Maketini değil, taşıyabilirsen gerçeğini taşı hadi!
1 Mayıs'ta “Maketini bile 3-4 kişi taşıyabiliyorken yurtlarda bunları tek başımıza taşımak zorunda bırakılıyoruz” diye döviz taşıyan kadın işçilerle konuştuk.

27 Nisan günü ODTÜ’de DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’nda örgütlü taşeron işçilerin çağrısı ve Tez-Koop-İş, Eğitim Sen ve öğrencilerin katılımıyla coşkulu bir 1 Mayıs kutlaması yaptık.
İşçilerin insanca çalışma koşulları ve insanca bir yaşam taleplerini dile getirdiği yürüyüşte yurtlarda çalışan kadın işçilerin kartondan bir çamaşır makinesi ile yürüyüşe gelmeleri dikkat çekti. “Maketini bile 3-4 kişi taşıyabiliyorken yurtlarda bunları tek başımıza taşımak zorunda bırakılıyoruz” diyen kadın işçiler ağır çalışma koşullarına tepkilerini dile getiriyorlardı.
Ertesi günlerde öğle arasında maketi yapan kadın işçilerle buluştuk. Sidal abla maketi yapmaya nasıl karar verdiklerini anlatarak söze başladı. Sendikada tek tek birim temsilciliklerinin oluşturulma sürecinden, 40’a yakın temsilciye eriştiklerinden ve iki hafta boyunca her öğle arasında yurtları gezerek işçilerle buluştuklarından bahsetti. Yurtlardaki kadın işçilerle konuştukça ortak sorunlarının makine ve deterjan gibi temizlik ürünleri taşımak olduğunun farkına vardıklarını ve neredeyse yurtlarda çalışan bütün kadın işçilerin ilerleyen yıllarda fiziksel rahatsızlıklar yaşadığını söyledi. Nazife abla da onu onaylayarak “Ya bel fıtığı ya diz kayması; ben de ameliyat oldum, 45 gün rapor verdiler, ücretsiz izine çıktım. Biz gerçi yine iyiyiz, diğer yurtlarda buzdolabı taşıtıyorlar. 6 kat yukarıya makine taşıyoruz” dedi.
Bu ağır koşullarda rahatsızlandıklarında ise üniversitenin sağlık merkezini kullanamıyorlar. Sağlık merkezinde yalnızca ilk müdahale yapılıyor. Daha sonra işçiyi ambulansla en yakındaki devlet hastanesine götürüp bırakıyorlar. İşyeri doktorunun kendilerine şirket ofisinde bakmasından şikayetçiler: “Doktor da telefon ışığıyla boğazımıza bakıyor, öyle doktor yani...” diyorlar.

‘BİZ OLMASAK ODTÜ PİSLİKTEN GÖRÜNMEZ’
Nazife abla, önceleri okulun kreş ve havuz gibi olanaklarından da yararlanamadıklarını, sendikalı olduktan sonra bu durumun değiştiğini belirtti. Hafta sonu da çalışmalarına karşın yol ücretlerinin verilmediğini, bunun için de ses çıkarmaları gerektiğini ekledi.
O sırada maketi hazırlayan Melek ablanın içeriye gelmesiyle diğerleri, “Hah, geldi bak maketçi” deyip gülüştüler. “Ne diyorsun, sence dikkat çekti mi maket?” diye sorunca “Çook, çok dikkat çekti o kesin tabii. Benim yapmam da dikkat çekti” diyen Melek abla, şöyle devam etti: “Konuşmayayım diyorum ama yarama tuz bastın valla. Baştakiler rahatsız oluyor, laf söylüyor ya da dalga geçiyorlar. Siz şimdi yurtları geziyorsunuz da ne olacak diyorlar. İnsana biri laf söyleyince iş yapası gelmiyor, benim elim ayağım boşalıyor biri bir şey deyince. Ben burada ekmeğim için mücadele ediyorum. Artık itilip kakılmak, ikinci hatta üçüncü sınıf insan muamelesi görmek istemiyoruz. En kötü şartlarda biz çalışıyoruz diye herkes bizi ezmeye çalışıyor, bizim de performansımız düşüyor.”
Fatma abla “Halbuki biz olmasak ODTÜ pislikten görünmez, bok götürür valla buraları” diye söze girerken, Sidal abla da “Dalga geçsinler bakalım, görürler yakında” diye onu destekledi.

ELİN İŞİ BİTER, EVİN İŞİ BİTMEZ
Kadın işçiler olarak hem evde hem işte çalışmanın zorluklarını da dile getirdiler. Fatma abla geçen haftalarda Diyarbakır’dan kayınpederinin teyzesinin geldiğini, üç hafta ona bakmak zorunda kaldığını söyledi; “Burada çalış, evde çalış; haftada bir gün ‘güya’ izin var, onda da ev işi bitmek bilmiyor. Vallahi elin işi biter, evin işi bitmez! Erkekler de hiç yardımcı olmuyor.” Sidal abla “Bu ülkede kadın olmak zor Buse’ciğim, en çok yükü biz çekiyoruz. Evin işi, çocuğun ödevi, her şey bizde!” diye araya girdi. “E ne yapacağız peki?” deyince “Çalışmaya devam!” dediler, “Bak yurtları gezdik, insanlar geldiler. Canlarına tak etmiş çünkü...”


İlgili haberler
Tekstil işçisi Oya günde 12 saat makine pedalına b...

Tekstil işçilerinin şikayetlerinin başında bel, boyun ve bacak ağrıları geliyor. Uzun saatler oturar...

12 saat gece vardiyası, iş kazasına ‘yara bandı’

Akşam 7:30'da işe başlıyor, sabah 7:30'da mesai bitiyor. Çalışırken yaşadığı kazalar ustabaşı tarafı...

Dosya: 1 Mayıs’a Giderken Kadınlar ve Çalışma Yaşa...

İşsizlik, kayıt dışılık, güvencesizlik, fazla çalışma, düşük ücret, ev işleri, çocuk bakımı... Kadın...


Sıradaki haber
Çömçeyi kim tutacak?