GÜNÜN BELLEĞİ: Osmanlı döneminde kadının tarih sahnesindeki yeri
Osmanlı dönemindeki kadınların yaşantılarına kısaca bir bakış atarak baskıların ve kadın mücadelesinin tanıdık halini hatırlayalım.

Osmanlı Devleti’nin feodal-dinsel bir sistem üzerine kurulu olması bu sistemde islam dininin kurallarının geçerliliği ve bu kuralların kadın üzerindeki izlerini hepimiz biliyoruz. Bu dönemde kadınların hukuki durumları iki kadının şahitliğinin bir erkeğin şahitliğine denk sayılması gibi şeri hükümler çerçevesinde düzenleniyor ve geleneksel kuralların dışına çıkılmıyordu. Bu dinsel kurallar kadını siyasal, sosyal, ekonomik yaşamdan dışlamıştır. Osmanlıda kadınlar çalışma hayatından uzaktı ve sadece bugün olduğu gibi doğurganlığı ile kutsanıyordu. Okuduğumuz kitaplar, izlediğimiz televizyon dizileri ve filmlerden gördüğümüz kadarıyla da kadınlar fethedilen yerlerden getirtilerek cariye yani 'köle' sıfatıyla hareme alınmış ya da 'köle pazarlarına' götürülüp satılmıştır. Kadınların nasıl yaşayacağına, ne giyineceğine, hangi saatlerde ne tür arabalara binip nereye gideceklerine dair fermanlar bile çıkartılmıştır. Kadınların boşanma hakkından bile söz edilmezken erkek tırnak içerisinde “Boş ol” kelimesini 3 defa tekrarlayıp karısını boşayıp, birden fazla kadınla nikah kıyabiliyordu. Ta ki tanzimata kadar...

TANZİMAT, İKİNCİ MEŞRUTİYET VE SONRASI
Tanzimatla birlikte kadının durumunda az çok değişiklikler görülmeye başlanmıştır. Osmanlı Devleti, Batı’da yaşanan gelişmelere yüzünü dönmüş, ataerkil yapı ve İslami kurallara çok zarar vermeden Batı örnek alınarak modern bir kadın rolü oluşturma yolunda adımlar atılmak istenmiş; ama egemen olan erkek rolünün değiştirilmesi gerektiği yönünde hiçbir adım atılmamıştır. Devletin üst yapısında bulunan aydınlar tarafından eşitlik, özgürlük, adalet kavramlarının önünün açılması üzerinde tartışmalar başlamış fakat bu tartışmaların kadın hareketine pek de etkisi olmamıştır. Ancak Avrupa’daki sanayi devriminin Osmanlı sanayisinin gelişmesini etkilemesiyle birlikte iş gücüne ihtiyaç duyulmuş, fabrikalara vb. sanayi işletmelerine çok sayıda işçi alınmıştır ve kadın emekçilerin sayısında da bir artış gözlenmiştir.

II. Meşrutiyet döneminde ise burjuva devrimlerinin kadına getirdiği özgürlükler Osmanlı kadınlarını yaşamlarını sorgulamaya itmiş, bu durum gazete ve dergilere yansımış, Osmanlı kadınının durumu hakkında yazılar yazılmış, birçok kadın derneği açılmış kadının ev içi hapsolmuşluğu eleştirilmiş ve Osmanlı kadınının ilk kez siyasal bir harekete katıldığına tanık olunmuştur. Kadınların devrimci hareketine ve haklarını sorgulamasına karşı gerici çevreler yapılanmalar sürekli olarak baskıcı faaliyetler ve eylemlerde bulunmuşlardır. Bu durum II. Meşrutiyet sonrasında kadın hareketinin bir süreliğine duraksamasına sebep olmuştur. Osmanlının çöküş süreci ve savaşlar silsilesi ile birlikte erkekler silah altına alınmaya başlanmış, kadınlar ise çalışma hayatına ve üretim sürecine geçici olarak katılmıştır. Kadınların Osmanlı döneminde hakları temelindeki mücadeleleri tarih sahnesinde yer almalarını sağlamıştır. Kadınların şiddete uğradığı, aşağılandığı, doğurganlığıyla kutsandığı, eşit işe eşit ücret alamadığı bu topraklarda dün olduğu gibi bugün de tüm bu karanlık tabloya ve hakim olan sınıf tarafından kendilerine dayatılan baskıcı politikalara rağmen; kadınlar mücadele ederek, yan yana durarak seslerini yükseltmeye devam ediyorlar...

İlgili haberler
GÜNÜN BELLEĞİ: Artyuşina Kadın Komünü

Yüzyılların getirdiği alışkanlıklarla toplumsal yapıların değişimi o kadar kolay olmuyor. Sovyet Rus...

GÜNÜN BELLEĞİ: Kadınların memuriyet hayatına ilk a...

Kadınların iş yaşamına katılabilmesi hatta evden çıkabilmesi çok kolay olmadı tabii. Özellikle de şi...

GÜNÜN BELLEĞİ: Kadınların sokağa çıkma serüveni

Türkiye’de kadınların sokağa çıkması, taşıtlara binmesi, alış verişe gitmesi kolay olmadı. Önce haft...

GÜNÜN BELLEĞİ: Kadınlar seçme seçilme hakkı elde e...

5 Aralık 1934 yılında kadınlar seçme ve seçilme hakkını elde etti. Ancak bu hak yıllar boyu Türkiye’...

GÜNÜN BELLEĞİ: Bir kadın grevi, Berec

Kadın işçilerin büyük ölçüde katıldığı ve grev gözcülüğü yaptığı ilk grev Berec greviydi. Tam bir ok...

GÜNÜN BELLEĞİ: Tarihte ilk kez bir kadın doktor ol...

Elizabeth Blackwell ilk doktor kadındır. Elbette bu Blackwell için kolay olmamıştır. Diplomasına eli...