‘Patronların kâr hırsından bizi kim koruyacak?’
Temizlikçi, çaycı, yemekhane işçisi, okulda hizmetli, ev işçisi kadınlar… Çalışabilenlerin iş yükü kat kat arttı, işsiz kalanların geçim kaygısı arşa vardı. Kadınlar anlatıyor…

Koronavirüs ülkede hızla yayılmaya devam ediyor. Bir de patronların kâr hırsı. Kocaman plazalarda, lüks iş merkezlerinde, ofislerde görünürde olmayan kadın emekçiler var. Temizlikçi kadınlar, çaycı kadınlar, yemek yapan kadınlar, evlere temizliğe giden kadınlar. Şimdi çoğu işsiz, zaten güvencesiz çalışma koşullarında çalışan bu kadınlar haklarını da alamadı ne yazık ki. Hala çalışmaya devam edenlerin ise iş yükü arttı, ancak aldığı ücret hala aynı. Kimi toplu taşıma araçlarında enfekte olma riskiyle işe gidip geliyor. Diğer yandan ofis çalışanı olanlar tüm dezenfekte işlerini kendileri yapıyor. Peki, bu kadınları koronavirüsten kim koruyacak? Hadi diyelim, koronavirüsten korundu, peki onları patronların kâr hırsından kim koruyacak? Bu günler elbet gelip geçici fakat “patronlar virüsü” tepemizde kalmaya devam edecek. Onları maalesef sabunla da yıkayamıyoruz. İşte bu derdi çeken kadınların anlatımları…

‘İŞİNE GELİRSE ÇALIŞIRSIN YOKSA KAPI ORADA’
Canan bir şirkette mutfakta çalışıyor. Toplu taşıma kullanıyor. “Patronlar işe gelmiyor, kendilerini eve kapattılar ama biz çalışmaya devam ediyoruz” diye anlatıyor: “İş yüküm arttı. Her gün masaları, kapı kollarını, yüzeyleri temizletiyorlar. Yoruldum, daha fazla çalıştırıyorlar. Her gün üç çeşit yemek istiyorlar. ‘Virüs bizi öldürecek’ dediğimizde müdür, ‘İşine gelirse çalışırsın, işine gelmese işte kapı’ dedi. Devlet bizi hiç düşünmüyor işi bıraksam ne yiyip içeceğiz? Çocuklarım var, kocam işsiz.”

‘OKULLAR KAPANINCA KAPI ÖNÜNE KONULDUK’
Sincan 30 yaşında, koronavirüs salgını gerekçesiyle işsiz kalan bir kadın: “Okulda hizmetli olarak çalışıyordum. Okular kapanınca bizi de kapının önüne koydular. Ev aldım, kredi ödemem var. Nasıl ödeyeceğim bilmiyorum. Şöyle bir iş bakayım dedim, iş yok. Kocam da mobilya atölyesinde çalışıyor. Çok korkuyorum virüs bulaşacak diye, bir yandanda işten atacaklar diye. Ne garip bir durumdayız. Hiç birikimimiz yok, çalışmasak açız.”

‘İŞ YÜKÜM ARTTI’
Aynur bir şirkette çalışıyor. Temizlik, çay gibi işler onun üzerinde. Hizmet sektöründe çalışanların çok daha risk altında olduğunu söylüyor: “Şirketin her tarafına antiseptik koydurdular. Her şey çamaşır suyuyla temizleniyor. İş yüküm artı, daha çok çalışıyorum. İstediği kadar maske, eldiven olsun neye yarar. Her gün toplu taşıma kullanıyorum. Patron çok korkuyor, her çay götürdüğümde kapı kollarını dezenfekte edip etmediğini soruyor. Benim çalıştığım yer şirketin genel merkezi. Üretim alanında ise çalışma hız kesmeden devam ediyor.”

‘100 LİRA PARAM VAR NE YAPACAĞIMI BİLMİYORUM’
Cemanur ise 40 yaşında, ev temizliğine gidiyor. Çalıştığı evden, “Gelme, biz sana haber veririz” demişler. Bütün evi temizlettikten sonrada göndermişler. Cemanur da bu süreçte nasıl geçineceğini kara kara düşünüyor: “100 lira param var ne yapacağım bilmiyorum…”

İlgili haberler
20 soruda koronavirüs ve işçi hakları

Pandemi sürecinde de haklarımız var! Bu süreçte zorunlu hizmetler dışındaki işler durdurulmalı, işte...

WhatsApp’ta gündem değişti: Sevgi sembollerinin ye...

Grupta birbirleri ile şakalaşan, sevgi sembolleri gönderen kadınların, salgının ortaya çıkması ile p...

Korona günlerinde balkon sohbetleri

Balkona çıkıp hava almak, aynı zamanda bir sosyalleşme, dert paylaşım alanı da olmuş durumda. Ee buy...