Koronayı fırsat bilenler kadınları yine şiddete mahkûm etti
İnfaz yasası sonrası tahliyelerin başlamasıyla kadına yönelik şiddet haberleri de bir bir duyulmaya başladı. ‘Kadına yönelik şiddet azaldı’ diyenler bir de Esenyalı Mahallesi’nden kadınları dinlesin.

İnfaz Yasası’nın onaylanmasının üzerinden birkaç gün geçmişti ki ülkenin pek çok yerinden şiddet haberleri almaya başladık. Koronayı fırsat bilerek çıkardıkları bu yasadan Esenyalı Mahallesi’nde yaşayan kadınlar da nasibini almış durumda. Bu suç makineleri ödüllendirilir gibi evlerine gönderilirken, kadına yönelik şiddetin artacağını haykırmamıza rağmen yetkililer sesimizi duymazlıktan geldiler. “Bu ülkede kesici ateşli her türlü silah kullanarak suç işleyebilirsiniz, ama sakın düşünmeyin! Hele bizim saltanatımızı sorgulayan hiçbir konuyu dillendirmeyin, yaparsanız aftan yararlanamasınız” dediler.

‘CANIMI ZOR KURTARDIM’
Geçen hafta bize ulaşan ve dayanışma gösterdiğimiz kız kardeşimizin anlattıkları, hapisten çıkan erkeklerin kadınlara yine şiddet uygulayacağı gerçeğinin bir ispatı. Eşi hapse girdiğinde merdiven temizliğine giderek geçimini sağladığını, korona çıktıktan sonra bu işi yapamadığı için çocuklarını doyurabilmek adına çöp toplamaya başladığını anlatan kadın, daha önce de eşinden şiddet görmüş. Ve aftan yararlanıp dışarı çıkan kocası, hem kendini hem de çocuklarını yine darp etmiş. “Canımı zor kurtardım. Canı sıkıldığı için bana şiddet uyguluyor” diye anlatıyor yaşadıklarını. Ne uzaklaştırma kararı ne de hapse girmek durdurmamış katil olmaya aday bu erkeği. Şiddet, alkollü araç kullanma uyuşturucu gibi suçlardan 4 dosyası var. Bize sığınan kız kardeşimize dernek olarak dayanışma eli uzattık. Kadının şikayetçi olmasını sağladık, kız kardeşimiz darp raporu aldı. Bu suç makinesi de infazını yakmış oldu ve yeniden tutuklandı. 

YÜREĞİ AĞZINDA YAŞIYOR
Bir diğer kadın ise, takıntılı eski nişanlısının çıkar çıkmaz eline bir yüzük alıp kapıya dayandığını anlattı. “İstemiyorum dediğim halde zorla eve girdi. ‘Bana zarar verme’ dedim. Babam araya girdi ama fayda etmedi. Beni darp ettikten sonra kayıplara karıştı. Korkudan şikayetçi olmadım, zaten olsam ne olacak ki, bir kapıdan girip diğerinden çıkacak. Yasalara asla güvenmiyorum” diyen kız kardeşimiz haklı olarak şunu soruyor: “Ne yapayım, buralardan gideyim mi? Ama para yok?” Babasıyla yaşayan bu kadın yüreği ağzında yaşıyor. 

HAPİSTEN BİLE TEHDİT MEKTUPLARI GÖNDERİYORDU
Kocası onu yaraladığı için ceza alan uzun süre sığınma evinde kalan kendi başına yaralarını saran bir başka kadın ise, adresi, tüm kimlik bilgileri gizli yaşıyor. Kocasının hapisten bile tehdit mektupları gönderdiğini söylüyor ve ekliyor: “Çok korkuyorum, her an beni bulabilir”. Şimdi bu erkek serbest ve aramızda dolaşıyor. 
Bu yasayı çıkartanların yönettiği ülkede, kadınlar açısından tablo tam da böyle. Bunlar bize ulaşan kadınların yaşadıkları, tabii daha bilmediğimiz pek çok kadın var. Bizse kız kardeşlerimizle dayanışmaya devam edeceğiz, onları korumaya çalışacağız. Kadınların yeniden hayatlarını mahveden, onları ölümle burun buruna bırakan bu yasayı çıkaranlardan ise hesap sormaya devam edeceğiz. Şiddete bu yasa ile bir kez daha meşruluk kazandıranlara rağmen örgütlü mücadelemiz sürecek.

BU DAYANIŞMA SADECE AYAKTA KALMAK İÇİN DEĞİL, AYAĞA KALKMAK İÇİN DE!
Esenyalı’da şiddetin yanı sıra artan çok önemli bir sorunumuz daha var; yoksulluk! İşçi işsiz, kayıt dışı çalışan, gördüğü şiddet yüzünden evinden barkından olmuş kadınların dertleri bu süreçte daha da artıyor ve bu duruma yenileri ekleniyor. Görüyoruz ki devlet, bizim vergilerimizle oluşturulan sosyal yardımlardan ihtiyacı olanların etkili bir şekilde yararlanmasını sağlamıyor. Biz, hayatlarımız ve haklarımız için birlikte mücadele ederken, şimdi hayatta kalmak için de elimizde ne varsa paylaşmaya ve dayanışmaya çalışıyoruz. Salgın günlerinde elinde ne varsa, evinde pişen yemeği, köyden gelen erzağı, çocuğunun mamasını bezini, aldığı asgari ücretin yarısını, esnafsa dükkanında sattığını paylaşan kadınlar var. Yıllardır mücadele ile etrafımızda adeta bir dayanışma çemberi oluşturan çok farklı kesimlerden insanlar çağrılarımıza hemen yanıt verdi. Biz, bizi görmeyen , hayatımıza değer vermeyen sermaye ve devlet işbirliği karşısında dimdik durabilmek için dayanışmayı sürdürüyoruz. Biliyoruz ki bu dayanışma sadece ayakta kalmak için değil, bu eşitsizliği, haksızlıkları görerek “Artık yeter, insan gibi yaşamak istiyoruz” diyerek ayağa kalkmanın da yöntemi.
Kadın dayanışması yaşatır. Sınıf dayanışması güçlendirir. Mücadele değiştirir... 

İlgili haberler
Salgını fırsata çevirip, hayatımıza kast edemezsin...

Kadınların ve çocukların ‘bir’ canı, ‘bir’ hayatı var. Bu hayatlar üzerinde at koşturmayı aklınızdan...

Kapitalizmin takkesi, kadınların mücadelesi

Kendiliğinden patlak veren eylemler salgın sonrası güçlenecek bir mücadele eğiliminin göstergesi. Dü...

Salgın hastalıklarla mücadelenin tarihsel deneyiml...

Ağır yoksulluk, savaş koşulları, kapitalist ülkelerin baskısının olduğu koşullarda dahi tarihe öneml...