İranlı Derya dayanışma ve mücadele ile hayallerine kavuştu
Ekmek ve Gül aracılığıyla sesini tüm Türkiye’ye duyuran, eğitim hakkı ve eşit koşullarda yaşama talebi ile tanıdığımız İranlı Derya hayalleri için artık üçüncü bir ülkede.

Bazen her şey bitti der, yoruluruz ve günü kurtarmayla geçer çabamız. Çoğu kez kadınların en bilindik hikayeleri böyle başlar, işte bu anda dayanışma ve elden bırakılmayan hayat mücadelesi hayallere kapı açar. İşte bu hayallere ya da başka bir deyişle hayatta kalma mücadelesine ara vermeden devam eden genç bir kadının başarı hikayesini paylaşacağım sizinle.

Ekmek ve Gül aracılığıyla sesini tüm Türkiye’ye duyuran ailesinin, ülkesinin ve şeriatın tüm tabularına karşı çıkarak eğitim hakkı ve eşit koşullarda yaşama talebi ile tanıdık İranlı Derya’yı. Derya Türkiye’den üçüncü bir ülkeye gitmek için Ankara’nın en sert kış günlerinde çoğu gece hastaneye kaldırılarak tek başına Birleşmiş Milletler önünde oturma eylemi yaptı. En son da güvenlik güçlerinin zoruyla gözlerden kaybolmuştu. Birçok kadın örgütünün, milletvekillerinin ve avukatının çabasıyla günler sonra ulaştığımız Derya’nın önüne bürokratik engeller koymamak için, uzun bir süre onunla ilgili bilgi paylaşmadık.

Ekmek ve Gül’e ulaşıp özellikle Derya’yı soran birçok kadına teker teker iyi olduğu haberini verdik ama buradan artık herkesle paylaşmamızın hepimize motivasyon olacağı umuduyla, Derya’nın üçüncü bir ülkeye gittiğini ve hayatını kazanmak için yeni bir mücadeleye başladığını söyleyebiliriz.

SONU GELMEYEN KARANLIK...

Derya’yı Türkiye’ye mülteci olarak sığındıran şey; ailesinden gördüğü baskı, eğitim talebi ve özgür bir yaşam çabasıydı. İran’da başka bir şehirde üniversite okumasına izin verilmeyince tekrar sınava girip bilgisayar mühendisliği kazanan Derya, yüksek lisansa devam etmek ve ‘aşırı’ hareketlerinden dolayı (kendine istediği kitaplar ve kıyafetleri almak) evlendirilmek isteniyordu. Nitekim kuzeni ile nişanlandırılan sonra da nikahı yapılan Derya gizlice yüksek lisansa başvurmuş ve kabul edilmişti. Gizli gizli okula giderken nişanlısı ve ağabeyine yakalanınca sadece eğitim hakkını kaybetmekle kalmmamıştı. Aylarca bir odada hapsedilip, hayatta kalmayı 65 yaşındaki bir adamla evlenmekle ‘kazanacakken’ büyük bir cesaretle hakkında verilen bütün kararları ve sonu gelmez baskıları geride bırakarak Türkiye’ye kaçtı. Bir tek çok sevdiği annesini geride bırakarak... Hayallerindeki gibi yaşamak, memleketinden kaçmayla eşdeğer olmuş ve her şeyden fazla tartmıştı terazinin ağır yanını.

ÇORAP FABRİKASINDAN EV TEMİZLİĞİNE KADAR HER İŞİ YAPTI

Böylece Balıkesir’e gelen Derya, ertesi gün işe başlamak zorunda kaldı. Yaklaşık 2 yıl hayatta ve ayakta kalabilmek için çorap fabrikasından bulaşıkçılığa sokak temizliğinden cafelere kadar birçok alanda çalıştı. Kaldığı rutubetli evlerde hasta da olan Derya kendi ayakları üzerinde durabilmek için Türkiye’de büyük bir mücadele örneği göstererek yalnız, genç, mülteci bir kadın olarak onca zorlukla başa çıkmıştı. Evlenmek isteyenden karın tokluğuna ve yatacak yer vererek her işini yaptıranına kadar bir kişinin hayatına fazla gelen onca şeyi yaşadığını anlatan Derya. Ağabeyinin yerini öğrendiği ve öldürme tehdidiyle Ankara’ya geldiğini ekledi.


SIĞINMAEVİNDE ŞİDDET GÖRDÜ, BM ÖNÜNDE OTURMAYA KARAR VERDİ

Bizim tanışıklığımız da burada başlıyor aslında. Derya’nın BM önünde yaklaşık bir haftadır üçüncü bir ülkeye gitmek için oturma eylemi yaptığını duyduk. Belki Ankara soğuğuna şahit olanınız vardır, hani şu sokakta biraz olsun ısınabilmek adına koşar adım yürünen günlerde bir kadının soğukta oturmasının elbet içini yakan bir yanı vardı. İşlemlerinin yapıldığı söylenen ve sürekli ertelenen diğer mültecilerin kaderi ile aynı idi Derya’nınki. İlk olarak gönderildiği kadın sığınma evinde Türkiyeli kadınların da şiddetine uğrayan Derya, çantasında bir yumak saçıyla, bu kez kesin bir sonuç almak için oturuyordu. Bu direnci inada dönüşen Derya, kısa sürede kadın örgütlerinin odağında oldu.

‘... YOKSA SENİ İRAN’A GÖNDERİRİZ’

Kamuoyunda da talepleriyle birlikte sıkça gündem olan Derya, OHAL uygulamalarından da nasibini aldı ve oturma eylemi yasak ilan edildi. Bir gece sivil polisler tarafından zorla ve darp edilerek oturduğu yerden kaldırılan ve sığınmaevine yerleştirildiği söyleyen Derya kendisine “Sen suç işliyorsun, o konuştuğun kişiler hep devlet düşmanı, kimseye bir şey söyleme, yoksa seni İran’a göndeririz. Sana yardım etmeye çalışan insanlar terörist’ gibi şeyler söylendiğini anlattı. Akşam olunca polislerin ‘Gel benimle yat, üşümüyor musun’,’Seni sıcak bir otele götüreyim’” vb. birçok tacizine de maruz kaldığını ve göç idaresi tarafından işlerinin hiçbir şekilde halledilmediğini de söyleyerek yaşadıklarını bütün kadınların öğrenmesi için daha yer vermediğim birçok taciz ve saldırı ile karşılaştığını paylaşmamı istedi.

KAYBOLDUKTAN SONRA VÜCUDUNDA DARP İZLERİ VARDI

Günler sonra vekillerin ve birçok kurum ile kişinin ortak çabasıyla ulaştığımız Derya ile gizlice görüştük. Vücudundaki morluk ve darp izlerini göstererek, “Beni zorla kaldırdılar ve sığınmaevine götürdüler. Elimden de telefonumu aldılar. Bana ulaşmaya çalışan haberlerle ve oluşan tepkiyle 5 gün zorla kaldığım yerde kendi rızamla kalıyormuşum gibi kağıt imzalattılar” dedi. Sonrasında avukatı, gönüllü doktorlar ve meslek odalarının çabaları ile Derya yeniden hayata tutundu.

8 MART’TA YOLA ÇIKAN DERYA’NIN KIZ KARDEŞLERİNE SELAMI VAR
Dayanışma bu sefer de güç verdi ve pes etmeyen genç bir kadın Ankara’dan hayalleri için 8 Mart günü yolculuğa çıktı. Kardeş, baba, devlet, eş hatta devletler arası bürokrasinin bile şiddetine dayanışma ile dik durarak yanıt veren Derya, şuan yeni bir mücadelenin içinde. Bu sefer yeni ve kendine ait olan hayatını kurmak üzere.. Ve yola çıktığı bu yaşam hikayesinde buluştuğu bütün kız kardeşlerine selamlarını iletiyor.
İlgili haberler
İranlı Yönetmen Banietemad: Güçlü kadınları film k...

İranlı Yönetmen Rakhshan Banietemad çektiği filmleri, kadına bakış açısını ve verdiği mücadeleyi anl...

GÜNÜN SERGİSİ: İranlı sanatçıdan kadın yüzleri...

Eğer ‘Kadın’ temalı bir sergi arayışındaysanız bu sergi tam size göre! Yasağa rağmen örtüsüz kadınla...

İranlı Derya dayanışma ve mücadele ile hayallerine...

Ekmek ve Gül aracılığıyla sesini tüm Türkiye’ye duyuran, eğitim hakkı ve eşit koşullarda yaşama tale...