Eşi vefat eden kadınlara ‘en az 3 çocuk’ şartıyla konut desteği: Asıl destek inşaat şirketlerine
Derya Yanık'ın açıkladığı konut desteği vaadinin ne anlama geldiğini Dr. Burcu Yakut Çakar’a sorduk.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, eşi vefat etmiş ve 18 yaşından küçük 3 çocuğu olan kadınlara yönelik konut desteği yapacaklarını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fırsatta dile getirdiği “en az 3 çocuk” sözü, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından eşi vefat etmiş kadınlara verilecek yapılacak konut desteğinden yararlanmanın şartı haline getirildi. Sağlanacak 80 metrekarelik, 2 bin 23 adet konut desteğinin konut yapımı ya da satın alma şeklinde iki farklı yöntemle gerçekleştirileceğini, bakanlık olarak konut başına 300 bin TL destek verirken, ihtiyaç duyulan kaynağın “belediyeler ve hayırseverler tarafından” karşılanacağını söyleyen Aile Bakanı konutların mülkiyetinin de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’nın (SYDV) olacağını belirtti.

Destek olarak açıklanan bu vaadin ne anlama geldiğini daha önce Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu’nda dul ve boşanmış kadınlara yönelik sosyal yardım uygulamaları üzerine araştırma yapan Dr. Burcu Yakut Çakar’a sorduk.

Aile Bakanının açıkladığı konut desteğinin sorunlarına dikkat çeken Yakut, “İktidar bu programla boşanmış, terkedilmiş, eşi cezaevinde olan vb. pek çok ‘erkeksiz kadın’ı dışarıda bırakıyor, makbul olarak tanımladığı ‘dul’ kadınlar arasında da ‘daha makbul dul anne’ tanımını getiriyor. Yani çok çocuklu olmamanın ‘makbul’ olmadığı kabulünü kamusal düzeyde de norm olarak hayata geçirmesi söz konusu” dedi.

KAYNAKLAR YANDAŞ MÜTEAAHİTLERE Mİ AKTARILACAK?

Aile Bakanı yaptığı açıklamada “Eşi Vefat Etmiş Kadınlara Yönelik Konut Destek Programı kapsamında 2.023 adet konut temini sağlayacağız. Toplamda 607 milyon TL bütçemiz ile hane başına 300 bin TL destek vereceğiz” dedi. Desteği “konut yapımı ya da satın alma şeklinde” iki farklı yöntemle gerçekleştireceklerini söyleyen Bakan Yanık, ihtiyaç duyulan kaynakların da belediyeler ve hayırseverler tarafından karşılanacağını, konutların mülkiyetinin de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’nın (SYDV) olacağını, hak sahiplerine bedelsiz kullanım hakkı verileceğini belirtti.

Bu açıklama pek çok soru işaretini de beraberinde getiriyor.

Sözü edilen 300 bin liralık destek miktarı doğrudan konut satıcısına ödenecek ise satıcının nasıl seçileceği, hangi kriterlere göre belirleneceği ya da yerelde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’nda Mütevelli Heyeti kararına bırakılıp bırakılmayacağı muğlaklığına dikkat çeken araştırmacı Yakut, “Bu, belirli yerlerde belirli müteahhitlere ya da inşaat gruplarına kaynak transferi anlamına gelir” diyerek bütçenin kimlere aktarılacağına ilişkin kaygılara da dikkat çekti.

SEÇİM SÜRECİNDE POPÜLİST YAKLAŞIM

Bu destek programının seçim sürecinde popülist bir yaklaşımın unsuru olarak değerlendirilebileceğini söyleyen Yakut, kadınların “oy potansiyeli” olarak görülerek
“Eşi vefat etmiş kadınlara yönelik sosyal yardım programından halihazırda yararlanan kişilerin veritabanında haneye dair de tüm demografik bilgiler mevcut. Dolayısıyla, bakanlık şu anda bu programın hedef kitlesi içinden hak sahibi olabilecek minimum kişi sayısını biliyor, bütçeye yükü de çoktan hesaplanmıştır. Yakın zamanda gündeme getirilen TOKİ kurası gibi bunun da oy potansiyeli açısından da dikkate alındığını düşünüyorum” dedi.

‘VAR OLAN DESTEKLER DE ÇOK KISITLI VE AYRIMCI’
Araştırmacı Dr. Burcu Yakut Çakar, halihazırda eşi vefat eden kadınlara sağlanan desteklerin de çok sınırlı olduğuna, tek ebeveyn olarak çocuklarıyla birlikte bir hayat sürdürmekte büyük zorluklar yaşayan kadınlar açısından yetersiz kaldığına dikkat çekti.
“Eşi vefat etmiş olan kadınlara yönelik sosyal yardım programının yürürlüğe konduğu 2012’den beri zaten toplumsal yapı içinde ‘makbul’ görülen kadın profiline yönelik bir kurgu vardı. Programdan yararlananların önemli bir kısmı 65 yaş üzerinde olan ve daha önce 2022 sayılı kanun kapsamında yaşlı aylığı almaya hak kazanmış olan dul kadınlardan oluşuyordu. Hak kazanma koşulları da kadının sosyal güvence kapsamı dışında olması, eşinin evli oldukları dönemde vefat etmiş olması ve hane gelirinin de muhtaçlık kriteri olarak tanımlanan asgari ücretin üçte birinin altında kalmış olması idi. İki ayda bir (yeni güncelleme sonrasında 1000TL, öncesinde 650TL) ödeme yapan bu programın okul çağında çocukları olan tek ebeveyn kadın açısından temel ihtiyaçları karşılama konusunda ne derece yetersiz kalacağı hepimizin malumu” diye konuştu.
Yakut, kadınlar açısından hem bakım yükü hem de çalışma yaşamında güvencesiz, düşük ücretli ve kısıtlı sayıda iş olanağı düşünüldüğünde, bu yetersiz sosyal yardımlarla temel ihtiyaçları karşılayıp, insana yaraşır koşullarda yaşam sürdürebilmenin hiç de kolay olmadığını ifade etti.

Fotoğraf: Freepik

İlgili haberler
Sosyal yardımlar yoksulluğa yama yapılıyor

Yardımlar adeta yoksulluğa yama yapılırken Prof. Dr. Meryem Koray, sosyal yardımların kadınları güçl...

Bakanlığın ajandasında sosyal yardım ve aile var,...

Kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığı ve vahşileştiği günlerde Aile Bakanlığı bütçesi görüşü...

İŞÇİ KADINLARIN ORTAK ÇİLESİ: Gece çalış, gündüz...

Kadınların öne çıkan ve acil çözüm istedikleri sorunların başında; gece vardiyası, esnek çalışma, dü...