Rain Dove, Vermont’ta bir çiftlikte doğup büyüdü. İlk gençlik yılları farklılığı nedeniyle alay konusu olmakla geçti. Bu yüzden uzun yıllar kendisini ‘çirkin’ bir kadın olarak tanımladı. Rain için sahip olduğu farklılıkla barışmak biraz zordu. Ta ki bir gün futbol maçı için girdiği iddiayı kaybedene dek.

Dove arkadaşlarıyla bir futbol maçının sonucu üzerine iddiaya girdi. Eğer kaybederse, mankenlik ajansının kadın kıyafetleri için yapacağı çekimin seçmelerine gidecekti. Rain, bu iddiayı kaybetti ve farklılığıyla barışma yolundaki hikayesi böylece başlamış oldu.

Rain Dove kaybettiği iddiadan sonra gittiği seçmelerde ajans yetkilileri tarafından erkek sanıldı ve erkekler için yapılacak seçmelerin ertesi gün olduğu söylendi. Kendisine ertesi gün gelmesi söylenen Dove, o an aslında bunun kötü bir fikir olmadığına ikna oldu. Ertesi gün gittiği seçmelerde erkek gibi davrandı ve çekimlere katılmaya hak kazandı!
Dove’un erkek sanıldığı tek yer mankenlik ajansı değil. Üniversitede okurken pek çok insan tarafından erkek sanıldığı fark etti ve erkek olmanın avantajlarını kullanmaya karar verdi. Kısa süre sonra, bir erkeğin yapması beklenen inşaat işçiliği ve bahçe işçiliği gibi ağır işlerde çalışmaya başladı. Hatta bir dönem erkek gibi davranarak itfaiye erliği bile yaptı! Dove, kendisini erkek olarak tanıttığı dönemde kadınlardan daha fazla kazandığını ve yine kadınlardan daha fazla saygı gördüğünü üzülerek anlatıyor.

Dove, çift cinsiyetli görüntüsü sayesinde hem erkek, hem de kadın kıyafetleriyle modellik yapabiliyor. Hangi cinsiyetin kıyafetini giyerse, bir anda o cinsiyete bürünebilen genç modelin favorisi kadın kıyafetleri. Kadın kıyafetleri içinde kendisini daha güçlü hissettiğini söyleyen Dove, konu rahatlık olunca erkek kıyafetlerini tercih ediyor.
Bütün çocukluğu farklı olduğu için dışlanarak geçen genç modelin, kendisi gibi farklı olan insanlara söyleyecekleri var. “Hepimiz farklı ve kıymetli olmak için uğraşıyoruz, dünyadaki en farklı ve kıymetli şey sizsiniz. Cinsiyet, insanların icat ettiği ve uymak zorunda olmadığınız toplumsal bir kalıptır. Dışarıda, sizi olduğunuz gibi seven, sevecek ve kabul edecek insanlar var, ben de onlardan birisiyim.” diyor.