DERGİMİZDEN
Mamak General Zeki Doğan Mahallesi’nde kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasının her gün bir örneğini gördükleri şiddet vakaları için hayati olduğunu düşünüyor.
Eskiden Mamak Çöplüğü olarak kullanılan ve zemindeki metan gazı birikimi nedeniyle tehlikeli olan alana belediye, itirazlara rağmen bina dikmeye başladı. Kadınlar isyanda!
Hayatın nefes alınamaz hale gelmesine, “bir sonraki ben olabilirim” kaygısı artıyor olmasına rağmen genç kadınlar üzerindeki umutsuz hava kolayca dağılabiliyor.
Hayatı hakkında kararlar verilirken sadece dinleyici olan bir kız çocuğundan; kendi hayatını şekillendiren bir kadına dönüştüm. Benim gibi kadınlara hep ‘Bir ihtimal daha var’ diyorum.’
‘Aileyi yıkıyor, şiddeti artırıyor, eş cinselliği özendiriyor’ denilerek tartışma konusu haline getirilen İstanbul Sözleşmesi ne diyor, Türkiye'de uygulamada neler oluyor? Gelin madde madde bakalım...
Okulların açılması gereken şu günlerde bizler ‘Nasıl olacak bu iş?’ diye düşünürken, devletin aslında bu işe ne zaman ne de bütçe ayırmak istemediğini açıklamaları ile gözümüze sokuyorlar.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yüz yüze eğitimin gerçekleşebilmesi için gerekli hazırlıkların yapıldığı yönündeki açıklamaları velileri tatmin etmezken, veliler somut uygulamalar bekliyor.
Uzaktan eğitim-öğretim, okulun yerine geçemez, yetersizdir, hiyerarşiktir, sanaldır, tek yanlıdır, etkili ve verimli değildir. Geleceğimiz için eğitimdeki kangren sorunlara çözüm bulunmalıdır.
Dünyanın dört bir yanında kadınların en büyük eğlencesi pembe diziler. Ta 1930’lardan beri hayatımızda. Peki pembe dizilerin tarihini ve değişimini merak ettiniz mi hiç? Buyurun o zaman…
Küçük bir ilçenin sağlık ocağında çalışan Hemşire Sakine, çocuğunu 5 yaşına kadar sağlık ocağına götürmek zorunda kalmış. ‘Kreş şart’ sözünü ona yaşadığı zorluklar söyletiyor.
‘Bizim emeğimizi yok saydıkları gibi çocuklarımızı da yok sayıyorlar… Hastanede kreş ve gece çocuk bakım evi, etüt vs. yapmak çok mu zor?’
Patronların işçilerin haklarını gasp etmek için denemediği yöntem yok! Tazminat ödememek için haksız gerekçelerden, kısa çalışma ödeneği ile tam zamanlı çalıştırmaya kadar her yöntemi kullanıyorlar.
Çoğunluğu tatile gidip gelen ev sahipleri bana hastalık taşıdığım kesinmiş gibi yaklaşıyor. Geçinmek zorunda olduğum için bu işleri kabul etmek zorunda kalıyorum. Kimi zaman paramı alamadığım oluyor.
9 Mayıs 1945’te Nazi Almanyası’nın teslim oluşuna kadar 55-60 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının sakat kalmasına neden olan faşizm kadın işçilerin çalışma yaşamını nasıl etkiledi?
Sizlerle kız kardeşimiz E.F.’nin hikayesini kendi yazdıklarıyla paylaşmak istiyoruz. Mektubunu derneğimize ulaştırdı, biz de Ekmek ve Gül aracılığıyla tüm kadınlarla paylaşıyoruz.
‘Yıllarca şiddet görmüş bir kadın olarak tüm kadınlara sesleniyorum; kadınları koruyan İstanbul Sözleşmesi şu an tam uygulanmadığı halde beni şiddetten kurtardı.’
Pandemi boyunca ve sonrasında tedbir adı altında ne yapıldıysa kadınların hakları pahasına yapıldığına çok kez tanık olduk. İşte Kamboçya, Kanada, ABD ve İrlanda’dan örnekler…
Adana’dan Hülya’nın mektubu pek çok kadının duygularına tercüman. Çocuk istismarında cezasızlık örneklerinin arttığı her gün, kadınlar bu korkularla yaşıyor.
Batman’da Uzman Çavuş Musa Orhan’ın tecavüzüne maruz kalarak intihara sürüklenen İpek Er, ilk değil son da olmayacak belki ama, elbet bir gün kadınların mücadelesi bu olayları sonlandıracak...
Çıkarın kağıdı kalemi, nefessiz kaldığımız bu günlerde içimizdekileri kelimelere dökeceğiz… Hadi başlayalım…
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.