Yeldeğirmeni'nden kadınlar: Şiddete uğrayan kadınlar kendini mücadelede var ediyor!
Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül Grubu, 25 Kasım'a giderken kadına yönelik şiddeti, medeni haklarımıza yönelik saldırıları ve bunların karşısında örebileceğimiz mücadeleyi tartıştı.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele gününe giderken Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül ekibinin çağrısıyla kadınlar film gösterimi ve söyleşi düzenledi. Molly Manning Walker’ın “Good Thanks, You?” isimli kısa filmi izledik ve film sonrası söyleştik.

Av. Deniz Polattaş söyleşiye filmden kesitler sunarak başladı. Filmde kadın karakterin uğradığı fiziksel ve cinsel şiddetin ardından; partneri, yargı ve diğer devlet kurumları tarafından uğradığı şiddet biçimlerinin ele alındığını belirtti. Bu kapsamda sunumunda kadına yönelik şiddet biçimlerine, hukuki perspektiften nasıl bakıldığına değindi.

Kadına yönelik şiddetin ulusal ve uluslararası mevzuatta ne şekilde yer aldığını açıkladı. Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesinde kadına yönelik şiddetin ne biçimde tanımlandığı ve maddede yer alan şiddet türlerini açıkladı. Daha sonra kadına yönelik şiddetin meydana gelmesi durumunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında ihlal edilen ilkelere yer verdi. CEDAW, Pekin Deklarasyonu gibi uluslararası sözleşme ve mevzuatların kadına yönelik şiddet tanımlarını ve bu konuda devletin sorumluluklarına değindi. Ayrıca CEDAW komitesinin 2022 yılı Türkiye raporunda İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye’nin tek taraflı olarak çekilmesinin komite üyeleri tarafından CEDAW’ a aykırı bir adım olarak görüldüğü anlatıldı. Ulusal mevzuat bakımından ise kadına yönelik şiddet durumunda hangi anayasa maddelerinin ihlal edildiğine değindi. Sonrasında 5237 sayılı ceza kanununda kadına yönelik şiddet durumunda ceza artırımını gerektiren maddelere değindi. Ayrıca TCK 102’de yer alan Cinsel Saldırı Suçu detaylarıyla aktarıldı. 6284 sayılı kanunun bir önceki kanundan farklı olarak getirdiği yeniliklere bu kapsamda İstanbul Sözleşmesi kısaca aktardı.

MEDENİ HUKUKA YÖNELİK SALDIRI, KADINLARI GÜVENCESİZLİĞE İTİYOR

Ülke gündeminde yoğun olarak tartışılan Medeni Kanun değişikliklerinden nafaka hakkının sınırlandırılması ve aile mahkemelerine getirilmesi tartışılan arabuluculuk kurumu hakkında yasal ve kadına yönelik politikalar çerçevesinde açıklamalar yaptı. İlk olarak Medeni Kanun'da düzenlenen yoksulluk nafakasının bugünkü haliyle dönüştürülmesi istenen halini karşılaştırdı. Bu kapsamda kanunda düzenlenen diğer nafaka türlerini açıklarken iktidarın kullandığı dille “süresiz nafaka “ söyleminin uygulamada ne şekilde görüldüğü ve aslında ideolojik bir söylem olduğunu konuştuk. İktidarın ve iktidara yakın çevrelerin kullandığı “1 gün, 1 ay evli kalıp ömür boyu nafaka ödeyen erkeklerin” aslında gerçekliğinin olmadığı, kadın örgütlerinin bu “nafaka mağduru erkeklerin” kimler olduğunu Bakanlığa sormalarına rağmen herhangi bir cevap alamadıklarına değinildi. Dolayısıyla bu söylemin gerçek hayatta temelsiz olduğu, ayrıca Medeni Kanun'da yoksulluk nafakasının kaldırılabilmesi şartlarının yer aldığı, yoksulluk nafakasının mutlak olmadığını konuştuk. Bu kapsamda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından kurulması düşünülen nafaka fonunun kadınları ekonomik güvencesizliğe sürükleyeceği üzerinde duruldu. Daha sonra aile arabulucuğu kurumu ve bu kurumun aile mahkemelerinin var olması mantığına aykırı olduğuna değindik. Getirilmesi tartışılan bu düzenlemeyle boşanma aşamasındaki kadınların can güvenliğinin tehlikeye düşürüleceğini konuştuk.

Daha sonra kadın mücadelesinin, yasaları ve yargı kararlarını değiştirme gücüne sahip olması üzerine tartıştık. Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül Grubu'ndan Seçil Sinanoğlu kadınların hem ev içinde hem de kamusal alanda şiddete maruz kalabileceğinden ve şiddet biçimlerini tanımanın kadınlar açısından öneminden bahsetti. Sonrasında Dünya ve Türkiye tarihinde kadın mücadelesinin kazanımlarından örneklerle 25 Kasım gününde bu mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

Filmde şiddete uğrayan kadının, hayatın bütün alanlarında uğradığı şiddet nedeniyle mağdur edilmesini izledik. Ancak hemfikir olduğumuz bir nokta vardı. Şiddete uğrayan karakterin gitmesi gereken bir alan daha vardı. Aslında kendini var edebileceği yer, kadın mücadelesinin yürütüldüğü alanlardı. Kadın mücadelesi yaşatır!

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Yeldeğirmeni kadınları şiddete karşı buluşuyor

Geçtiğimiz günlerde Kadıköy Yel değirmeni Mahallesinde yaşanan şiddet olayının ardından kadınlar bir...

Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül Grubu stant açarak 25 Ka...

Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül Grubu 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ne çağrı...

Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül ‘Şiddet kıskacında kadın...

25 Kasım'a giderken kadınlar Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül'ün düzenlediği etkinlikte buluşuyor.