Medeni Kanun’un 92. yılında kadınlar ders kitaplarında bile yok!
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, kadınların her alanda haklarını yitirdiğini ifade ederek, 92 yıl önceki hakların 16 yılda yok edilme noktasına geldiğini belirtti.

İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak 4 Ekim 1926 yılında Meclis tarafından kabul edilen kanunun bugün 92'nci yılı. 92 yılda ise kadınların geldiği noktayı CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi. Karşılaştırmalı Eğitim Derneği Raporu'ndan yararlanan Çakırözer, kadınların her alanda haklarını yitirdiğini ifade ederek, 92 yıl önceki hakların 16 yılda yok edilme noktasına geldiğini belirtti.

16 YILLIK AKP İKTİDARINDA KADIN HAKLARI TIRPANLANDI
Medeni Kanunun yürürlüğe girişinin 92'nci yılında Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Çakırözer, medeni kanun ile kadın - erkek eşitliği konusunda önemli haklar elde edilirken AKP'nin 16 yıllık iktidarı ile bu hakların tırpanlandığını ifade etti. Kadın erkek eşitliğinin her şeyden önce bir demokrasi meselesi olduğunu belirten Çakırözer, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ve erken yaşta evliliklerin arttığını, kadınların okullaşma ve istihdam oranlarının azaldığını, kadınların güvencesiz bir hayata mahkum edildiğini söyledi.

Medeni Kanunun yerine, İslam Hukukuna vurgu yapan ifadelerin de her geçen yıl müfredatta artış gösterdiğine dikkat çeken Çakırözer, “Toplumsal hayattan dışlanan kadın, müfredattan da siliniyor” dedi.

MEDENİ KANUNDA NELER VAR?
Medeni Kanun ile kadın erkek eşitliğinin sağlandığını belirten Çakırözer, “Evlilikte resmi nikâh zorunluluğu getirildi. Erkekler için tek eşle evlilik esası getirildi. Kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanındı. Mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirildi. Medeni Kanunun bir sonucu olarak kadınlara, 1930 yılında belediye seçimlerinde, 1933 yılında muhtarlık seçimlerinde,1934 yılında milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı sağlandı. Laik Cumhuriyeti savunan herkesin Medeni Kanuna sahip çıkması gerekir” diye konuştu.

KADINA ŞİDDET YÜZDE 392 ARTTI
Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre, Türkiye'nin cinsiyet eşitliğinde 144 ülke arasında 131'inci sırada olduğunu belirten Çakırözer, “Son 14 yılda kadına yönelik şiddet 4 kat, yüzde 392 artmış, genç kadın işsizliği yüzde 23’e yükselmiş, kadınların istihdama katılımı ise yüzde 29-31 ile sınırlı kalmıştır” dedi.

SON 10 YILDA 500 BİN KIZ ÇOCUĞU EVLENDİRİLDİ
Eğitimde ise kadınların net okullaşma oranları açık öğretim hariç tüm düzeylerde erkeklerin gerisinde kaldığını söyleyen Çakırözen, “Okulları terk etme oranları kız çocuklarında oldukça yüksektir. Erken yaşta evlilikler ise bu anlamda sorun olmaya devam etmektedir. Son 10 yılda 500 bin kız çocuğu evlendirilmiş, son 6 yılda 142 bin 298 kız çocuğu da erken yaşta doğum yapmıştır” diye konuştu.

Çakırözer, Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan 100 günlük eylem planında kadın haklarına ve istihdamına, kadın cinayetlerinin önlenmesine, kız çocuklarının eğitimine dair hiç bir somut adımın atılmadığını belirtti.

DERS KİTAPLARINDA TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ YOK SAYILIYOR
Bazı ders kitaplarındaki görsel ve metinlerde kadınların, çalışma hayatından ziyade ev kadını ve anne olarak tasvir edildiğine değinen Çakırözer, Karşılaştırmalı Eğitim Derneği’nin hazırladığı rapordan örnekler vererek şunları söyledi: “Yenilenen ders kitaplarında kadınların görünürlüğü azaltılmıştır. Türkçe, Tarih, Sosyal Bilgiler ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında metinlerin ve görsellerin kadın-erkek eşitliğini yok sayan bir biçimde, kadınları sadece geleneksel rollerin uzantısı olarak ev kadını ve anne olarak tariflediği göze çarpmaktadır. Bu durum evrensel değerlere, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere toplumsal cinsiyet ve eşitlik ilkeleri açısından aykırılıklar oluşturmaktadır”.

DERS KİTAPLARINDA KADIN GÖRSELİ BİLE KULLANILMIYOR
Raporda 9. sınıf tarih kitabında ‘Türklerde Tarih Yazıcılığı’ başlığı altında ele alınan kadınların tarih yazıcılığındaki rolü üzerine iki paragrafın, 2017 yılında tamamen kaldırıldığını söyleyen Çakırözer, “Ayrıca tarih yazımına ayrılmış bölümde beş görselden üçünde kadın figürlerine yer verilirken, 2017 yılından sonra ders kitaplarında yer alan 6 görsel tamamen erkek figürleri içermektedir. Siyasi otorite ve güç sahibi pozisyonlarında kadınların temsil edildiği bölümler tarih kitaplarından çıkarılmıştır. 2016 yılında ders kitaplarında yer alan ve kadınlara özel olarak ayrılmış tek başlık olan ‘Türk toplumunda kadının yeri’ ise ilerleyen yıllarda tamamen kaldırılmıştır” dedi.

DİN KÜLTÜRÜ KİTAPLARINDA ÇOCUK YAŞTA EVLİLİKLER ÖZENDİRİLİYOR
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında evlenmeden, boşanmaya, mirasa, borçlanmaya ve mülkiyete dair konularda modern hukukun yerine İslam Hukukun referans alan ifadelerin yer aldığına dikkat çeken Çakırözen, “Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmesini özendirecek biçimde evlilikte kızların velisinin söz sahibi olması, buluğ çağına erişen herkesin evlenebileceği ifadeleri ise kaygı vericidir” şeklinde konuştu.

MEDENİ KANUN HİÇE SAYILIYOR
Yine ders kitaplarında kadınlara verilen nafakanın belli bir süre ile sınırlı tutulması, bu yaklaşımın ceza kanunlarında yerini bulması önerilerinin de kadınları yoksulluğa ve erkek egemen şiddete iteceğini ifade eden Çakırözen, “Yine ders kitaplarında Medeni Kanuna aykırı olarak 'talal' ile (Boş ol diyerek) boşanma hakkını mahkemelere başvurmaksızın erkeğe verilmesi” uygulamasının öne çıkarılması, medeni kanunla sağlanan haklar açısından kaygı vericidir” dedi.

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ ZORUNLU DERS OLSUN
Çakırözer, taleplerini şöyle ifade etti: “Müfredat ve ders kitapları kadın-erkek eşitliği yönünden incelenmeli ve cinsiyet eşitliğine uygunluğunun denetimi yapılmalı. Kadınlara yönelik ayrımcılık içeren ifadeler müfredat ve ders kitaplarından çıkarılmalı. Eşitliği koruyarak ayrımcılıkla mücadele edilmeli. İstanbul Sözleşmesinin bir gereği olarak toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimin tüm kademelerinde zorunlu ders olarak yer almalı”.

İlgili haberler
Hükümetin derdi 91 yıllık medeni kanunla

Müftülere nikah yetkisi verilmesini kapsayan yasayı değerlendiren Avukat Selin Nakıpoğlu, ‘kadınları...

Medeni hukukta kara delik: Müftülere nikah yetkisi

Müftülere nikah yetkisi ile “inancın ve kişisel teamüllerin ortak hukukun üstüne geçebileceğini” söy...

Çalışırken hangi haklarımızı kaybettik?

Geçim sıkıntısı artıyor. Siz de etrafınızda 40 yaşın üzerinde, daha önce hiç çalışmamış ev kadınları...