24 Haziran’a doğru: İşçi kadınlar ne istiyor, ne tartışıyor?
8 Mart’tan 1 Mayıs’a kadınlarla yürüttüğümüz tartışmalar kadınların çözümsüz kalan bunca sorun karşısında ciddi bir tepki biriktirdiğini ortaya serdi. 24 Haziran bu tepkiler için önemli bir tarih!

8 Mart’tan 1 Mayıs’a doğru giderken araya 1 Mayıs’ın önemini de büyüten seçim tartışmaları girdi. 8 Mart sürecinde kadın işçilerle yaptığımız buluşmalardan, fabrika fabrika görüştüğümüz kadınların anlattıklarından çıkan sonuçlar ve talepleri 1 Mayıs’a daha çok kadınla taşımaya dair aldığımız karar, araya seçim tartışmalarının girmesiyle daha da önem kazandı bizim için. Çünkü seçimler, aynı zamanda yoksulluk, kötü çalışma koşulları, ne kadar kısarsa kıssın, ne kadar fedakarlık yaparsa yapsın ay sonuna yetişmeyen ücretler, üstüne bir de kadınlara özel olarak ustabaşlarının, müdürlerin, patronların yaptığı baskılara karşı kadınların “güzelce yaşanacak bir memleket” isteğinin en çok konuşulacağı ve sandıkta iradeye dönüşeceği süreçler olacak.

“8 Mart’tan 1 Mayısa” diye yürüttüğümüz çalışmada karşılaştıklarımız, şimdi “1 Mayıstan 24 Hazirana” kadınlar arasında yürüyecek tartışmalara, sohbetlere ışık tutacağı için sizinle paylaşmak istedik.

HER SOHBETİN UCU SEÇİMLERE VARIYOR
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak düzenlediğimiz 1 Mayıs’a hazırlık kahvaltısında yüze yakın kadınla bir araya geldik. Bir sonraki hafta 1 Mayıs gündemiyle düzenlediğimiz piknikte sanayi işçileri ve aileleriyle buluştuk. Ev ziyaretleri, bildiri dağıtımları, küçük işçi gruplarıyla buluşmalar gerçekleştirdik. “Bahara Merhaba!” dediğimiz bugünler aynı zamanda mücadeleyle dolu bir bahar yaşayacağımızın da göstergesi oldu. Her iki buluşmamızda da kadınlar olarak yaşadığımız sorunların çözümü için birlik ve beraberlik içinde, taleplerimizle her alanda olmalıyız düşüncesi öne çıktı.

29 Nisan’da mahallemizde yapacağımız yerel kutlamaya çağrı bildirileri dağıtırken parkta oturan kadınlarla sohbet etme imkanı bulduk. Kadınlar, Pendik Belediyesinden mahalle için, içinde kütüphane ve yüzme havuzunun da olduğu, çeşitli spor aktivitelerinin de gerçekleştirileceği bir Bilgi Evi talep ettiklerini anlatıyorlar. Bir imza kampanyası da başlatmışlar ama sonrasına ilişkin ne yapacaklarını bilmediklerini söylüyorlar. Dernek olarak onlarla birlikte hareket edebileceğimizi söylediğimizde yüzleri ışıyor. Daha fazla birlik olmak için bize ihtiyaçları olduğunu “Hazır seçim dönemi birlikte hareket edersek biz bu bilgi evini mahalle de açtırırız” diyorlar.

Zaten mahallede konu nereden açılırsa açılsın, ucu seçimlere varıyor. Pazar başında 1 Mayıs’a ilişkin bildiri dağıtırken erken seçim kararını tartışmak istiyor kadınlar bizimle. “Bu erken seçim nereden çıktı?” sorusu temel soru. Kadınlar anlamaya ihtiyaç duyuyorlar. Ağırlıklı duygu “bir dolap çevrildiği” yönünde. Birkaç sorudan sonra hemen “Neyin üstünü örtmek istiyorlar? Yönetemedikleri için mi erken seçim kararı aldılar. Ne olacak şimdi?” soruları geliyor.

FABRİKALARDA SEÇİM GÜNDEMİ
24 Haziran’da yapılacak olan erken seçim fabrikalarda da işçiler arasında ciddi bir tartışma konusu. Kimi fabrikalarda bu tartışmalar işçileri bölen bir hal almış durumda. Dernek çalışmalarımıza katılan, derneğin bir parçası olan kadın işçiler kendi fabrikalarından gözlemlerini aktarıyorlar. Daha önceki seçim süreçleriyle karşılaştırma yapıp, “Yeter artık! AKP gitsin...” sayısının gözle görülür biçimde arttığını söylüyorlar. Bunun da düşük ücretler, artan geçim sıkıntısı, eğitimin paralı hale gelmesi, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet arttığı halde gerekli önlemlerin alınmaması gibi nedenlerden kaynaklı olduğunu düşünüyorlar.

AKP’ye oy vermiş işçiler hükümete, Suriyeliler ile ilgili yürüttüğü politikadan ötürü tepkili. Yaşadıkları yoksulluğun sebebi olarak Suriyeli mültecileri görüyorlar. Daha önce AKP’ye oy veren ama bu bu dönemde oy vermeyeceklerini söyleyen işçilerin ağırlıklı tepkisi Suriyeli mültecilerle ilgili yanlış varsayımlardan kaynaklanıyor.

8 Mart’tan 1 Mayıs’a kadınlarla yürüttüğümüz tartışmalar kadınların çözümsüz kalan bunca sorun karşısında ciddi bir tepki biriktirdiğini ortaya serdi. Bu tepki kimi zaman bunlara karşı birlikte mücadele etme ihtiyacını dönüşse de henüz ete kemiğe bürünmüş bir kararlılık olarak kendini göstermiyor. Seçimlerin bu tepkinin yansıyacağı bir süreç olacağı çok açık. Ancak bu tepkinin yönü henüz kendileri için gerçek çözüme yönelmiş değil; çünkü tartışmalar halen seçimlerde varolan partiler arasında hangisine oy verileceğine dair sürüyor. Oysa aslolanın; biz birbirimizden ne kadar farklı olsak da, bizi birbirimizden ne kadar ayırmaya çalışsalar da ortak dertlerimizden kaynaklanan ortak taleplerimize kimin, nasıl yanıt vereceğini tartışmak olmalı.

8 Mart’tan 1 Mayıs’a yürüyen çalışmada bunu gördük. 1 Mayıs’tan 24 Haziran’a da bu tartışmayı yürüteceğiz.

PİLAVDAN DÖNENİN KAŞIĞI KIRILSIN
Bir çay sohbetinde yanyana geldiğimiz 3 işçi kadın, çalıştıkları tekstil fabrikasında uğradıkları haksızlıkları anlattı. İçlerinden biri daha önce Ekmek ve Gül’e yazdığı mektupta ustabaşlarının kadınlara karşı sergilediği tutumu anlatmıştı. Mektubunda ustabaşının “Yok hamileyim, yok doğuruyorum, yok ay başı oldum gibi mazeretlerle sakın yanıma gelmeyin, yakarım. Çok büyük iş aldık burası bizim ekmek teknemiz. Bazı adı lazım olmayan provakatörlere kulak asmayın sonunuz kapının önü olur” dediğini anlatan işçi kadın buluşma öncesinde “Arkadaşlarım bu mektubu benim yazdığımı bilmiyor. Sakın söyleme” demişti. Çünkü aslında bir güvensizlik taşıyordu. Sohbet çalışma koşullarına geldiğinde işçiler, etraflarındaki işçilerin de yaşadıkları baskıların ve sorunların farkında olduğunu ama birlik olup çözmeyi denemediklerini söylediler. Tam bu sırada “Sakın mektubu yazdığımı söyleme” diyen kadın, “Biz üç kişiyiz, sorunları çözmeye buradan başlayalım. Gazetede yayınlanan mektubu ben yazdım” dedi. Diğer iki işçi kadın hayranlık dolu gözlerle ona baktı. Birbirlerine sözler verdiler. “Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın. Salı günü mesai var ama biz 1 Mayıs’ta işe gitmeyeceğiz” dediler. Gerçekten de 1 Mayıs alanındaydılar.


İlgili haberler
Kadınların seçme ve seçilme hakkının 100. yılı: Du...

Kadınlar seçme-seçilme hakkına kavuşmak için 100 yıla varan uzun soluklu bir mücadele sürdürdü. Bu m...

Seçim- geçim: Çelişkiler daha derin, sohbetler dah...

‘Erkek meselesi’ olarak görülen seçim tartışmalarına kadınların katılımı daha sınırlı. Bunu referand...

DHL işçisi kadınlarla seçim sohbeti: ‘Siyasetçiler...

Çalışma koşullarının ağırlığı ve düşük ücrete karşı TÜMTİS’te örgütlenen, patrona sendikayı kabul et...