#KızKardeşlikKöprüsüyle hayatı yeniden kuran kadınlar anlatıyor
İzmir’den, Ankara’dan, Kocaeli’den ve İstanbul’dan Kız Kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz kampanyasını örgütleyen kadınlar anlatıyor…

Deprem bölgesindeki ve deprem nedeniyle farklı kentlere göç eden kadınlar ve çocuklarla dayanışmayı büyütmek, bu dayanışmayı sürekli hale getirmek için Türkiye’nin dört bir yanındaki kadınlara çağrı yaptık, “Kız Kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz” dedik. Türkiye’nin pek çok ilinden Ekmek ve Gül grupları ve kadın dernekleri şimdilerde bu dayanışmayı inşa ediyor. İzmir’den, Ankara’dan, Kocaeli’den ve İstanbul’dan Kız Kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz kampanyasını örgütleyen kadınlar anlatıyor…


DAYANIŞMA İLE AYAĞA KALKACAK, ÖRGÜTLENEREK DEĞİŞTİRECEĞİZ!
Nuray ÖZTÜRK- İzmir Ekmek ve Gül Grubu: 30 Ekim 2020’de İzmir’de depremi yaşamış olanlar olarak deprem konusunda İzmir halkının, kadınların, kadın örgütlerinin ciddi bir deneyimi var. Bahsettiğimiz deneyim sadece dayanışmanın örülmesiyle ilgili de değil, her anlamda bir deneyim… Maraş depremiyle açığa çıkan çürümüşlük, burada da tüm kademeleriyle gösterdi kendini. Her şey siyasi bir ranta dönüştürüldü, bu yüzden de “makbul olmayan” örgütlerin engellenmesi küçük ölçekli de olsa burada da kendini gösterdi. Merkezi idarenin tekçi anlayışı yardımların toplanması, tanzimlenmesi, ulaştırılmasından çadır kentlerin kurulmasına kadar yansıdı.
Depremin ilk gününden itibaren sosyal medya hesapları ve gruplarımız üzerinden yaptığımız çağrılarla dayanışma örüyoruz. Ekmek ve Gül’ün yaptığı yayınlar, bölge kadınlarının yazı ve haberleri bizim kampanyamızın içeriğini belirlememizi sağlıyor. “Kız Kardeşlik Köprüsü” de dayanışmanın ihtiyaca tekabül etmesinden tutun da ulaştırılmasına kadar çok önemli bir yerde duruyor. Ancak bunun özellikle kadınlar ve çocuklar üzerine çöken ataerkil tahakküm ve kapitalist düzene karşı mücadele açısından örgütlü bir güce dönüşmesi kıymetli.
İzmir Ekmek ve Gül, Bornova Kadın Dayanışma Derneği, Buca Evka1 Kadın Kültür ve Dayanışma Evi Derneği olarak organize bir şekilde çalışmaları sürdürüyoruz. Ve bu dayanışma ağı kadınları çok daha fazla heyecanlandırıyor. Bu dayanışma sürsün istiyorlar evet ama deprem yaralarını sararken bunu bir yardım şeklinde ele almanın doğru olmadığı fikrindeler de. Asıl olan dayanışma, pek çok kadın da böylesi bir örgütlü dayanışma arayışında.
Daha önce hijyen ürünleri ve çocuklar için oyuncak ve kitap yardımı çağrıları yapmıştık, hiç tanımadığımız insanlar dahi bu çalışmaya katıldı. Okulunda, veli gruplarında duyuru yapıp getirenler, işyerinde duyurusunu yapıp oyuncak toplayan kadınlar, “Bununla oyuncak alın, size güveniyoruz” deyip para verenler… Mahallede kapı kapı dolaşıp gıda yardımı toplayıp getiren kadınlar oldu. Hatta sınıflandırmadan taşımaya her türlü çalışmanın içinde oldu kadınlar.
Şimdi İskenderun’da kadınlara özel bir sağlık çadırı kurma kararı aldık ve bunun çalışmalarını başlattık. Çadırından, gönüllü sağlıkçısına, içindeki malzemeden gezici ekiplerine kadar her şeyi planladığımız, kadınların olanakları ölçüsünde nereden tutabiliyorsa oradan emeğini ortaya koymasını istediğimiz, iş bölümü yaptığımız bir çalışma ve bunu deprem bölgesindeki Ekmek ve Gül grupları ve kadın dernekleriyle koordineli bir şekilde örgütlüyoruz. Evet, devletin tüm çürümüşlüğüne, halkı, emekçilerin hayatını hiçe sayan, her birini bir sayı olarak gören, ailesini, evini, geleceğini yitirmiş emekçileri daha yaralarını sarmadan sadece kendi kârını düşünüp işe çağıran sermayeye karşı, bizi ezip geçmek isteyen bu düzene karşı hayatı yeniden kuruyoruz. Bu dayanışma ile ayağa kalkıyoruz, ancak örgütlenerek değiştireceğiz!
DEPREM BÖLGESİNDE EŞİTSİZLİK DERİNLEŞİYOR

Elif YETİGİN- Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği: Deprem de olsa savaş da olsa, pandemi de olsa bu durumdan en çok etkilenen kadın ve çocuklar oluyor maalesef. Kadınların iş yükünün artması, güvenlik sıkıntılarının artması gibi birçok sorun ortaya çıkıyor. Şiddete maruz kaldığında nereye başvuracağına ilişkin birçok soru işareti var. Bu mekanizmalar pasif hale getirilmiş durumda. Yani toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin daha da derinleştiği bir ortamda yaşıyor kadınlar. Bu nedenle deprem bölgesindeki kız kardeşlerimizin dayanışmak çok önemli. Bu köprü bu dayanışmanın en büyük parçası. Biz de dernek olarak bu köprünün bir parçasıyız. Ne kadar dayanışma ağını örersek oradaki kadınların hayatı yeniden kurmalarına yardımcı olabiliriz. Birlikte bunu başarabiliriz. Sadece deprem bölgesinde de değil deprem sebebiyle yaşanan iç göçlerle illere dağılan depremzedeler var. Buradaki kız kardeşlerimizle dayanışmak için onlara ulaşacağız.


DEPREMZEDE KADINLARIN SORUNLARININ ACİL ÇÖZÜLMESİ 8 MART TALEBİMİZ DE
Adile DOĞAN- Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği: Esenyalılı kadınlar zaten deprem bölgesiyle ilk günden beri dayanışma içindeydi. Can havliyle oradaki insanların neye ihtiyacı olabileceğini düşünerek yardım gönderdiler. Ekmek ve Gül’ün çağrısı uzun vadede hem yaraları saracak hem de orada kadınların yaşadığı sorunları gündemde tutacak bir kampanya. Sadece eşya toplamak ya da kadınların ihtiyaçlarını karşılamak değil, aynı zamanda kadınların yaşayacağı sorunların teşhiri ve için talebe dönüşmesi için de önemli. Esenyalılı kadınlar bu duyguyla sarılacak bu kampanyaya. Bir iş bölümü yaptık; Ekmek ve Gül’ün de çağrısıyla tüm illerde olabileceğini tahmin ettiğimiz ve Ekmek ve Gül’den de okuduğumuz kadarıyla doğum yapacak epey kadın var deprem bölgesinde. Bu kadınların hem sağlık sorunlarını hem gebelik takiplerini, bebekleri doğduğunda nerede nasıl yaşayacakları soru işareti. Güvenceli ve sağlıklı bir ortam sağlanması taleplerini dile getirmek, bir yandan da dayanışma için yeni doğan paketleri hazırlayıp göndermeyi planlıyoruz. Çağrılarımızı yaptık.
Önümüz 8 Mart, kadınların sorunlarının acil şekilde çözülmesinin aynı zamanda 8 Mart talebi olarak da öne çıkmalı.
YAN YANA, SIRT SIRTA VEREREK KIZ KARDEŞLİK KÖPRÜSÜNÜ BÜYÜTECEĞİZ

Elif SANCI-Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği: Depremin ilk gününden itibaren şimdi dayanışma zamanı deyip her bir el birlikte hareket etmeye başladık. Deprem bölgesinden Tuzluçayır’a gelenlerle de kız kardeşlik köprümüzü devam ettiriyoruz. Onlara ev kurmak, yuva oluşturmak için yastığın, yorganın, tabağın, kaşığın ihtiyaç olduğu bir dönemden geçiyoruz. Deprem ve sonrasında yaşananlar üzerine konuşup tartışılacak çok şey var. Bunları tartışacağız, her yerde her zaman dile getireceğiz tabii. Ama bir yandan şu an dayanışma zamanı biz kadınlar için. Kadınlar olarak dernekte birlikte hareket etmeyi zaten biliyor ama bu birlikteliği bu köprüyle güçlendirmeyi, dokunabildiklerimizle, yan yana gelebildiklerimizle, ulaşabildiklerimizle dayanışmayı büyütmeyi istiyoruz.

Bu dönemde en çok da kadınlar anladı dayanışmanın önemini, insanların nelere ihtiyacı olduğunun önemini. Daha önce tanımadığımız, yan yana hiç gelmediğimiz o kadar çok kadınla bugünlerde yan yana gelebiliyoruz ki... Devletin yapamadığını kadınlar, kız kardeşlerimiz el birliğiyle kız kardeşlik köprüsünü kurarak yapıyoruz. Bu süreçte mümkün oldukça dayanışarak, yan yana gelerek kız kardeşlik köprüsünü büyüteceğiz. Çünkü biz yan yana daha güçlüyüz. Kız kardeşlik köprümüz her şehirde devam ediyor, edecek. Hepimize kolay gelsin.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
#KızKardeşlikKöprüsüyle hayatı yeniden kuran kadın...

İzmir’den, Ankara’dan, Kocaeli’den ve İstanbul’dan Kız Kardeşlik Köprüsüyle Hayatı Yeniden Kuruyoruz...

İstanbul’dan sesleniyoruz: Dayanışmayla ayaktayız;...

Kız kardeşliğimiz İstanbul’dan deprem bölgesine hayatı yeniden kurmaya köprü, hayatlarımızı eşit ve...

Ekmek ve Gül Grupları, kadın dernekleri olarak ‘Kı...

Tüm kadınları kız kardeşlik köprüsüne katılmaya, hayatı hep birlikte yeniden kurmaya çağırıyoruz…