
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Ülkemiz orta gelir grubundan yüksek gelir grubuna yükseliyor”, iktidar yetkilileri “Zenginleşiyoruz, kişi başına düşen milli gelirimiz artıyor” derken, emekçi kadınların ve ailelerin yaşamları başka bir gerçeğe işaret ediyor.
‘Ne yapacağımızı bilemiyoruz'
Batıkent’te yaşayan, çalışarak çocuklarını okutmaya çalışan bir aile de ‘yüksek gelir grubu’ yalanının canlı örneklerinden biri.
Anne ve baba emekli ve toplam emekli maaşları 33 bin 672 lira. Bir kızları üniversite sınavına hazırlanıyor, bir de ilkokula başlayan torunlarına bakmak zorundalar. Aylık 12 bin lira kira ödeyen aileye 21 bin 672 lira kalıyor. Elektrik, su, doğal gaz ve kızlarının dershane masrafları derken geriye yalnızca mutfak giderleri için para kalıyor; aile bu kalan miktarla yaşamaya tutunmaya çalışıyor. Baba emekli olmasına rağmen çalışıyor ancak işten çıkartılmış. Şimdi ise “Yarına nasıl çıkacaklarını” düşünüyorlar.
Bir ailede iki kişinin çalıştığı ancak bu şekilde bile geçimlerini sağlayacak ücret alamadığı günümüzde iktidar temsilcileri ne derse desin yaşam onları yalanlıyor. Aylık su faturasının bile 1000 lirayı bulduğunu belirten aile, “Kalanı siz düşünün. Meyveler, sebzeler mevsiminde bile el yakarken, bir gün aldığımızı yarın aynı fiyata alamazken nasıl zenginleşiyoruz, yüksek gelir grubuna giriyoruz anlamıyoruz” diyorlar. Yüksek faturalarla karşı karşıya kalan, yoksulluk yüzünden yaşadığı sağlık sorunlarına bile çözüm bulamayan insanlarla sıkça karşılaştıklarını belirten aile, “Biz de işin içinden çıkamıyoruz. Artık sokakta yaşayan insanlar görmeye başladık. Bir yandan biz zorluk yaşıyoruz, bir yandan çevremizde daha kötü insanları görünce çok üzülüyoruz. Ne yapacağımızı bilemiyoruz” diyorlar.
Evsizlik artıyor
Yoksulluğun artması ve fahiş kiralar, belki de geçmişte daha az rastladığımız “evsiz” insanların da çoğalmasıyla sonuçlanıyor. Bunlardan biri de Ankara’nın Yenimahalle ilçesinde yaşayan bir kadın.
Yalnız yaşayan bu kadın, ev sahibi onu evden çıkarttığında barınabilecek bir yer bulamadığını ve eşyalarını dağıtarak geçici olarak bir apart otelde kalmaya başladığını söylüyor. Babasından aldığı aylık 21 bin lira para ile geçinmeye çalışan, iki kez kalp ameliyatı geçiren ve kalp kapağı değişen kadın, bir yandan da dayanışma bekliyor: “Ev sahibim ‘Kızım gelecek’ diye beni evden çıkardı. Kiralık ev bulmama yardımcı olun. 18 bin liraya kadar yaşayabileceğim bir ev arıyorum” diyen kadın eğer ev bulabilirse elinde kalan 3 bin lirayla hayata tutunmaya çalışacak.
Yoksulluk yaygınlaşıyor
İktidarın yüksek gelir masalının karşısında TÜİK’in verileri yoksulluğa ilişkin başka bir tablo çiziyor. Medyan gelirin yüzde 60’ına göre 2024’te Türkiye’de yoksul olarak kabul edilen kişilerin sayısı 17 milyon 821 bin kişi. 2014 ve 2024 yılları arasındaki rakamlara yer veren verilerde ise yoksul kişi sayısının en yüksek olduğu yıl 18 milyon 30 bin kişi ile 2022 yılı.
Türkiye’de yaşayan evsizlere ilişkin resmi bir TÜİK verisi bulunmazken bu 2025’in şubat ayında İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökce’nin yaptığı açıklamaya göre 2021’de 70 bin insanın evsiz olduğu, bugün ise bu sayının 100 bini aştığı belirtiliyor.
Fotoğraf: ClickerHappy/Pexels
İlgili haberler
Şiddet, güvencesiz çalışma, artan kiralar Fatma ve oğlunu evsiz bıraktı
‘Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinden biri aradı, gittik görüşmeye. Bize yol gösterdiler. Sayelerinde evimizi tuttuk, hemen eşya desteği sağladılar. O boş ev şimdi benle oğluma yuva oldu.’
GÜNÜN KİTABI: Yoksulluk ve kadın
Yoksulluğun içinde cinsiyetin, özellikle de kadının durumu özel bir yer tutuyor. Yoksulluk ve Kadın, kadın yoksulluğunu sosyalojik olarak ele alıyor.
İlk 6 ayda aile yılının kadınlara 'müjdeleri': İşsizlik, yoksulluk ve hak gaspları
Yılın ilk altı ayında binlerce kadın Esenyalı kadın dayanışma derneğine çeşitli yardım talepleri ile başvuruda bulundu. Talepler arasında en belirgin olanı ise; iş talebiydi.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN