Sesleri saklı tutulan dengbêj kadınlar
Ne kadar acıdır ki bir yerlerde tutulan gizli sesler var… Kimsenin duyamadığı o anlatılar var. Bir tarih söyleminin kadın tarafından aktarılanları, gizli kalmak durumunda kalıyor.

Kürt sözlü tarihi ve tarih aktarımı, geçmişinden bugüne en çok dengbêjlikten faydalanmış ve bunu uzunca yıllar sürdürmüştür. Bu çerçevede ele aldığımızda, kadınların dengbêjlik tarihinin daha eskilere dayandığı da mutlak bir gerçektir. Bundan dolayıdır ki, kadın, dengbêjlik kavramının kendisidir.

Kürt toplumu yaşamış olduğu acıyı, sevinci, savaşları, kayıpları unutmamak adına bunları kendisinde kalıcı kılmak adına hafızasına işlemiştir. Kürt kadınları çocuklarına anlattıkları masallar, destanlar, ninniler ile bir tarihi anlatmaya başlarken, yine toplumun öncüleri olarak gösterilen erkekler olmuştur. Kadının toplumsal cinsiyet rolleri bütün toplumlarda varlığını benzer sorunlarla ve biçimlerle sürdürürken, Kürt toplumunda da aynı durumlar söz konusuydu.

Kadın sevincinde başka, feryadında bambaşka hikayelerini çocuklarına masallar, ninniler anlatarak başlamış ve toplum içerisinde bu şekilde bir çerçeve çizebilmeyi başarmıştır. Ancak bu çerçevenin sınırlarını belirleyen eril zihniyet hakimiyetini burada da kurmuş ve kadınların seslerini duyurmalarına, kendi istediği ölçütlerde izin vermiştir. Kadına ait olan bu aktarımlar belli bir süreden sonra erkeğin ağzına dolanmış ve bunun sonucunda da dengbêjlik erkeğin hakimiyetine geçmiştir. Daha sonraki süreçlerde de göreceğimiz gibi bugün dengbêjlik kültürünün hakimi, erkekler olarak gösterilmektedir. Sadece hakimiyeti değil, popüler olması, medyadaki hakimiyeti de yine büyük çoğunlukla erkekler üzerinden aktarılmaktadır.

Kürt kadınların, her şeylerinin ellerinden alındığı süreçlerde ağızlarına doladıkları kîlamları da ellerinden alındı. Gerek Kürt toplumundaki muhafazakar anlayış gerek toplumsal normlar kadınları beraberinde yüzyıllarca sürükleyip durdu. Kadın, erkek kuşatmasının içerisinde sürekli varlığını göstermek istese de bu sistemleşmiş düşünce kalıpları ile yok edilmeye çalışıldı.

DENGBÊJ EVİ’NİN TEK KADINI FELEKNAZ
Peki, dengêjlik tarihinin en önemli temsilcilerinden Ayşe Şan’ın hayatı, mücadelesi ile başlayan bir direniş Kürt kadınları üzerinde ne kadar etkili olmuştu? Ayşe Şan Kürt toplumu içerisinde örnek bir kadın profili olmayı başarabilmiş miydi? Dengêj kadınların mutlaka hayatlarında Ayşe Şan’ın bir yeri oluyor... Kürt kadınlarının, dengêjlik kültürünün bu kadar popüler edildiği bu süreçte kendilerini ortaya çıkarmayı başarabilmesinden de biliyoruz bunu.

Bugün Diyarbakır Mala Dengbêjen’in (Dengbêj Evi) birçok dengbêje ev sahipliği yapıyor ancak gördüğümüz manzara ne yazık ki içler acısı... Gittiğimizde gördüğümüz manzara, burada tek bir kadın dengbêjin aktif olduğu...

Aklımıza, toplumsal cinsiyet rollerinin, hala eril düşünce zincirine mahkum edildiği gerçeğini getiriyor bu durum. Mülakat esnasında varlığını orada korumaya çalışan kadın dengbêj Feleknaz’ın aktarımları bu gerçeği yeniden görmemizi sağlıyor.

Feleknaz, kadın dengbêjlerin Dengbêj Evine gelemeyişine, seslerini saklamalarına, bu kültürün erkekler tarafından inşa edilmiş gibi gösterilmesine sitem ediyor: “Buraya benden başka kadın dengbêj gelemiyor. Kiminin ailesi eşi, çocukları istemiyor. Kimi de toplum tarafından yargılanıyor. Kadının sesi de neymiş. Bilmiyorlar ki, onları büyütürken anaları söylemiş onlara ninnileri, masalları... Onlar da bunlarla büyümüşler. Lorî lorîler ile büyüyen de onlardı. Şimdi bizim söylediklerimizi kendilerine mal ediyorlar. Benim de eşim, çocuklarım tepkiyle çıktılar karşıma. Aklıma çoğu zaman Ayşe Şan’ın hayatı geldi. Ben de boyun eğmedim onun gibi.

Köylerdeki kadınlara gelin dedik, fakat gelemediler. Yoksa buralarda ne saklı sesler var... Bazı erkek dengbêjerin de beni istemediğinin farkında ola ola buraya geliyorum. Onca erkeğin içerisine girip ben de onlarla atışmalar yapıyorum. Karşılıklı söylüyoruz. Yavaş yavaş hepsi alışıyorlar. Burada erkekler çalışıyor ama kadınlar da evde çalışıyor. Onlar buraya gelirse çocuklarına, kocalarına yemeklerini kim yapacak! Belki biraz bu konudaki sorunlar çözülse kadınlar saklı seslerini duyurabilir, buraya gelebilir. Kürt coğrafyasında kadın olmak daha zor. Her şeye susmak zorundasın. Acılarını içine gömmek zorundasın. Feryadını saklamak zorundasın. Sevincini ise sessiz yaşamalısın...” 

DUYULMAYA KAPATILMIŞ O SESLERDE NELER VAR?
Dengbêj erkeklerin bazıları kadınların dengbêj olmasına olumlu bakarken bazıları da gelenek ve göreneklerden dolayı ‘ayıp’ olarak görüyor. Kadınlar bugün burada, kîlamlarının da, seslerinin de kendilerinden alınmasına seyirci kalmak durumunda bırakılıyor. Bu durumda, bugün ciddi bir öneme sahip olan dengbêjlik kavramı, erkekler üzerinden ilerlemeye devam etmekte. Medya yahut kurumlarda ön planda olan dengbêj erkekler bunun üzerinden popülaritesini arttırmaya devam etmekte. Kadın ise sadece evinde çocuklarına, torunlarına bakmakta yahut bir düğün evinde kadınların olduğu topluluklarda sesini ortaya koyabilmektedir.

Ne kadar acıdır ki bir yerlerde tutulan gizli sesler var... Kimsenin duyamadığı o anlatılar var. Bir tarih söyleminin kadın tarafından aktarılanları, gizli kalmak durumunda kalıyor. Bir yerlerde sessiz çığlıklar var, sessiz feryad edişler, sessiz ninniler, masallar, sevinçler var ve bunlar gün ışığına, egemen cinsiyet rolleri istediği durumlarda çıkabilmekte. Duyulan sesleri duymak alışılagelmiş bir durumdayken ya duyulmaya kapatılmış o seslerde neler var?

Bu coğrafyada kadının sesi bile kısıtlanıyor ise düşünceleri varsayılabilir mi? Ninnilerimizi, masallarımızı, ağıtlarımızı, sevinçlerimizi savaşçı bir dilde değil barışçıl bir dilde olan analarımızın ağzından duymak artık o kadar zor bir duruma gelmişken kadın haklarını bu erkek egemen zihniyette sadece talep etmek ne kadar başarılı olabilir? Kadının sesi çıkmadan, mücadele etmeden, talepler ve istekler anlamını yitirir. Bundan dolayıdır ki kadının sesini ortaya çıkarabileceğimiz alternatif yollar geliştirmeli ve bunun üzerinden kadınlara erişim sağlayabilmeliyiz.

Kadınların talepleri onların seslerinde gizli tutulmakta ise onu anlamak için seslerine kulak verin...

İlgili haberler
Kızıl Meydan’ın sosyalist dengbeji: Sûsika Simo

Ayağındaki prangaları kopardı, sesini tüm Sovyet ülkesine duyurdu, Lenin’e yazdığı kılamlarla anıldı...

GÜNÜN ÖNERİSİ: Tarihe adını kazıyan 4 dengbêj kadı...

Hikayeciliğin kadın halidir dengbêj kadınlar... İçli sesleri, derin duygularıyla strana hayat verir,...

Dengbêj Gazin yüreğinde kalan kilamları seslendire...

Dengbêj Gazin, gençlere şöyle seslenmişti: "Gençlerimiz hem dengbêjliğe hem de kültürlerine sahip çı...