Üniversiteli kadınlar eşitlik, özgürlük ve yaşamak istiyor
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde taleplerini konuştuğumuz Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi öğrencisi kadınlar, eşitlik ve özgürlük istediklerini söyledi.

Pandemi sürecinin etkilerini en ağır şekilde hisseden kesimlerden biri de üniversiteli genç kadınlar. Hacı Bayram Veli İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrencisi Beyza, İşletme Bölümü Hazırlık öğrencisi Eda ve Funda ile uzaktan eğitim, kadın üniversiteleri ve 8 Mart talepleri üzerine konuştuk.

Pandemi sürecinde uzaktan eğitim nedeniyle yaşadıklarını anlatan kadınlar, kadın üniversitelerinin kurulmasını da istemiyor. Genç kadınlar, "Biz öldürülmediğimiz şehirler istiyoruz. Kendi kararlarınızı kimsenin baskısı olmadan alabileceğimiz ve bir karar aldıktan sonra sonucunda başımıza bir şey gelir mi endişesi yaşamamak istiyoruz. Kadının aile içindeki rolünün değişmesini, ev içi emeğin yok sayılmamasını istiyoruz” diyor.

Öğrencilere yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

Uzaktan eğitim sürecinde evde olmak genç bir kadın olarak sizleri nasıl etkiledi? Ev içerisinde ailenizle ilişkiniz nasıldı? Uzaktan eğitim hakkında ne düşünüyorsunuz?

Beyza: Ev içerisinde ailemle ilişkim fazlasıyla değişkenlik gösterdi. Annemle daha fazla vakit geçirme fırsatı elde ettim, ev işleriyle, mutfak işleriyle daha çok ilgilenme fırsatı yakaladım ve bu annemi mutlu etti. Kardeşlerimle aynı anda evde olup sorunsuz bir şekilde derslerimize katılabileceğimizi anladık. 3 kardeşim olduğu ve genelde farklı zaman dilimlerinde okulda bulunduğumuz için bu biraz zor gözüküyordu ama uyumlu bir şekilde yaşamayı ve daha saygılı olmayı öğrendik.

Eda: Açıkçası evde olmak beni kötü etkiledi. Maalesef toplumun genelinde olduğu gibi ailemizde ev bakımıyla ilgilenmek kadının işi olarak görülüyor. Üstüne 6 saatlik yoğun ders programı eklenince sosyalleşme imkanım iyice azaldı. Bu da psikolojimi oldukça kötü etkiledi. Bir an önce üniversitelerin yüz yüze eğitime geçmesini diliyorum şahsım adına. Çünkü evde kaldıkça ailem biraz daha sorumluluk yüklüyor üzerime, mental ve fiziksel olarak yoruluyorum. Son zamanlarda çok gerginim, bunun da farkındayım, iyi etkilendim diyemiyorum maalesef.

Funda: Uzaktan eğitim kelimesinde eğitim tamamen isimden ibaret çünkü bizim uzaktan eğitimimiz sadece PDF’ler şeklinde ilerliyor. Sistemsel sıkıntılar yüzünden hocalar canlı ders yapsalar bile kimse giremiyor veya sistem çöküyor. Bu tarz sıkıntılar geleceğimi etkiliyor, derslerle ilgili birçok şeyi kaçırıyorum.

Kadın üniversiteleri hakkında ne düşünüyorsunuz, nasıl değerlendiriyorsunuz?

Beyza: Henüz toplumun tamamı kadınların birer birey olduğu gerçeğini kabul edememişken böyle bir şey yapılırsa zaten kadın ve erkek aynı ortamda okuyamaz, yaşayamaz algısını oluşturmuş oluruz. Kadınlara daha iyi fırsat tanınması için böyle bir üniversite fikri düşünülmesi aslında üzücü bir şey çünkü normal üniversitelerde, akademide cinsiyetçi ayrım yapıldığı için ayrı bir üniversite gereksinimi duyuyoruz. Kısacası hem destekliyorum, hem de böyle bir şeye gerek olmadığını, eşit bir şekilde eğitim görmeyi ve her alanda kadınların var olduğunu kabullenmeleri gerektiğini düşünerek desteklemiyorum.

Eda: Kadın üniversitesi, kadın toplu taşıma aracı vb. gibi pozitif ayrımcılık adı altında yapılan uygulamalar kadar saçma başka bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. Kadınların kafese tıkılmasından başka bir şey değil bu. Kimsenin kadınları korumasına gerek yok, kadınların korunmaya ihtiyaç duymadığı bir dünyaya ihtiyacımız var. Karma eğitim veren bir üniversitede bir kadın bir erkek tarafından tacize uğrasa, bunun için sesini duyurduğunda toplumdan alacağı cevap şu olacak: "Çok rahatsızsan kadın üniversitesi’ne git!. Kadınları toplumdan ayırmak hiçbir şeyi çözmez, işleri daha da kötüleştirir. Baştan aşağı saçmalık.

Ayrıca bu mantıkla hareket edersek; bir ülke boşaltılsın, içine de bütün kadınlar tıkılsın, mantıklı mı? Tecavüzcülere gereken cezalar uygulanırsa, adalet yerini bulursa kimsenin kimseyi korumasına gerek kalmaz. Twitter gibi sosyal medya platformlarında gündem olan kadın cinayet ve tecavüzlerinden sonra suçluların bunca haykırışa rağmen sokakta rahatça gezmesi başkalarına da bu suçları işlemek için zemin hazırlıyor. Kadınları oraya buraya tıkmak yerine adalet sistemi üzerinde biraz çalışılırsa bu suç oranının ciddi anlamda düşeceğini düşünüyorum. Çünkü adaleti bir sosyal medya platformu üzerinden arayacak kadar aciz bir adalet sistemine sahibiz.

Bu sene 8 Mart’ta talepleriniz neler?

Beyza: 8 Mart’a hem hüzünlü hem gururlu bir şekilde gidiyorum. Hüzünlüyüm, bir günü bile onlara çok görenler yüzünden bu sene 8 Mart’ı göremeyecek olan kadınlar için… Gururluyum, kadın olduğum, kadınları desteklediğim, bize inandığım, her şeyi başarabilecek gücümüzün olduğunu düşündüğüm ve bunları dünyaya kanıtlayan kadınlarımız olduğu için... Hatırlanmak istiyorum. Sadece kutlayan taraf değil aynı zamanda kutlanılan taraf olmak istiyorum. Genellikle benim hayatımda kadınlar, kadınların 8 Mart’ını daha çok kutlarken bu sene erkekler tarafından, arkadaşlarım tarafından hatırlanmak istiyorum.

Eda: 8 Mart’a giderken kadınların toplumda böylesine fazla sorumluluk yüklenmediği bir hayatı, kadınların öldürülmediği bir hayatı hayal ediyorum.

Funda: Biz üniversiteli kadınlar olarak hem kendi hayatımızda hem okullarımızda çok fazla mobbinge ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. Üniversitelerde ve özellikle de Boğaziçi Üniversitesindeki olaylarla birlikte kadınların kendi içlerinde bile ayrıştırmaya maruz kaldığını daha çok fark edebiliyoruz. Bu ve benzer birçok durum da 8 Mart’ta kadınların yaşadığı her türlü zorluğa karşı birleşmesine ve daha fazla direnmelerini ve örgütlenmelerini sağlıyor. Biz genç kadınlar olarak öldürülmediğimiz şehirler istiyoruz. Kendi kararlarınızı kimsenin baskısı olmadan alabileceğimiz ve bir karar aldıktan sonra sonucunda başımıza bir şey gelir mi endişesi yaşamamak istiyoruz. Kadının aile içindeki rolünün değişmesini ve ev işlerinin kadının yapmakla zorunlu olduğu bir şey gibi algılanarak ev içi emeğin yok olmamasını istiyoruz. Kültürel olgular bahane edilerek kadın ev içine hapsedilmesin ve yapılan her türlü baskının üstü bu tarz bahanelerle örtülmesin istiyoruz. 8 Mart’ta ve her zaman cinsiyet eşitliği istiyoruz.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

İlgili haberler
Kadın üniversiteleri: Karma eğitime saldırı, kadın...

Japonya’daki üniversitelerin yüzde 10'unu oluşturan kadın üniversitelerinin tarihsel amacı 'Japonya’...

5 maddede 'Kadın Üniversiteleri'ne neden karşıyız?

Erdoğan’ın talimatıyla ‘Kadın Üniversitesi’ 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alarak res...

Kadınlar için yeni dayatmaların habercisi: ‘Kadın...

Türkiye’nin her yerindeki kadınları etkileyebilecek olan “Kadın Üniversitesi” fikri kadınları yargıl...