MEKTUP

Ellerim koli tutmasın, kalem tutsun istiyorum, çünkü ben öğretmenim

Kendim için bir şey istemiyorum. Mesleğini icra edemeyen tüm meslektaşlarım için kadrolu, güvenceli iş istiyorum.

Pastayı sendikacılar yesin!

Çimse-İş Sendikası işçiye değer vermeyen, işçilerin kendilerini sorgulamasından rahatsız olan patron yanlısı bir sendika. Sendikalı işçiyiz ama sendika hiçbir zaman yanımızda olmuyor.

8 Mart’ta Ankara’ya gitmek istemiyoruz

Türk Metal ise 8 Mart’ı bile kendi çıkarları uğruna değerlendiriyor, iktidarın siyasi çıkarlarına uygun hareket ediyor. Bizi 8 Mart’ta Ankara’ya götürmek istiyorlar.

Bundan sonra kendi mutluluğum için çabalayacağım

Ailemden, çocuklarımdan, eşimden az da olsa değer görmek isterdim. Evimde huzur, toplumda söz hakkım olsun isterdim. Kısacası hem kadın olarak hem işçi olarak hakkım neyse, onu isterdim.

Bu dünya hepimize yetecek kadar büyük, inanın!

Bir öğretmenin penceresinden, savaşın çocukları nasıl etkilediğine bakmak ister misiniz? İnanın bu hikaye başka birçok yaşamın parçası...

Savaş çıkartanların ömrü mavi kelebekler kadar olsun

Birkaç saniye hayalini kurun, bir savaşın içindesiniz. Korkunç bir çığlık, silah ve bomba sesleri, insanlar ölüyor yanı başınızda. Biri belki en yakınınız, sevdiğiniz. Ne hissedersiniz?

Adaletin ve özgürlüğün olmadığı bir dünyada susmayalım

Esenyurt’ta depo işçisi kadınların barış mesajını getirdik sizlere, “Fidanlar kırılmasın, güllerimiz solmasın, analar ağlamasın. Sevgi ortak dilimiz, dünya bizim ülkemiz.”

Tüm renklerimizle 8 Mart’tayız

Çocuklarımıza açlığın, sefaletin olmadığı korkuyla yaşamın sürmediği, kendilerini özgürce ifade edebilen bireyler olarak yetiştirmek için barış ve huzur dolu bir dünya istiyoruz.

Lavanta tarlasında çocuk olmak

Başlığı görünce bile mis gibi lavanta kokuları geldi mi burnunuza? Bir de yazıyı okuyun. Kendinizi lavanta tarlalarında bulacaksınız.

korku çiçeği

sal kendini… bilemezsen bileme...

Savaşa, OHAL’e, istismara, şiddete karşı 8 Mart’ta alanlara

Edremit’te bir araya gelen, sorunlarını konuşan, dertleşen Ekmek ve Gül okuru kadınlar hem bilgilendi hem de 8 Mart’ta alanlarda olma çağrısı yaptı.

Birlik olduk, kazandık; işten atılan arkadaşlarımızı da kazanacağız

Gemlik Yazaki fabrikası MESS kapsamında değil ve fabrikada sendika yok. Metal sözleşmeleri sonrası işçiler grev yaparak kendi ücretlerinde de iyileştirme istedi. İyileştirme oldu ama...

Bu suçun ortakları kim?

İşçilerin hak aramalarının engellenmesi, iş cinayetlerinin ‘fıtrat’mış gibi gösterilmesi, kendileri gibi düşünmeyenlerin düşmanlaştırılması, hepsi birbirini besleyen durumlar olarak karşımıza çıkıyor.

İçinde renkler yüzen bir mektup

“içine koca bir dünya sığdıran bu mektup düştü yoluma bugün. heyecandan konuşamadan aradım selma’yı… göğsümde deli bir kuş.. dedim; bunu paylaşmak istiyorum”

YAZAKİ’DEN BİR KADIN İŞÇİ: Fabrikada herkeste huzursuzluk var

Bu dönem de 2018 asgari ücretin uygulanmasıyla birlikte öğrendik ki primlerimizi kesmişler. Ücretlerimiz çok düşük, ben 7 yıllık işçi olmama rağmen aldığım asgari ücret.

Kapıya dayanan günü beklemeyen şiddet!

Uykunun en derin yerinde komşunuz olan kadının bağırtısı ile uyanıyor; geçirdiği krize karşı ona destek olmaya çalışıyorsunuz. Hayatımızın bütününe sirayet eden şiddete karşı tek yolumuz; dayanışma.

Peki çay toplayan kadınların emeklerinin karşılığını vermemek sevap mı?

Aslında Sütlüoğlu futbol takımındaki kadınlara yardım etmenin günah olduğunu söylerken zihniyetini açıkça belli etti. Çünkü Sütlüoğlu, yıllardır kendisine çay toplayan kadınlara da asla yardım etmedi.

Simurg, nam-ı diğer Zümrüdü Anka

Bir hikayedir okuyacağınız, yaşamın tam orta yerinden. Mücadele eden, direnen, yaşamı kuran, kendini yeniden ve yeniden yaratan kadınların hikayesi...

Bu kadar adaletsizliğin içinde, kol kola girmek umudumuzu yeşertecek

Barışma teklifini kabul etmediği gerekçesiyle Büşra’yı tornavidayla öldürmeye çalıştı eşi. Yaralama davası ise zabıtlara “Basit yaralama” olarak geçti. Büşra kadınları dayanışmaya çağırıyor.

Afrîn’de insanlar değil, insanlık yok oluyor!

‘Artık susmayalım! ZEYTİN DALI barışın simgesi ve bırakın öyle kalsın. Savaşı hiçbir şey simgelemesin. Analar ağlamasın, gülsün; gülsün ki bütün bir dünya gülsün...’