Gökten üç dilek hakkı düşmüş, bakın kadınlar ne dilemiş…
8 Mart yaklaşmışken birçoğu Batıkent’te oturan, işi gücü, yaşı, mesleği, politik görüşü ayırt etmeden kadınlara sorduk: ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde üç dileğiniz olsa ne olurdu?’ diye.

Merhaba canım kız kardeşlerim…

8 Mart yaklaşmışken tam da konuşmamız, dertleşmemiz, mücadelemize sıkı sıkı sarılma zamanı gelmişken, birçoğu Batıkent’te oturan, işi gücü, yaşı, mesleği, politik görüşü ayırt etmeden konuştuğum kadınlara sordum: “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde üç dileğiniz olsa ne olurdu?” diye. Şimdi sizlerle derlediklerimi bir güzel paylaşacağım.

Ceren 2 çocuk annesi “Kendimi geçtim artık ama tek dileğim kızlarım için endişelenmeyeceğim bir ülke ve bir gelecek” dedi. Seçil aldığı üç kuruşla zar zor geçinmekten, çoğu zaman fazla mesailer yüzünden ne kendine ne de çocuğuna zaman ayıramamaktan dert yandı. “Keşke, sihirli değneğim olsa da yoksulluk yüzünden çalışmaya mecbur olan tüm kadınların dertlerini yerle bir etsem.”

Gülten benim oğlumun sınıfından bir veli. “Kadın cinayetlerinin, katillerin ve çocuk tacizcilerinin en ağır cezaları almasını isterim. Her akşam kadın cinayetleri, şiddet, taciz tecavüz haberleri görmekten televizyonu açmaya korkar oldum. Katillerin, tacizcilerin gerekli cezayı almadan salıverildiğini duyduğumda günlerce kendime gelemiyorum, adalet neden yok, hakimler savcılar ne iş yapar diyerek isyan ediyorum. Tek dileğim adalet olsun yerini bulsun” diyor.

Derya, üniversite mezunu, okuduğu alanda iş bulamayıp asgari ücretle Call Center’da çalışan genç bir kadın. “Ben direk erkeksiz bir yaşam dilerim” dedi, hiç düşünmeden. “Evde baba-abi terörü, dışarda sevgili baskısı, iş yerinde patron zorbalığı ne çekiyorsak erkeklerden haksız mıyım ama… Kadınların birbirine ne zoru var ki? Başımız derde girdiğinde, bir ele bir omuza ihtiyaç duyduğumuzda hangimiz en yakınımızdaki kız kardeşimizin, arkadaşımızın yanında bulmuyoruz ki kendimizi. Valla ben erkeksiz yaşam, bolca özgürlük ve sağlıklı bir yaşam isterim. Ayy daha ne olsun değil mi” diyor kahkaha atarak.

Neslihan, lise son sınıfta. Hafta sonları gittiğimiz cafede akustik müzik yaparken tanıştık. 8 Mart’ın tarihini, geçmişini, önemini gayet iyi okumuş, öğrenmiş, kadın dayanışmasının ve mücadelesinin kadınlar için ne derece önemli olduğunu anlamış ve çevresindeki kadınları da örgütlü ve dayanışma içinde olmaya davet eden, genç mücadele ruhlu bir kadın. Onun dileği ise kadınların hayatın her alanında daha güçlü olmaları için mücadele etmeleri, dayanışma içinde olmaları.

Bir de alt komşum emekli sınıf öğretmeni Hüner abla var. Senin dileğin ne sorduğumda “Ah güzel kızım her 8 Mart’ta görüyoruz. Haklarını savunmak için meydanlarda olan kadınların akşam haberlerde yerlerde sürüklenişini, polis müdahalesi, darp edilişlerini görmek beni kahrediyor. Bu sene o görüntüler inşallah olmaz. Ha bir de şu yaşlı halimle tüm yıl her işini bana yaptıran, yemekten kalkarken eline sağlık bile demeyen ama her 8 Mart’ta bana çok değer veriyormuş gibi kırmızı gül alıp getiren evdeki bu ihtiyara bir türlü anlatamadım bugün kadınlara çiçek alma günü değil mücadele günü diye. Umarım bu 8 Mart’ta çiçek almaz da bana sabah kahvaltı hazırlar” diyor.

Evet, kız kardeşlerim, isimlerimiz ve hayatlarımız farklı gibi görünse de her birimizin dileği ve isteği ne kadar da ortak ve ne kadar da haklı talepler. Bizi birbirimize bağlayan mücadele gücüyle sizleri selamlıyor, bu konuştuğum güzel kadınlar ve siz binlerce kız kardeşimin kadınlar gününü kutluyor, direnç dayanışma ve sevgiyle hepinizi kucaklıyorum.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Düşlerinde daha iyi bir dünya var

Ankara Yenimahalle’de yaşayan kadınlara umutlarını, hayallerini sorduk. Kimi aşk diledi, kimi kadınl...

Mamak Belediyesi emekçileri ile görüşmeler: Ne çok...

Henüz gerçekleşmemiş taleplerimiz, hayata dair kaygılarımız hatta hayal kırıklıklarımız olsa da ilk...

Gelecek bizimle değişecek!

Kapitalist barbarlığa, aile, devlet, tarikat iş birliğiyle hayatlarımızı karartan ittifaka karşı eme...