Çocuk istismarında yeni düzenleme: Şapkadan canavar çıktı!
Hükümet çocuk istismarı yasa tasarısını açıkladı. Bir milyonuncu kez söylemiş olalım; önleyici tedbirler almayanlar artık her çocuğun yaşayacağı istismarda bir numaralı faildir.

Çocuk istismarında devlet nezdinde yapılacaklara ilişkin bir eylem planı belgesi olması istenen ve günlerdir beklenen düzenleme Meclise gönderildi.

Şapkadan tavşan çıksa iyiydi, canavar çıktı!

Her şeyden önce sorun şu; tüm toplumu ilgilendiren böylesi bir konuda yasalar oldubittiye getirilerek yapılmamalı. Çocuk istismarının temeline inen bir tartışma yapılmadan, konunun uzmanlarının görüşleri alınmadan, kamuoyunda tartıştırmadan yasa yapmak, görev savmaktır, meselenin üstünü örtmektir.

Biliyoruz ki iktidar tüm yasa yapım süreçlerini bypass edip bir gecede çıkardığı KHK’lerle ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Dolayısıyla böyle bir yasa yapım sürecinin onun “fıtratına ters” olduğu açık. Ama her yerde bu kadar tartışılan, konuşulan bir konunun bu biçimde yasalaştırılması, iktidarın bu fıtratının teşhir edilmesi için önemli bir nokta. Üstelik, ana muhalefet partisi CHP’nin de bu düzenlemenin hazırlanması sürecindeki tutumu bir o kadar teşhire muhtaç. Dört bir yanda imza kampanyalarıyla “Cezaların artırılmasını değil, etkili önlemler istiyoruz” denilen, insanların gözünün kulağının açık olduğu bu süreçte düzenlemede “Ne var, ne yok, nasıl olmalı, esas talepler nedir, bu süreçte kamuoyu nasıl bilgilendirilmeli?” konularında attığı doğru düzgün bir tek adım bile yok. Meclise geldiği süreçte bu konuda çalışma yapan uzmanların derli toplu görüşleri, raporları üzerinden tartışacaklarını umuyoruz.

Biliyoruz ki Hükümeti bir düzenleme yapmaya iten temel sebep, ülkede çocuk istismarının geldiği boyut ve halkın tepkisi. Bu tepki, kendi tabanı olarak gördüğü kesimler açısından da çatlak yaratıcı ve sorgulayıcı bir boyuta ulaşmıştı. Hükümet hem var olan tepkileri dindirmek hem de kendi programına denk gelecek yasal düzenlemelere ön açacak bir biçimde bunu kullanmak için yaptı hamlesini. Yani hem “Bakın konuyu ciddiye aldık” diyecek hem de kurmaya çalıştığı toplumsal düzene yasal açılımlar sağlayacak biçimde bir taşla iki kuş vurmaya yeltendi. Çocukları düşündüğü filan yok, varsa yoksa kendisi…

Hazırlanan taslakta öne çıkan iki değişiklik çocuk istismarına ilişkin cezaların artırılması ve kastrasyon (hadım) uygulaması. İstismar suçu işleyenlerin alacağı cezanın üst sınırı 40 yıla çıkarılmış, ayrıca faile hormon takviyesi ile yani ilaçla cinsel isteği yok edici “tedbirler” uygulanabilecekmiş. Ama ne hikmetse faillere uygulanacak iyi hal indirimlerine dokunulmamış, çocuk istismarı suçunda zaman aşımı olmaz dememiş.
Vahim bir boyut daha var; 2017 Kasım’ında halkın tepkisi nedeniyle geri çekilen “çocuk istismarını meşrulaştırma” önergesinin bir başka versiyonuyla karşı karşıyayız.
Tepki toplayan önceki önergede cezasızlık için “cebir ve şiddet olmadan birliktelik” diyordu, şimdi cezayı “cebir ve şiddet olması” şartına bağlamış. Bugünkü düzenleme, 15 yaş altında kalan çocuklara yönelik istismar suçuna verilecek cezaları belirlerken 12 yaş kademesi getirdi. “Cezaları artırdık, küçücük çocukların istismarını daha büyük suç haline getirdik” derken aslında 12 yaş üstü çocuğun istismarını meşrulaştıran nur topu gibi yeni bir yasal düzenleme ile karşı karşıyayız… Bir de 15 yaşını tamamlamış çocukların istismarını suç saymak için silah kullanma şartı getirilmiş. Ne yani, silah kullanmadan istismar edenler suçlu olmayacak mı? 15 yaş üstündekiler çocuk değil mi?
Düzenleme failin çocuk olduğu durumlarda da cezaları öyle bir artıyor ki, bir süre sonra çocukların mağdur oldukları örneklerin artmaması mümkün değil! Öyle ki, bu mağduriyet gündeme getirilerek bu suçların cezalarına af getirilmesi veya yeniden cezaları hafifleten düzenlemeler yapılması bile mümkün. Yani hem var olan istismar sorununa çözüm olmadı, hem de önümüzdeki günlerde karşımıza çıkacak istismar olaylarının üstünü örtmek için yol yaptı hükümet bu düzenleme ile.
Düzenlemenin çok önemli bir boyutu da “yayın yasağı.” Bunu da sanki çocukların lehine gibi sunsalar da bu uygulama aslında kamuoyunda oluşan tepkiyi engellemek işlevi görecek. Üstüne düzenleme için yapılan reklamlar yüzünden “Cezalar arttı, hadım geldi” diye düşünen kamuoyunun konuya ilgisinin azalacağını düşünürsek bu, önleme konusunun yine gündem olamayacağını ve yaşanan olayların üstünün kapatılacağını gösteriyor.


Bir milyonuncu kez söylemiş olalım; çözüm cezaları artırmak değil, suçun işlenmesini önleyici tedbirlere yoğunlaşmaktır.

Bunu yapmayıp, zaten çoktan olması gereken bir iki iyi maddeyi sokuşturup, esasında ise sorunu daha da derinleştirecek bir düzenlemeye imza atan Hükümet artık her bir çocuğun yaşayacağı istismarda bir numaralı faildir. Böyle biline…

İlgili haberler
Zina, idam, hadım... Çocukları bir de devlet eliyl...

Çocuk istismarını zinaya, hadıma, idama bağlamak, iktidarın çocukları çocuk olmaktan çıkaran, kadınl...

EMEP’ten kampanya: Çocuk istismarını aklatmayacağı...

‘Çocuk İstismarını Aklatmayacağız’ diyerek ülke genelinde kampanya başlatan EMEP, hükümetin hadım, i...

5 MADDEDE SAYIYORUZ: Çocuk istismarında gerçek önl...

Çocuklara cinsel istismar gündem olduğunda hissettiğimiz duyguların başında öfke ve çaresizlik geliy...