SİBAŞ işçisi kadınlar fırtınaya yelken açtılar
Sendikalaştıkları için işten atılan SİBAŞ işçisi kadın işçiler yazdıkları mektuplarla mücadelelerini, direnişlerini ve direnişin kendilerini nasıl dönüştürdüğünü Ekmek ve Gül’e anlattı.

Aydın’ın Söke ilçesinde bulunan SİBAŞ gıda fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için çoğu kadın yaklaşık 80 işçi işten atıldı. Patronun sendikalı işçi kıyımı nedeniyle işçiler, fabrika önünde işe iade ve sendikal haklarının tanınması için direnişe geçtiler. Fabrika önüne kurdukları çadırla ateş yakıp yağmur çamur, fırtına demeden çocuklarıyla birlikte kendilerini destek ziyaretine gelenleri karşılayarak direnişlerini sürdürüp seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Israrla ve kararlılıkla direnişlerini sürdüren kadın işçiler, yazdıkları mektuplarla mücadelelerini, direnişlerini ve direnişin kendilerini nasıl dönüştürdüğünü Ekmek ve Gül’e anlattılar.

HAYAT SİBAŞ’TAN İBARET DEĞİL
Ben Meral Yıldız. 28 yaşındayım, evliyim, 2 tane dünya tatlısı çocuğum var.

2010’da SİBAŞ turşu fabrikasında çalışmaya başladım. SİBAŞ domates, kapari, biber üretimi yapan ve yurt dışına ihraç eden bir firma. İşe girdiğim ilk yıllar gerek saat olarak gerek çalışma koşulları olarak çok zor şartlar altında çalıştım. İşçi ve patron arasında hiç diyalog yoktu, biz tamamen üretim sorumlarının elinde kalıyorduk. Mesai zorunlu, kalmazsan “kapı orda...” Hastaneye gitmek istersin, gittiğine dair kağıt isterler. Yıllık izin istersin, kırk dereden su getirirler... Sorunlar aldı başını gidiyordu. Baktık artık olacak gibi değil, biz sustukça daha da üstümüze geliyorlar, kendimizi savunmak ve söz sahibi olmak için sendikalı olmaya karar verdik. Çünkü sendikalı çalışmanın faydasını biliyorduk ve bu düşüncemizi arkadaşlarımızla da paylaştık. Artık insanlar nasıl bıktıysa yönetimden, herkes dünden razıydı zaten. 2018 ocak ayında örgütlenmeye başladık. Şubat ayının 8’inde patlak verdi ve aynı gün ben ve eşim olmak üzere 8 arkadaşımızın çıkışı verildi, makineleşme gerekçesiyle. Ardından gruplar halinde çıkışlar devam etti, toplam sayı 80’e ulaştı.

Örgütleme aşamasında çok sıkıntılı günlerle geçirdik ama bir sürü dostluk da edindim. Hiç konuşmadığım insanlarla konuştum. Beraber yedik içtik, aynı sofrayı paylaştık.

233 kişilik fabrikada 118+8 kişi ile yetki aldık. Hoş alsak ne, ardından hemen itirazlar ettiler. Şu an mahkeme süreci devam ediyor. Yaklaşık 10 aydır işsizim, bir çoğumuz da öyle.

Patron hâlâ patronluk yapmaya devam ediyor ve önümüzü kesiyor. Diğer fabrikalar da bizi işe almıyor. Çok mağduriyet yaşadık. İşsizlik bir yandan kriz bir yandan hükümetin zamları bir yandan durum kötü yani anlayacağınız. Ama pişman mıyım? Hayır. Haklıyım ve davamın sonuna kadar arkasındayım.

Aslında o kadar çok hakkımız varmış ki biz bilmiyorduk. Şunu anladım ki; hayat SİBAŞ’tan ibaret değil! Farklı hayatlar, farklı insanlar, dostluklar yaşıyoruz. Bize öncülük eden, bizi bilgilendiren değerli abilerimiz ve ablalarımız var. Onlara sonsuz teşekkürler.

Şu an fabrika önünde direnişteyiz. Ailelerimizden, köylülerimizden, çevreden çok güzel destekler alıyoruz. Bu bizi daha güçlü ve daha da mutlu yapıyor. 20 günden fazla zamandır yağmur çamur soğuk demeden omuz omuza birlikte hareket ediyoruz.

“Direne direne kazanacağız. Hak verilmez hak alınır. Sendika hakkımız söke söke alırız.” Bunlar bizim sloganlarımız, işimize geri dönene kadar da dilimizden düşmeyecek.

Yaşasın sınıf dayanışması!

Meral YILDIZ

YALNIZ OLMADIĞIMIZI ÖĞRENDİM
Merhaba ben Halime Ulutaş, 34 yaşındayım. SİBAŞ Gıda A.Ş.’de 2014 yılında asgari ücretle çalışmaya başladım. Daha önce farklı iş alanlarında çalıştım, burada da 4 yıla yakın bir süre çalıştım. Bu süre zarfında maaşımda herhangi bir artış olmadı ve sürekli mesai zorunluluğu vardı. Devletin bize sunduğu bazı hakları bile kullanamıyorduk. Bunun yanı sıra şeflerin davranışlarıyla ilgili de sıkıntı yaşıyorduk. Biz de arkadaşlarımızla konuşarak “Buna bir şekilde son vermeliyiz” dedik ve bu süreçte sendika ile tanıştık.
Sendikalaşma süresinde gerek fabrika yöntemiyle gerekse bazı çalışma arkadaşlarımızla sıkıntılar yaşadık. Ama biz yılmadık ve bu yolda ilerleme kaydetmeye devam ettik. Fabrika yönetimi benimle birlikte 80 arkadaşımı işten çıkardı. Çıkarılan bu arkadaşlarımla birlikte fabrika önünde direnişe başladık.
Sendikalaşmaya başladıktan sonra hayatımızda olumlu olumsuz birçok şey oldu. Ama en önemlisi haklarımın ne olduğunu öğrendim. İşçi sınıfı olarak yalnız olmadığımızı öğrendim. Bizi destekleyen birçok sivil toplum örgütü olduğunu öğrendim. Daha önce hiç tanımadığım ve iyi ki tanımışım dediğim güzel yürekli insanlar olduğunu öğrendim. İnsanca yaşayabilmek için mücadele etmeyi öğrendim.
Şu an yaşadığım tek kötü şey, kriz. Türkiye’nin ekonomik krizde olduğu şu dönemde işsiz kalmak ve iş bulamamak maddi yönden çok sıkıntı yaşamama neden oldu. Ekonomik olarak özgürlüğüm kısıtlandı. Çünkü Türkiye’de asgari ücret miktarı açlık sınırıyla eş değer. Asgari ücrete yapılan zamların yanında tükettiğimiz ürünlere de aynı oranda zam yapıldı. Bu da yapılan zammın etkisini öldürdü.
Yine de manevi yönden o kadar çok şey kazandım ki maddi yönden yaşadığım sıkıntılar ufak bir sorun olarak kaldı benim için. Biliyorum ki gelecek güzel günler yakın. Yakın diyorum çünkü artık Türkiye genelinde işçiler emekçiler kendilerine yapılan haksızlıklara karşı mücadele ediyorlar, özellikle kadınların öncü olduğu birçok direniş var. Birleşerek, çoğalarak ve mücadele ederek kazanacağımızı biliyoruz artık. Gelecek nesile güzel bir gelecek bırakmak için mücadeleyi bırakmıyoruz. Tüm emekçiler birleşerek kazanacağız.
Buradan tüm direnenlere, emeği verilmeyenlere, haksızlığa uğrayan her kesime, ne olursa olsun vazgeçmeyelim diyorum. Tüm direnenlere ve direnenleri destekleyenlere ve bizi yalnız bırakmayanlara selam olsun.
Güzel günler yakındır...
Halime ULUTAŞ


HAK ARAMAK NE ZAMAN SUÇ, NANKÖRLÜK OLDU!
Merhaba ben Dilek Turkol. 1987 Söke doğumluyum, tatlı mı tatlı bir kızım ve yakışıklı bir oğlum var rabbime şükürler olsun.

Sibaş Gıda’da 2001 yılında çalışmaya başladım. Çalıştığım dönemlerde haksızlıklara, hakaretlere çok şahit oldum. Başımızdaki üretim sorumluları hiç idareci değillerdi, ufacık bir konuda hemen bağırıp çağırırlardı. “Kapı orada” diyorlardı hemen. Susmak zorunda kalıyorduk. SUS SUS SUS! Nereye kadar! Bir yerden sonra bıçak kemiğe dayandı. İçerideki bir üretim sorumlusunun baskısı, hakaretleri, ayrımcılıkları çalışan insanlara karşı alaycı konuşmaları bizi böyle bir karar alma mecburiyetinde bıraktı. Erkeklere sözü geçmiyordu, onlara iş yaptıramıyordu, mesaiye kalınacağı zaman erkekler “Biz kalmayız” deyip çekip gidiyordu, o da sinirini, öfkesini biz kadınlardan çıkartıyordu. Zorla bizi mesaiye bıraktırıp ağır işler yaptırıyordu. Hiçbir zaman çalışanları dinlemiyorlardı, gerçekten çok ağır ve zor şartlarda çalışıyorduk.

Nihayetinde Tek Gıda-İş Sendikasında örgütlendik ve sayımızı tamamlayıp yetkimizi aldık. 117 kişi üye olduk sendikaya, üye olduğumuz duyulunca gruplar halinde işten çıkartıldık. 8 Şubat 2018’de sendikaya üye olduğumuz için eşimle birlikte işimize son verildi. Hak aramak ne zaman suç olmuş, nankörlük olmuş! Hak aramak suç değildir, bu bizim anayasal hakkımız. Bizler de güzel bir işte ve eşit şartlarda çalışmak istiyoruz.

Ben inanıyorum ki hak, adalet yerini bulacak. Bizler ekmeğimizi, işimizi geri istiyoruz. Bunun için sonuna kadar da direnişimiz devam edecek.

Sevgilerimle...

Dilek TURKOL



KADININ İSTEYİNCE NELER BAŞARACAĞINI GÖRDÜK
Merhaba ben Nihal Gürel. 39 yaşındayım, evliyim, hayatımın anlamı olan yakışıklı bir oğlum var. Lise mezunuyum. Doğanbey köyünde oturuyorum. Burada insanlar biraz geri düşünceli, kendilerini aşamamışlar.
Ben ve iki arkadaşım işe girmeye karar verip SİBAŞ’a başvurduk, işe alındık. Ben ve arkadaşlarım çalışmayı seven, becerikli, tabiri caizse tuttuğunu koparan kadınlarız. Ama SİBAŞ kadınların ezildiği, erkeklerin daha rahat olduğu bir yerdi. Yeni gelen işçileri daha da eziyorlardı. Bizler daha acemiydik. 18. ayın sonunda bazı arkadaşlarımızın işine son verildiğini duyduk. Sendikalı oldukları içinmiş. Bizim de sendikaya üye olmamızı istediler. Bazı arkadaşlarımız sendikanın ne olduğunu bile bilmiyorlardı. Yalan yok, ben hiç istemedim. Herkes tamam deyince, ben de tamam dedim, biz de sendikaya üye olduk. Bir gün işe gittik, sendikaya üye olduğumuz anlaşılmış. E-devlet şifrelerimizi istediler, vermedik tabii ki. Bizi bir hafta ücretli izne ayırdılar, izin bitince servislerimizi iptal ettiler. Ama biz pes etmedik. Kendi imkanlarımızla işe geldik. Kapari bölümünün kapanmasını sebep gösterip işimize son verdiler. İnsanların haklarını araması suç mu? Alnımızın akı ve teriyle işimizi yapmak istedik. Kimseden bedava bir şey istemedik.
Yani kısacası bu devlet işçinin değil, işverenin yanında. Ne kadar çok hakkımız varmış da haberimiz yokmuş, bu sürede onu öğrendik. Bizi desteğe gelenlerle tanıştık. Kadınların isteyince neler başaracağını gördük. Bunu da başaracağız. Kısacası biz işimizi istiyoruz. Direne direne kazanacağız. Sendika en doğal hakkımız söke söke alırız.
Nihal Gürel

BENDEN SONRAKİLERİN HAKKINI ALABİLECEĞİNİ BİLMEK BENİ MUTLU EDİYOR
Ben Dilan Yıldız. İki çocuk annesiyim, eşimle beraber SİBAŞ Gıda fabrikasında çalışıyordum. Yapılan haksızlıklara dayanamadığımız için sendikalaşmaya karar verdik yaklaşık bir yıl önce. Patron, sendika istemediği için biz dahil 80 kişiyi işten çıkardı. Yaklaşık 1 yıldır işsiziz. Ama biz kimsenin hakkına göz dikmedik, sadece kendi hakkımızı istiyoruz ve hakkımızı alana kadar davamıza devam edeceğiz. Bu yüzden de eylem yapmaya karar verdik. 28 gündür yağmur çamur demeden SİBAŞ’ın önünde direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz.

Bu mücadelenin bende yarattığı çok değişiklik oldu. Bu mücadeleyi sadece kendim için yaptığımı düşünmüyorum, birçok insanın hakkını da savunuyoruz. Benim elime bir şey geçmese bile en azından benden sonraki insanların hakkını alabileceğini bilmek beni mutlu ediyor. Daha küçük yaşlarda birilerine destek olmak için bir yerlerde, bir direnişte bulunmak isterdim, bunun ne kadar güzel bir şey olduğunu şimdi fark ediyorum.

Dilan YILDIZ


İlgili haberler
SİBAŞ işçileri: Önceden 1 Mayıs bize tatil demekti

Sendikalaşmak isteyince işten atılan çoğu kadın 48 SİBAŞ işçisi 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Sendikalı ol...

SİBAŞ işçilerinden çağrı: Korkmayın, örgütlenin!

Sendikalaştıkları için işten atılan SİBAŞ işçilerinin evine misafir olduk. Gelin mücadelelerini, yaş...

Sendikalaştıkları için işten atılan SİBAŞ işçileri...

Sendikalaştıkları için işten atılan ve direniş başlatan SİBAŞ işçileri herkesin desteğini bekliyor....