GÜNÜN KAMPANYASI: İstismara karşı bir imza da sen ver
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) Kocaeli Şubesi istismara karşı imza kampanyası başlattı. Kadınlar kampanyayı yaptıkları açıklama ile duyurdu.

Geçtiğimiz günlerde Adana ve Manavgat’ta ortaya çıkan 3, 4 yaşlarındaki çocukların istismarı, kadınların istismara karşı “Artık yeter” çığlığını atmasına neden oldu. Adalet Bakanlığı verilerine göre yılda ortalama 8 bin çocuk cinsel olarak istismar ediliyor, bu günde 21 çocuk demek! Böylesi bir tablo karşısında sessiz kalamayan kadınlar ise Türkiye’nin dört bir yanında istismara karşı ses oldu. Çocuk istismarını meşrulaştıranlara karşı öfkelerini dile getiren kadınlar, istismara karşı kalıcı çözümler, uygulamalar istiyor. Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği (SHUDER) Kocaeli Şubesi istismara karşı imza kampanyası başlattı. Yenikent Mahalle Muhtarlığı önünde ortak bir açıklama yapan Dernekler “Bu karanlık tablonun daha fazla çocuğun hayatına kast etmesini engellemek, yetkililere gerçek sorumluluklarını hatırlatmak ve taleplerimizin takipçisi olacağımızı söylemek için bir imza kampanyası başlattığımızı duyuruyoruz” dedi. Kampanyaya Emek PArtisi Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan da katıldı. Açıklamanın tamamı şöyle:

Çocuklar da, aileleri de susmadığında ne oluyor peki? Son 10 yılda çocuk istismarı davaları yaklaşık 3 kat arttı. Ama bu davaların yüzde 45’i beraatle sonuçlandı! Çocuklar dava süresince yine travmaya maruz bırakıldı. Aileler tehdit edildi. Etkili koruma ve rehabilitasyon yöntemleri hak getire!
Çocukların istismara uğramasını engellemek için etkin politikalar geliştirmesi gereken siyasiler ise ne yazık ki istismarı aklayan ve hatta meşrulaştıran girişimlerle çıkıyorlar karşımıza.
Bakın neler yaşandı:
*2009 Temmuz’unda MEB yönetmelik değişikliğiyle ortaokul ve lise öğrencilerinin nişanlanmasını serbest bıraktı.
*2013 yılının eylül ayında evli öğrencilerin açık öğretim lisesine yönlendirilmesi düzenlemesi getirildi. Yani lise çağlarında evliliğin önü açıldı.
*2014 yılında 20 bine yakın aile 16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açtı. Hükümetin ön açıcı tutumu mahkemelerin evlendirmelere izin veren kararlarını çoğalttı.
*2015’in mayıs ayında AYM resmi nikah kıymadan dini nikah kıyan imam ve çiftlere ceza verilmesini ortadan kaldırdı. Yani, eskiden çocuk yaşta evlilikleri yasaklayan yasalar, dini nikahla bu evliliklerin meşrulaştırılmasına zemin hazırlayacak şekilde esnetildi.
*Anayasa Mahkemesi yine bir yasa iptaliyle çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşının 15’ten 12’ye indirilmesinin önünü açtı.
* 4+4+4 sistemi ve artan yoksulluk ailelerin kendilerinden uzakta çocuklarını okumaya göndermek zorunda kalmalarına neden olurken, yeterli ve nitelikli devlet yurdu açılmadığı gibi tarikat ve cemaat yurtlarına göz yumulması ve denetimsizlik çocukların yurtlarda tecavüze uğradığı örnekleri arttırdı.
* Hükümet yetkililerinin “küçüğün de rızası var”, “bir kereden bir şey olmaz”, “çocuklar çığlık atmayı öğrensin” gibi açıklamaları, çeşitli kurum yöneticilerinin kamuoyuna yansıyan ve tepki alınca geri çekilen demeçleri ve “9 yaşındaki çocuk evlenebilir” gibi Diyanet fetvaları ise “çocukları koruması gerekenler istismarcıları aklıyor” dedirtiyor.
Yargıdaki korkunç kararlar ise istismarcıları cesaretlendirecek nitelikte! Çocukları korumak için hiçbir mekanizma yok! Daha birkaç gün önce Kocaeli’de bir annenin “çocuk susmuyor, ben susmuyorum, yargı susturuyor” isyanını gördük, istismarcı babanın elini kolunu sallayarak gezebildiği bu ülkede çocukları korumakla sorumlu olan bakanların “çocuklara çığlık atmayı öğretin” diyerek işin içinden çıkamayacağı da çözümün ne idamda ne de hadımda olmadığını da gördük!
Bataklığın etrafını sineklerle doluyken sinekleri yok etmenin yolu onları tek tek avlamaktan geçmez. Çözüm bataklığın kurutulmasıdır. Bu yüzden öncelik; uygulanan politikaların ve düzenlemelerin yeniden ele alınmasıdır. Ne idam, ne de hadım çocuk istismarıyla mücadelede etkili çözümler değildir, hatta uygulandığı ülkelerde istismarın ve şiddetin azaldığını değil, toplumsal şiddetin arttığını görüyoruz. Çocuk istismarında “idam ve hadım” diye ortaya atılan yetkililerin, sorununun çözümüne değil, tam tersi biçimde gerçek çözümlerin ve sorumluluklarının konuşulmasını engelledikleri açık.
Bizler, çocuk istismarını ortadan kaldırmak için bu karanlık tabloyu yaratan tüm uygulamalara bir an önce son verilmesini istiyoruz. Çocukları koruyan, onların gelişimi ve eğitimi başta olmak üzere geleceğini güvence altına alan yasal ve kurumsal düzenlemelerin hızla yapılmasını istiyoruz.
Çocukların hayatlarına sahip çıkmak hepimizin görevidir. Çocukların hayatlarına kast edenlere karşı sesimizi çıkarmak hepimizin sorumluluğudur.
Bu karanlık tablonun daha fazla çocuğun hayatına kast etmesini engellemek, yetkililere gerçek sorumluluklarını hatırlatmak ve taleplerimizin takipçisi olacağımızı söylemek için bir imza kampanyası başlattığımızı duyuruyoruz…
Bu imza bugün için, bu imza gelecek için!


İlgili haberler
8 maddede çocuk istismarıyla ilgili doğru bildiğin...

Çocuk istismarı haberleri her geçen gün artıyor, ailelerin tedirginliği de öyle. Peki çocuk istismar...

‘Çocuk istismarına hayır!’ sergisi

Bu sergi başka bir sergi, tüm gerçeği yüzümüze vuracak cinsten. 800 çocuk istismarı dosyasında yer a...

İskenderun’da ‘Çocuk istismarına HAYIR!’ kampanyas...

İskenderun Kadın Platformu başlattığı imza kampanyasıyla çocuk istismarına karşı herkesi harekete ge...