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden Cumhurbaşkanı ve iktidar temsilcilerine teşekkür edip plaket veriyorsunuz. Ben aidatımı helal etmiyorum.

4- ILO 190 sayılı sözleşmeyi imzalayarak işyerlerinde kadına yönelik şiddet, baskı ve mobbinge karşı mücadele ettiğinizi söylüyorsunuz. Peki, kadınlar işyerimizde tacize uğruyor, tacizci değil tacize uğrayan kadınlar sürülüyor, işten çıkarılıyor desem?  Bu durumlarda neredesiniz peki? Otel odasında mikrofondan konuşmak iyi tabi.

5- Temsilciler, şube yöneticileri ve hatta siz… Hepinizi kim seçiyor.? Ben belediyeye girdim gireli daha sendikada sandık görmedim. Sizi biz işçiler seçmiyoruz bir de “Beğenmeyen gider” diye tehdit ediliyoruz.

6- “Aileyi ve çalışma hayatını birlikte koruyacağız” diye açıklamalar yapıyorsunuz. Boşuna konuşuyorsunuz, benim çalıştığım yerde çoğu kadın işçi boşanmış. Kocalar ortada yok. 2-3 çocukla hayatta kalma mücadelesi veriyoruz çoğumuz. “Şimdi 4 bin lira ev kirası öderken asgari ücret alan bir kadının yaşayacağı ayrımcılıkla nasıl mücadele ediyorsunuz?” deyin bir bakalım. Çoğu kadın kapıcı dairelerinde, ışık almaz, gün vurmaz yerlere 2-3 bin lira kira veriyor. Peki, şiddet görmesine rağmen çocuklar aç kalmasın diye boşanamayan kadın işçileri nasıl koruyorsunuz? Belediye Başkanı ne derse o olan toplu sözleşmelerle mi?

Bu mektubu kamuoyuna açık olarak Mahmut Arslan’a hitaben yazıyorum. Çünkü biz kadın işçiler salak değiliz. Dünyadan habersiz de değiliz. Gazete okuyan okumayana anlatıyor yalanlarınızı. Utanmadan, sıkılmadan, parası bizim aidatlarımızdan ödenmiş otel salonlarında konuşuyorsunuz ya meydan boş değil bilin istedik.

HAK-İŞ GENEL BAŞKANI NE DEMİŞTİ?
Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, 17 Ağustos’ta “Sendikalı kadın, güçlü kadın” teması ile Emek Konukevi'nde düzenlenen “Çalışma Hayatında ve Sendikal Hayatta Kadın Eğitim Programı”nda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“400 küsur bin sendikalı kadının 200 bini, Hak-İş üyesi. Diğer konfederasyonlardaki kadın üye sayısı daha düşük. Biz birinci sıradayız, bu birinci olmanın sorumlulukları da var. O zaman sendikal mücadelede, çalışma hayatında kadın konusunda, kadınların sendikal mücadeleye dahil edilmesi ve kadın-erkek birlikte çalışma hayatında daha etkin, daha güçlü yer almamız için yapacaklarımız var. Bugüne kadar yaptıklarımızı elbette ki küçümsemiyoruz. Bu yaptıklarımız çok önemli, ciddi ses getiren, bizi diğerlerinden ayıran, müspet anlamda ayıran, bizi sadece bu ülkede değil dünyada da farklı bir yere oturtan bu faaliyetlerimiz son derece önemli ve başarılı çalışmalar.
Kadına yönelik şiddet bütün çabalarımıza rağmen devam ediyor. Kadına yönelik ayrımcılık, kadına yönelik dışlayıcı yaklaşımlar ve kadına yönelik ön yargılar, bütün bunlar ne yazık ki dünyada olduğu gibi Türkiye'de de devam ediyor. Bu sorunları çözmek için de sadece Hak-İş'in, sadece sendikalarımızın çabası yetmiyor.
Bir yandan ciddi bir mevzuat değişikliğine ihtiyaç var, bu yapılıyor. Bir yandan toplumda ciddi bir algı sorunu var, bunu çözmemiz gerekiyor, bu ön yargıları kırmamız gerekiyor. Bir yanda kendimiz, evimizin içerisini düzenlememiz gerekiyor. Başkalarına söylerken biz ne yapıyoruz, başkalarıyla ilgili değerlendirmeleri yaparken Hak-İş ne yapıyor, sorusunun da cevabını vermemiz gerekiyor.” Bunlara ek olarak Arslan, ILO 190'ı imzaladıklarını belirtti.

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
İşçiler sendikalarını sendika olmaya zorlamalı

İzmir’de sendikalı bir işyerinde çalışan tekstil işçisi kadın ağırlaşan yaşam koşullarına karşı öfke...

Sendika mı? O da ne?!

Metal fabrikasında çalışan Elif, Güler ve Rabia mesai iptal olunca fırsat bu fırsat deyip çay bahçes...

ETF Tekstil işçisi kadınların direnişini konuşuyor...

Haklarını almak için mücadele eden ETF Tekstil işçilerinin direnişini ETF işçisi Gülşen Balta anlatı...