MEKTUP
'Zahra’ya sözümüz olsun MESEM’ler kaldırılana kadar mücadeleye devam edeceğiz! Biz başka türlü bu yükün altından kalkamayız ama siz o yükün altına ezilip yok olacaksınız!'
Yüzde 27 zam, yüzde 31 resmî enflasyon; gerçek hayatta ise açlık. İki çocuklu, kiracı bir ailenin 28 bin 75 lirayla yaşaması bekleniyor.
'Yine işçiyi ve dar gelirli aileleri düşünmediler. Yine okula beslenme götüremeyen çocuklar umurlarında olmadı ve yine bu ülkeyi yönetemediklerini hatırlattılar.'
Sabah girip akşam çıktığım işte sadece zamanımı değil, gücümü, sağlığımı veriyorum. Karşılığında aldığım şey ise hayatımı kurmaya yetmeyen bir maaş.
'Birileri torununun torununa servet bırakırken, benim yoksul halkım çocuklarını orada burada çalıştırarak aile gelirine katkı sağlamaya zorlanamaz.'
'Bugün gelinen noktada asgari ücret düşük tutuluyor ki birileri daha çok kazansın. Bedelini ise emekçiler, kadınlar, çocuklar ve aileler ödüyor.'
'Şimdi engellilerin gözü kulağı 2026 yılında... Talepleri kabul edilecek mi? Yoksa aynı haksızlığa maruz kalmaya devam mı edecekler?'
"Yıllardır kadınlara savunma dersleri veriliyor: 'Şöyle tut, böyle kaç, şöyle kurtul.' Peki ya üç kişi saldırırsa? Hepimizin bir anda Jackie Chan’a dönüşmesi mi bekleniyor?"
'Hiç insanlığınız kalmadı mı diyesim geliyor ama sonra düşünüyorum, diyorum ki patronun zaten insanlığı falan olmaz, onun sadece parası olur!'
'Yeni yıla girerken, bize dayatılan karanlığa rağmen umudumuzu büyüten şey yine birbirimizin sesine kulak vermemiz, omuz omuza durmamız oldu.'
‘O gün orada yalnız değildim hissiyatının ne kadar güçlü olduğunu anladım. Baskılara karşı miras bırakılmış bir mücadelenin parçası olmak, tarifi imkansız bir güven ve aidiyet duygusuydu.’
‘Görünmeyen her şiddet biçimi sürer; fark edilen her şiddet ise sorgulanır, konuşulur ve değişmeye başlar.’
Peri Tekstil işçisi Meral 2026 yılından beklentilerini yazdı...
‘Umarım bu yeni yıl, düşlediğimiz günlere gebedir. Umarım 2026, daha eşit, daha adil, daha özgür ve insanca bir yaşamın kapısını aralar.’
‘Yeni olanın bizleri peşinden sürüklediği, umudun içimizi kalabalıklaştırdığı, sevinçle geçecek nice yıllarımız olacak çünkü çaremiz umudumuz.’
Astım ve bronşit hastası olmasına rağmen çalışmaya devam eden işçi, boşanma sonrası tek başına ayakta durma mücadelesini, borç batağını ve çocuklarının güvencesizliğini dile getiriyor.
Tekstil işçisi Fatma Çelik, Tokat'taki Şık Makas fabrikasındaki 9 yıllık çalışma hayatında yaşadığı baskıyı, zorbalığı anlatıyor...
Tüm bu koşturma, yorgunluk ve sinir, sadece bir gerçeği gösterdi: Sorun 5 bin lira değil, kaşıkla verip kepçeyle alan düzende. İşte bu yüzden, tüm bu yaşananlar anlatılmaya değer.
‘Neden her şeyin fiyatı yükselirken bizim aldığımız maaş aynı kalıyor?’
‘Annelerin gözyaşının, çocukların açlığının normalleştirildiği bu düzene razı değilim, razı olmayacağım. Ekmek de bizim, gül de bizim.’
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN







































