GÜNÜN BELLEĞİ: Gülten Akın’ın ardından...
Yüreğinde koca bir dünya sevgisi ve gelecek güzel günlerin özlemiyle aramızdan göçüp giden Gülten Akın’ı sevgi ve saygıyla anarken sözlerine kulak kabartmak gerektiğini unutmamak ümidiyle…

Umut penceresinden dünyaya meydan okuyan yürek işçimiz Gülten Akın... Gülten Akın 1950’li yıllarda yazmaya başladığı şiirleriyle kısmen İkinci Yeni çizgisinde görülen, ancak 1970’li yıllardan itibaren toplumcu duyarlılığa sahip yazdığı şiirleriyle de bireysellikten toplumculuğa geçiş sağlayan ve bu yönelişini de sonuna kadar devam ettiren bir şair. Yaşadığı toplumun meselelerini göz ardı etmeyen, özellikle direniş dinamiklerinin tümünü yok etmeye çalışan, -platonun çok uzağında gelişip canavarlaşan- orantısız güç yaptırımını hemen her canlının üzerinde acımasızca uygulayan, otoriter devlet yapısına karşı, şiirleriyle onurlu bir duruş sergilemekten vazgeçmeyen bir şairdir Gülten Akın. İdam edilen Erdal Eren anısına yazmış olduğu “Büyü” şiirini 42 Gün isimli kitabında yayımlamıştır.

Büyü de/Büyü de baban sana/Baskılar işkenceler alacak/Kelepçeler gözaltılar zındanlar alacak /Büyü de/Büyüyüp on yedine geldiğinde /Büyü de baban sana/İdamlar alacak

KENT İNSANININ TÜRKÜSÜ
Gülten Akın’ın şiirlerinde görülen en önemli sorunsallardan biri de yeni bir yaşam tarzının panoraması olan kent ve bu kente bağlı olarak gelişen, modernleşmenin yaratmış olduğu, insanın hayata ve topluma yabancılaşmasıdır. Buna paralel olarak insanların yozlaşmalarına ve git gide makineleşmelerine kaygıyla değinmiştir. Ayrıca kentleşme üzerinden gecekondu ve göç olgularına oldukça geniş bir yer ayırmıştır. Kadın duyarlılığına ve toplumsal meselelerde olduğu gibi kent meselesine de toplumcu-gerçekçi kimliğiyle değinen şair, kent insanının destanını, türküsünü ve ağıtını da kağıda geçirmiştir.

KAPİTALİST SİSTEME ŞİİRLE KARŞI DURUŞ
Bilindiği üzere kapitalizm, insani tüm değerleri ayaklar altına alan, insan haklarına, evrensel değerlere vahşice saldırıp tahribatına sebebiyet veren bir sistemdir. Bundandır ki, kapitalist sistemin, insanın evrildiği son nokta olduğunu düşünen, kapitalist kültürün yayılmasına olanak sağlayan her şeye ve herkese -en güzel örneğini verdiği Eski Nene ile-şiirle karşı gelir. Yüreğinde koca bir dünya sevgisi ve gelecek güzel günlerin özlemiyle aramızdan göçüp giden Gülten Akın’ı sevgi ve saygıyla anarken sözlerine kulak kabartmak gerektiğini unutmamak ümidiyle…

ESKİ NENE
Ölümün ve göçün dokunmadığı tek nesne
var mıdır
ölüm yok eder göç değiştirir
kendisi kalamaz kimse
sarp ve suskun ninelerden başka
onlar kimi zaman sırtlarında
kimi zaman sımsıkı kucak
hâlâ evin bebelerini avutmada
kimse kendi gibi kalmamıştır
o seven sevilen amca
döner bir gün apansız, bırakılan kente
herkesin doğduğu evi haraç mezat
açmıştır izinsiz eski sandığı
artık başkasının olan evin avlusunda
tüccarı değildir bilemez nesi kaç para
sedef nalın, oyma kutu
fildişi tahta kehribar
tarak toka
mum bebeği kızın, armağan çıngırak, ilk elbise
(naylon girmemişti daha saf hayatımıza)
sonra görülecektir
birinin evinde mor fanussuz lâmba
ötekinde mor fanus (ah yağma)
arar lâmbayı fanus fanusu lâmba
uzağında sahibinin
kirlenir porselen kırılır sırça
mor ipekten kenarıydı bir kırlentin
moru solmuş ipek ezilme derdinde
anılarından utanan çocuk
yaşlanınca şaşar kendine
sözcükler dizerek barışır diliyle
söyler, anlaşılır


Kaynak: Ergün GEZİCİ // Adana -Evrensel Gazetesi- Gülten Akın'ın ardından...


İlgili haberler
Gülten Akın: Deli kızların sesini çoğaltan şair

“Erkek dilli” şiir geleneğine devrimci bir tutumla dur diyen Gülten Akın kendinden sonra gelecek “de...

Gülten Akın şiirleri sahnede

Şiirimizde iz bırakan kadın şairlerden Gülten Akın’ın dizeleri, 22 Ocak Pazartesi akşamı saat 20.30’...

GÜNÜN BELLEĞİ: Sennur Sezer’i kaybedeli 3 yıl oldu...

Sevgili Sennur Sezer’i kaybedeli bugün 3 yıl oldu. Onu sevgiyle, özlemle anıyor; mücadelesiyle ve şi...