Kadınların bitmeyen mücadelesi: Dünyada kürtaj politikaları
‘Kadınlar, her halükarda istenmeyen gebeliklerini sonlandırıyorlar. Üstelik, bunu artık tehlikeli yöntemlerle değil, güvenilir yöntemlerle ve kürtaj haplarıyla yapıyorlar.’

Kürtaj tartışmaları her zaman olduğu gibi yakın dönemde de küresel siyaseti bir hayli meşgul etmekte. Bir yandan İrlanda ve İngiltere gibi bazı ülkelerde yaşanan gelişmeler kadınlara umut verirken, öte yandan Arjantin veya Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde siyasi erklerin bu gelişmelere ayak diremesi kürtaj mücadelesinin kolay kolay bitmeyeceğini ortaya koyuyor.

Kürtaj aslında doğum kadar eski bir olgu; ancak bugün kürtajdan bahsettiğimiz zaman, otuz yıl önce bahsettiğimiz yöntemlerden ve teknolojilerden bahsetmiyoruz. 1980’lerden itibaren kullanılan ve haplarla düşük tetiklemeyi içeren, tıbbi düşük/medikal kürtaj yöntemi, bugün birçok ülkede erken gebeliklerde tercih edilen yöntem olarak kullanılmakta. Kimilerine göre, tıbbi düşük salt bir yöntem değil, aynı zamanda kürtaj retoriğini baştan aşağı değiştiren bir devrim. Tıbbi düşük cerrahi bir operasyon içermediğinden, güvenli kürtajı kadınlar için daha erişilebilir kılma potansiyeline sahip. Dünya Sağlık Örgütünün de onayladığı üzere, gebeliğin ilk 12 haftasında, kadınlar kürtaj haplarını kendi evlerinde alabilirler. Bu durumda kadınlar, komplikasyon belirtileri deneyimlemedikleri sürece, bir hastane veya klinikte tıbbi yardıma başvurmak zorunda değiller. Bu bağlamda, tıbbi düşük/medikal kürtaj, veya kimilerine göre bu kürtaj devrimi, kadınları kürtaj deneyimlerinde ve taleplerinde ciddi anlamda güçlendirmekte.


Geçtiğimiz mayıs ayında İrlanda’da gerçekleşen kürtaj referandumu tartışmalarında da kürtaj haplarının kadınların gerçekliğini nasıl değiştirdiği etraflıca tartışıldı. Kürtajın, yasaklara rağmen süregeldiği zaten malumumuz. Ancak kürtaj hapları ve etrafında doğan kadın dayanışması ve aktivizmi, kadınları tehlikeli merdiven altı kürtaj yöntemlerinden kurtarıyor ve onların güvenli kürtaja erişmesini sağlıyor. 2016 yılında İrlanda’da gerçekleşen bir kampanyada Hollandalı örgüt Women on Web şöyle duyurmuştu: “Kürtaj hapları her yerde!” İrlanda’da kürtaj yasak olmasına rağmen, binlerce kadın kürtaja erişmek için kürtaj hapları kullanmakta. Teksas Austin Üniversitesinden Dr. Abigail Aiken’in, İrlanda ve Kuzey İrlanda’da 1000 kadının yasal kısıtlamalara karşı medikal kürtaj deneyimlerini incelediği araştırmasında, kadınların yüzde 95’inin istenmeyen gebeliklerini başarıyla sonlandırdıkları ortaya konuldu. Dr. Aiken’in kürtaj referandumu tartışmaları süresince İrlanda meclisi önünde de sunduğu çalışması, kadınların kürtaj gerçekliğine ışık tutar nitelikteydi: Kadınlar, her halükarda istenmeyen gebeliklerini sonlandırıyorlar. Üstelik, bunu artık tehlikeli yöntemlerle değil, güvenilir yöntemlerle ve kürtaj haplarıyla yapıyorlar.

‘ŞİMDİ SIRA KUZEY İRLANDA’DA’
İrlanda’da kürtaj yasağının kaldırılması yüzde 64 lehte oyla kabul edildi. İrlandalı kadınlar halen yasallaşmayı beklerken, bir yandan da Kuzey İrlanda’daki kız kardeşlerinin kürtaj hakları için mücadele etmeye devam ediyorlar: “Şimdi sıra Kuzey İrlanda’da!” Birleşik Krallık’taki Kürtaj Yasası, Kuzey İrlandalı kadınları kapsamadığından, Kuzey İrlandalı kadınlar yalnızca kadının yaşamsal tehlikesinin söz konusu olduğu durumlarda kürtaja erişebiliyorlar. Öte yandan, kürtajın 24. haftaya kadar erişilebilir olduğu İngiltere’de kürtaj hapları şu aralar yeni bir gündem oluşturmakta. Geçtiğimiz temmuz ayında 50 meclis üyesi, kadınların kürtaj haplarını kendi başlarına evde kullanabilmeleri için bir kampanya başlattı. Parlementerlerin bu talebi, aslında geçtiğimiz yıl İskoçya ve Galler’de yasallaşmıştı ve bu akım şimdi de İngiltere’de değişimi çağırıyor. 50 parlementer, yeni Sağlık Sekreterliğini, milletvekillerinin ve tıp camiasının sesini dinlemeye ve kadınların kendi evlerinde misoprostol (kürtaj hapı) kullanmasına izin vermeye çağırıyor. Basına verdikleri bildiride parlementerler, bunun oldukça güvenli ve etkili bir yöntem olduğunun altını çizerken ve bu düzenlemeyi ertelemek için hiçbir gerekçe olmadığını da vurguluyor.


KADINLARA RAĞMEN AİLE, KADINLARA RAĞMEN ÇOCUK...
Kürtaj teknolojisindeki tüm bu gelişmeler devam ededursun, kürtaj yasakları ve kürtaj yasalarının çoğu, bilimsel gerekçelere dayanmıyor. Bu kısıtlamalar çoğunlukla muhafazakar değerlere sığınılarak savunuluyor ve aslında kürtaj nezdinde “kadınlık” algısına ilişkin geleneksel değerleri ön plana çıkarıyor. Birçok kürtaj tartışması, haksız yere, kadının doğurganlığını kontrol etme özgürlüğünü aile kurumunun devamlılığıyla karşı karşıya getiriyor. Kadınlara rağmen aile, kadınlara rağmen çocuk, kadınlara rağmen politikalar, kadınları ikinci sınıf vatandaş konumuna sokarken, kadınların yaşamına kastediyor. Örneğin, Trump hükümetinin Ocak 2017’de onayladığı “Küresel Kıskaç Kuralı” (Global Gag Rule), güvenli kürtaj savunuculuğu ve tedariği alanında çalışan örgütleri Amerikan fonlarından ve yardımından yararlanmaktan men ediyor. Küresel kıskaç kuralı, bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını kısıtladığı gibi, çalışmalarının sürdürülebilirliğini de tehdit etmekte.

Özellikle Afrika’da etkin olarak çalışan Marie Stopes International, bir yıl sonra Küresel Kıskaç Kuralının bilançosunu şöyle raporluyor: “Şayet örgütümüz söz konusu fon eksiğini gideremezse, yaklaşık 2 milyon kadın aile planlaması yöntemlerinden mahrum kalacak, 2.5 milyon istenmeyen gebelik ve 870 bin güvensiz kürtaj gerçekleşecek, bunların 6 bin 900’ü önlenebilir gebe ölümleriyle sonuçlanacak ve son tahlilde tüm bunlar mevcut sağlık sistemlerine 107 milyon pounda mal olacak.” Buna ek olarak, ülkelerin kendi kısıtlamaları da kadınların yaşamını tehdit ediyor. Dünya Sağlık Örgütüne göre her yıl yaklaşık 68 bin kadın güvensiz kürtaj koşulları sebebiyle hayatını kaybediyor. Bunların birçoğu gerekli sağlık hizmetlerinin tedariği ile önlenebilir ölümler.

Görüldüğü üzere, kürtaj yasaklarının bilançosu hem kadınlar hem de mevcut sağlık sistemleri için oldukça ağır. Buna rağmen, geçtiğimiz ay Arjantin senatosu kürtajın yasallaşmasına ilişkin yasa tasarısını reddetti. Halihazırda, Latin Amerika, en sıkı kürtaj yasaklarının olduğu ve dolayısıyla güvensiz kürtajların ve gebe ölümlerinin en sık yaşandığı bölgeler arasında öne çıkmakta. Mevcut düzenlemelere göre Latin Amerika’da yalnızca Küba, Guyana ve Uruguay’da isteğe bağlı kürtaj yasal. Şili’de ise 2017 ağustos ayında gerçekleşen bir reformla, tecavüz sonucu gebeliklerde, annenin veya fetüsün hayatının tehlikede olduğu durumlarda kürtaj uygulanabilmekte. Buna rağmen, hükümetin kürtaj hakkını tekrar kısıtlayacağından endişe duyan kadınlar mücadeleyi bırakmıyorlar. Geçtiğimiz ay, Santiago’da “yasal ve ücretsiz kürtaj” hakkı için düzenlenen eylemde, 3 kadın bıçaklanmış ve kimsenin gözaltına alınmaması ve medyanın ve yetkililerin olaya sessiz kalması tepki çekmişti.


ŞİLİ DE KÜRTAJ YASAL AMA KÜRTAJA ERİŞİM YOK
Şili gibi, Türkiye’de de kürtaj yasasına rağmen, kürtaj rejiminin değişmesi tehlikesi mevcut. Kürtajın ülkede 1983’ten beri yasal olmasına rağmen, hükümet yetkililerinin kürtaj karşıtı söylemleri ve doğum yanlısı politikaların teşvik edilmesi kadınların kürtaj hakkına erişimini kısıtlamakta. Çalışmalar gösteriyor ki, doğurganlığı ve kürtaj hakkını adeta bir pazarlık konusu haline getiren mevcut rejim, kadınların pratikte de kürtaja erişmelerini engellemekte. Buna ek olarak, 2012 yılında kürtaj haplarının eczanelerden toplatılması da medikal kürtajın önüne geçen bir hamle olarak öne çıkmakta. Türkiye’nin bulunduğu Ortadoğu coğrafyasında da sıkı kürtaj yasakları hüküm sürüyor. Mevcut yasalara göre, Ortadoğu’da kürtajın yasal olduğu iki ülke Türkiye ve Tunus. Tunus’ta 1973’ten beri kürtaj yasal ve Tunuslu kadınlar cerrahi kürtaja ek olarak medikal kürtaj opsiyonuna da sahipler.
Kürtaj yasakları kadınların doğurganlıklarını kontrol etme özgürlüğünü kısıtlasa da, kürtaj teknolojisinin gelişmesi ve kadınların bu gelişmeler etrafında kurduğu dayanışma, kadınlar için yeni alternatifler ortaya koyuyor. Bugün kürtajın kısıtlandığı birçok ülkede, kadın dayanışmasıyla doğan ve özellikle de kürtaj haplarının güvenli kullanımını içeren alternatifler, kadınların gerçekliğini kısa vadede değiştirdiği gibi, İrlanda’da veya İngiltere’de olduğu gibi, devlet politikalarını da uzun vadede de değiştireceğe benziyor. Tüm kısıtlamalara rağmen, kadınların mücadelesi değişim rüzgarını estiriyor.
İlgili haberler
Kürtaj değil, yasağı cinayettir: İrlanda hariç değ...

Türkiye’den bakınca koşulsuz şartsız ‘iyi’ olarak gördüğümüz yaban ellerinde mevzu bilhassa kadın ha...

İrlanda’dan Latin Amerika’ya kürtaj mücadelesi

Arjantin’de Ulusal Kongre kürtajın yasallaşması yasa teklifini az bir farkla da olsa reddetti. Ancak...

İrlanda’da Kürtaj Yasağı işte böyle bir mücadeleyl...

İrlanda’da yasal kürtaj hakkı için mücadele eden kadınlar: ‘Biz kürtajı değil, toplumdaki köklü deği...