Göçük altından sesleniyorum: 3 hafta boyunca ne yiyeceğiz?
Kuaför Nesrin, 3 hafta tam kapanmanın ardından günlük kazançla yaşayanların sözlerini aktarıyor: ‘Yahu tavuğu bile kümese kapatırken önüne yem koyarsın, bize ne yiyeceksin diye soran yok.’

Merhaba Ekmek ve Gül okurları,

Ben kuaför Nesrin. Bugün günlerden 30 Nisan ve yasakların başladığı, sözde tam kapanmanın başladığı ilk gün… Benim ise kendimi göçük altında kalmış gibi hissettiğim günün 5. günü… İlk gün ne zamandı derseniz; yasakların açıklandığı pazartesi günü akşamı. Açıklama sonrası kendimi göçük altında kalmış gibi hissettim. “Nasıl yani yine mi bizler? Her yer açıkken bizler bu kapanmada ne yiyip ne içeceğiz, peki nasıl geçecek bu günler?” diye kafamdaki soruları cevaplamaktan beynim yanmıştı.

Ertesi gün iş yerime gittiğimde öfke, üzüntü, çaresizlik duyguları karışmıştı birbirine. Bağırmak, haykırmak istiyordum içimdekileri, herkes benim gibi düşünüyor, herkes çaresiz, ne yapacağını bilemez halde gelen müşterilerin tümü “Ne olacak biz kapandık virüs temizlenecek mi?” sorusunu soruyordu. Herkes cevabı biliyordu, çaresizlik tam da bu noktada başlıyordu, hani bağırmak, haykırmak istiyordum demiştim ya…

1 Mayıs kutlamalarının öne alındığı haberi tam da benim haykırmak istediğim şeyler için yer ve zamandaydı. Dün Antalya’da 1 Mayıs kutlamaları vardı. “Gitmeliyim” dedim, “Haykırmalıyım içimdekileri” ve yola çıktım otobüs durağında beklerken yoğun trafikte bir taksi durdu. Abla boşum götürebilirim dedi. “Çok tutar şimdi otobüs bekleyeyim” dedim. “Canın sağ olsun abla” dedi ve “Neden olmasın” deyip bindiğim taksici sanki hissetmişti benim hissettiklerimi. “Nereye?” diye sordu, “Meydana, basın açıklaması var 1 Mayıs kutlaması ona yetişmem gerek” dedim. Gözleri parladı “Hadi ya ne güzel” dedi ve sohbet başladı.

‘BİZE NE YİYECEKSİN DİYE SORAN YOK’

Şikayetler aynıydı “Abla ne istiyorlar bunlar bizim gibi günlük kazanan insanlardan. Bittik biz, artık her şey çok pahalı, eşim bir su firmasında çalışıyor, ben iki işte birden çalışıyorum ama yetmiyor. Geçenlerde eşimle hesap yaptık mutfak masrafı 2 bin lirayı geçiyor. 2 çocuk var. Kira bin 500 lira. Hala bizlere tam kapanma, kendileri ise istediklerini yapıyor, yahu tavuğu bile kümese kapatırken önüne yem koyarsın, bize ne yiyeceksin diye soran yok. Bizler bittik!” döktü için rahatladı biraz ama bunları burada konuşmamızın çözüm olmadığını söyledim. “Ben de senin gibi düşünüyorum ve bu yüzden taleplerimizi haykırmaya gidiyorum, hadi sen de ayır zamanını gel benimle” diye davet ettim ve taksiden ayrıldım. 1 Mayıs kutlamalarında taleplerimizi haykırdıktan sonra rahatlamış bir şekilde tekrar başka bir taksiye bindim. Taksicinin 1 Mayıs’ını kutlayınca gözleri parladı, “Sağ ol abla” deyip o da başladı dert yanmaya, “açız” diyor öfkeli bir şekilde. Ben de “Taleplerini söylemen için 1 Mayıs kutlamaları senin yanındaydı neden katılmadın peki taleplerinle, orada ‘açız’ deseydin, haykırsaydın, neden haykırmadın” diye sordum. “Peki ne değişecek ki?” diye sordu ben de “Gelirken de taksiye bindim ve o da şikayet etti. Onu da davet ettim, o da senin sözlerine yakın şeyler söyledi. Bak kardeşim böyle düşünen 2 kişi etti, eşlerinizi katarsak 4 kişi etti. Gördün mü, az önce bir tek benle değişmez diyordun, 4 kişi oldu. Sen de etrafındaki insanlarla paylaşsan çoğalırız” dedim.

“Ama ben ülkücüyüm abla ama Devlet Bahçeli ülkücüsü değil Alparslan Türkeş ülkücüsüyüm” dedi. “Ne fark eder ki sen de alın teri döküyorsun bu topraklarda, ben de döküyorum, çıkarlarımız aynı değil mi, bak açız diyorsun ben de aynı şeyi söylüyorum. Bizi bölenler saraylarında şatafatlı iftar sofralarında oruçlarını açarken bizler kuru ekmekle açıyoruz. Bizleri bölüyorlar, ekmeğimizi çalıyorlar. Artık izin vermeyelim, birlik olalım, gelecek yıl 1 Mayıs’ta ortak taleplerle birlik olarak kutlamalıyız ve eşini de mutlaka getirmeni tavsiye ederim” dedim. Ayrılıp işimin başına geldim çünkü son gündü, 3 hafta işimden, dostlarımdan uzak kalacaktım ama öfkem geçmişti çünkü alanda “Yaşasın 1 Mayıs” deme cesaretini bir kez daha göstermiştim ve cesareti olmayan insanlara 1 Mayıs’ı, dayanışmanın önemini anlatmıştım, dört duvar arasında bir iki arkadaşla şikayet etmemiştim. Benim gibi düşünen insanlarla “Yaşasın iş, ekmek, özgürlük, yaşasın 1 Mayıs” demiştim…

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
‘Tam kapanma’ öncesi işyerlerinde 1 Mayıs kutlamal...

1 Mayıs kutlamalarının yasaklanmasının ardından ‘tam kapanma’ öncesi pek çok işyerinde ve yerellerde...

Çağlayan tekstil işçisi kadınlar: 1 Mayıs talebimi...

Çağlayan’da tekstil işçisi kadınlar 1 Mayıs taleplerini anlattı.

Tuzluçayır'da kadınların 1 Mayıs'ı engel tanımadı:...

Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği: ‘Kadınları eve hapsetmeye çalışan, istihdama katılmasını eng...