DERGİMİZDEN

Aile yılı ağzımızın tadını kaçırdı

'Koca koca adamlar işi gücü bırakmış, insanlar evlensin diye kolları sıvamış. Bir de üstüne üç çocuk yapın diyorlar sanki ev ödevi verir gibi.'

Eğitime 'aile yılı' ablukası: İtaatkar nesil ve kız okulları

Aile yılı ve kız okulları uygulamasının ortak noktası, sistemin kadın bedeni ve hayatı üzerindeki tahakkümünü çok erken yaşlara taşımaya çalışmasıdır.

'Doğal olanın' zorbalığı

Hak eşitliği talebi başta olmak üzere demokratik talepler, ekonomik-sosyal güvenceler ve hayatın her alanında kadınların güç göstereceği örgütlü yapılar hayati önemdedir.

Bir sezaryen tartışması: Sermaye ne isterse!

Sezaryenle doğumu önce kâr için yaygınlaştırıp sonra yasaklayan anlayış, kadınları kâr hırsı ve nüfus politikaları arasında sıkıştırıyor.

Halil İbrahim sofrasından değil un çorbasından

İktidar halkın kilolarının derdine düşmüş de bu halk ne yer ne içer diye sormuyor. Bu sayfalarda çokça paylaştık sofralarımızı, çocukların beslenme çantalarını, pazar arabalarını.

Halimiz Yusuf, Yusuf

Öğrencilere bir öğün sağlıklı yemek vermeyi Mecliste konuşmayı bile reddeden yüce devletin yürütme örgütü sağlıklı beslenme diye tutturmuştur. Sağlıklı da sağlıklı.

Kuşatmaya karşı kurtuluşu tartışıyoruz

'Yaşadığımız sorunların kökenini, bugünümüzle ve yarınımızla bağını tartışmak üzere 22. Gençlik Yaz Kampı’nda, kadın çalışmaları atölyesinde buluşalım.'

Dans, mücadele, dayanışma

'Üniversiteli kadınlar eğlenmek için toplandıkları partilerde bile yaşadıkları ekonomik, politik, toplumsal sorunları tartışarak bu mücadele pratiğinden uzak olmadıklarını gösteriyorlar.'

Aşı reddi, komplo teorileri ve gerçekler

'Kaçınılan her aşı, yalnızca kendi çocuğunuzu değil, başka çocukları da riske atmaktadır.'

Güneş ve deri sağlığı

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için, ultraviyole B’nin en fazla yeryüzüne ulaştığı zaman aralığı olan 10 ile 16 arasında, zorunlu olunmadıkça güneş altında bulunulmamalıdır.

Bir distopyanın içinde miyiz? | Fahrenheit 451 ve Çalınan Dikkat

'Dikkat sadece kişisel bir yetenek değil; aynı zamanda bir toplumu ayakta tutan temel güçlerden biri.'

'Giderlerse gitsinler' demek bu kadar kolay mı?

Nebat Bukrek’in yeni romanı Yılmaz’ın karakterlerin yaşanmışlıkları ifade ettiğini, yanı başımızdan bildiğimiz gerçeklikleri yansıttığını söylemeye gerek bile yok.

İşçi kadınlar sermaye saldırısına karşı birleşiyor

Dünya genelinde işçi haklarına yönelik saldırılar artarken Arjantin’den Hindistan’a, İskoçya’dan ABD’ye kadar kadın işçiler düşük ücretler, kötü çalışma koşullarına karşı mücadele ediyor.

Ekmek ve Gül dergisi Mayıs 2025 sayısı

Talepleri ile alanları boş bırakmayan emekçi kadınların her gün mücadeleyi daha ileriye taşıyacağı ortada. Bizler de kadınların mücadelesini güçlendirmek için sesimizi duyurmaya devam edeceğiz.

Bizim 'normalimiz' mücadeleye sarılmak

Baharın son ayına geldiğimizde işçi, emekçi, emekli, ev kadını, öğrenci tüm kadınlar "normal" olanı; insanca, şiddetsiz, sömürüsüz bir yaşamı kurmak için ısrarcı olduklarını gösteriyorlar.

Kadınlardan AKP'ye müjde: ‘Mücadele sürüyor, taleplerimiz büyüyor’

'Cesareti örgütlülüğe dönüştürmek zorundayız. Sokağı örgütlemek için bugünden iş yerinde, mahallede, okulda yanımızdaki kadınların koluna girmeli, aydınlık bir gelecek için mücadeleyi örgütlemeliyiz.'

2025 1 Mayıs’ından notlar: Kadınlar en önde, mücadelede!

‘Bu sadece kadınların öfkesinin haykırıldığı bir 1 Mayıs olmadı. Mücadele etmiş, kazanmış kadınların kurtuluşun mücadelede, özgürlüğün ise örgütlülükte olduğunu gösterdiği bir 1 Mayıs oldu.'

İşçi, emekçi ve öğrenci kadınlar 1 Mayıs’tan yazdılar

1 Mayıs Türkiye’nin dört bir yanında mitinglerle, eylemlerle kutlandı. 1 Mayıs’ta talepleriyle alanda olan işçi, emekçi, öğrenci kadınlar taleplerini, duygularını Ekmek ve Gül’e yazdılar.

Yaşatacak bir hayat sunmadan ‘doğurun’ diyorlar

Bugünün doğum politikaları kadınlar için doğurmaya zorlandığı koşulları inşa ediyor. Kadınlar ekonomik çaresizlikle, ideolojik kuşatmayla ve tıbbi kısıtlamalarla adeta kıskaca alınıyor.

‘Doğur’ demekle olmuyor

Kadın doğum uzmanları kadar alanda aktif çalışan ebelerin sayısı da yetersiz. Bir yılı aşkın süredir yapılmayan ebe atamaları, ne yazık ki bu ‘doğal’ sürecin kapsamı dışında tutuluyor.