Patronu ‘Yılın Meleği’ seçilen Farplas kadınlar için cehennem
Direnişteki kadın işçilerle, hangi insanlık dışı çalışma koşullarına karşı direnişe geçtiklerini, hangi zorlukları göğüsleyerek direnişin bir parçası olduklarını konuştuk.

Geçtiğimiz ay farklı kentlerde, farklı iş kollarında gerçekleşen iş bırakma eylemleri çeşitli renkleriyle de hafızalarımıza kazındı. Farplas kırmızısı da onlardan biri. Farplas Otomotiv’in Gebze TOSB’daki fabrikasının önündeyiz. Kırmızı önlükleriyle işçiler fabrikanın önünde bekliyorlar. Bir kenarda halay çekiliyor, bir kenarda çay kaynıyor, üçlü, dörtlü gruplar halinde işçiler sohbet ediyor. Fabrikanın mola saatlerinde ve vardiya değişimlerinde farklı bantların olduğu binaların çıkışına topluca gidilip sloganlar atılıyor, işçiler içerideki arkadaşlarına sesleniyor.

Fabrika önündeki direnişten bahsetmeden ufak bir hatırlatma yapalım. 19 Ocak’ta ücretlerine yapılan kelimenin tam anlamıyla komik zamma karşı tüm bantlardaki işçiler iş bırakmış, patron işten çıkarma olmayacağına ve zammın yeniden değerlendirileceğini söylemişti. Direnişten bir işçinin söylediği gibi “Yıllarca değiştirmemişler, tamamen de güvenemiyorsun.” İş bırakma eyleminin ardından işçiler DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş, Lastik-İş ve Limter-İş’te hızla örgütlendi. İşçiler hızla arkadaşlarını sendikaya üye yaptılar. 19 Ocak sonrasında gerçekleşen elektrik kesintilerini fırsat bilen Farplas yönetimi, işçilerin bazılarını idari izne çıkarmıştı. Sendika yetki belgesini aldı ancak sendikanın s’sini fabrikaya sokmak istemeyen yönetim sendikalaşan 100’ü aşkın işçiyi işten çıkardı. İşten çıkarmaların olmayacağı sözünü hatırlatan işçiler bir açıklama duymak için iş yerine gittiler ve kendilerini fabrikaya kapattılar; polisin sert müdahalesiyle karşılaştılar. Belki de hayatlarında ilk defa polisi karşılarında gören işçiler, işyerinin çatısına çıktılar. O gece sabaha karşı işçiler gözaltına alındı. İşten çıkarılan işçiler fabrikanın önünde direnişlerini sürdürüyor.

KADIN İŞÇİLERE ALTLARINA YAPTIRTACAK İŞ YOĞUNLUĞU

Ne için direnişteler işçiler? Kadın işçilerin anlattıkları Farplas’ın kadınlar için nasıl bir cehenneme dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Kadın istihdamını artırdığını, kadınların potansiyeline değer verdiğini ifade eden Fark Holding’in, internet sitelerinde “önce insan” mottosunu güttüğünü söyleyen Farplas otomotiv fabrikasının bu imajını, kadın işçilerin anlattıkları yerle bir ediyor. Fark Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Büyükkuşoğlu Serter’in “Yılın En İyi İş Meleği” ödülü almasına referans veren bir işçi kadın “Biz tuvalete bile gidemiyorduk, nasıl yılın meleği seçmişler anlamıyorum!” diye soruyor. Üretimi yoğunlaştırmak, denetimi artırmak adına işçilerin tuvalete bile gönderilmemeleri, su sebillerinin kaldırılması, ilaç içmek için suya kalktığı için azarlanmaları yeni değil maalesef… Her ne kadar direniş ile gündeme gelse de 20 yıllık kadın işçi bu tuvalet sorununun fabrikada çok uzun süredir olduğunu ortaya koyuyor. Bazı kadın işçilerin altlarına yapma hikayelerini erkek işçileri etrafından uzaklaştırarak anlatıyor.

ÇOCUĞU KAPIDA KALAN KADINA MESAİ BASKISI

Takım liderleri üzerinden kadın işçilere daha çok baskı uygulandığını, erkek işçilere kadın işçiler üzerinde kurdukları baskıyı kuramadıklarını da ifade ediyorlar. 5 kişilik işi 3 kişinin yaptığı fabrikada mesaiye kalmak hem geçinebilmek için maddi bir zorunluluk hem de izin almak gerektiğinde bu izni alabilmenin bir yolu. Çocuğu kapıda kalmasına rağmen ağlaya ağlaya mesaiye kalmak zorunda bırakılan bantta birlikte çalıştıkları arkadaşlarını anlatıyorlar. Servislerin kadınları karanlıkta evinden alıp evine bırakması vs. hak getire, yok böyle şeyler!

KADIN İŞÇİ ERKEK İŞÇİDEN DAHA DÜŞÜK ÜCRET ALIYOR

Çalışanlarının yüzde 50’sinin kadın olmasıyla kendini öne çıkartan Farplas, o yüzde 50’ye diğer yüzde 50 ile eşit ücreti dahi vermiyor. Operatör bir kadın işçi “Sebebini sorduğumda takım lideri bana ‘kadınlar ek gelir getiriyor, o yüzden’ dedi” diyor. Bunu da bu kadar açık ifade ediyorlar! Toplumda kadını ikincil plana atarak emeğinin nasıl daha da ucuzlaştırıldığının en çıplak örneği bu.

Oysa kıdemli ve kıdemsiz işçi arasında öyle büyük bir ücret farkı yok. Bu da en büyük rahatsızlığı yaratan sebeplerden, özellikle de yeni asgari ücret 4 bin 250 olarak açıklanınca. 20 yıllık, 10 yıllık, 6 yıllık işçiler arasındaki fark ya yok ya da neredeyse yok. İşçiler de haklı olarak şunu söylüyor: “Ben yeni gelen biriyle neden aynı maaşı alıyorum? Buradan çıkıp asgari ücretle başka bir yerde işe başlasam ücret olarak hiçbir fark olmaz.”

‘İŞ BAŞVURUSUNA GELENLERİ GÖRÜNCE ÜZÜLÜYORUM’

Biz sohbetimizi ederken yeni başvuru yapmak için fabrikaya girenler oluyor, form dolduruyorlar. Sohbet ettiğimiz kadınlar “yeni gelenleri görünce içim acıyor, üzülüyorum” diyorlar. Form doldurmaya gelip direnişi görünce, sendikayı iş yerinin içeri almadığını öğrenince vazgeçip form doldurmadan gidenler de olmuş.

Fabrika önünde direniş sürdüren işçiler sendikal haklarının tanınmasını ve sendikalı olarak işe dönmeyi istiyor. Kod-49 ile işten çıkarılan işçiler bir daha burada çalışmayacak olsalar bile geçmişe dönük haklarını bu sebeple alamıyorlar. Zaten iş aramaya başlayan bazı işçilerin de “Farplas’ta çalışıyormuşsun” deyip işe alınmadıkları söylentisi de dolaşıyor.

‘POLİS NEDEN HAKKINI ARAYAN İŞÇİNİN KARŞISINA DİKİLİYOR?’

Gün aşırı yaşanan iş bırakma eylemlerine, işçi direnişlerine baktığımızda devletin kendini saklamaya çalışmadan işçinin karşısına doğrudan dikilmesi dikkat çekiyor. Farplas işçileri ise çok haklı bir soru soruyor: “Görevi beni korumak olan polis neden hakkını arayan işçinin karşısına dikiliyor, işçileri darp ediyor?”

Ancak fabrika önünde eylemde olan işçiler polisle sadece fabrikaya kapandıkları gün karşı karşıya kalmadılar. Fabrika önünde direnmeye başladıkları her gün polisle karşı karşıyalar. Çadır kurmalarına bile izin verilmeyen işçiler yağmurdan muşambalarla korunmaya çalışıyorlar. Vardiya değişiminde, servis giriş-çıkışında servislerden inen ya da servislere binecek işçilerin giriş yaptığı kapıya doğru ilerleyen işçiler polis tarafından yolun ortasında durduruluyor.

DİRENİŞTE OLABİLMEK İÇİN KADINLAR AİLE BASKISIYLA DA MÜCADELE EDİYOR

İşten çıkarılan işçiler arasında birliği sağlamak önceliklerinden biri. Fabrika önündeki direnişi kalabalıklaştırmak, kararlılığı görünür kılmak istiyor işçiler. Ama kimi işçilerin orada olamamasının pek çok sebebi var. Bir gün bile oradaki direnişi kaçırmamak için çabalayanların önünde engeller yok demek değil bu tabii ki. Görüştüğümüz kadın işçilerden biri kocasıyla tartıştığını anlatıyor, “Ne işin var orada?” diyormuş. Başka bir arkadaşının da kocasının izin vermediği için gelemediğini söylüyor. Yanındaki kadın diyor ki, “Hakkını arıyorsun sen, benimki de demişti. Ben de onu da alıp geldim” deyip uzaktaki bir arabadaki eşine işaret ediyor. Biri ise durmadan saate bakıyor, çocuğunun okul çıkışına yetişmek için ama erken ayrılmak zorunda kaldığı için içinin hiç rahat etmediğini de söylemeden edemiyor.

XİAOMİ’DE, OPPO’DA, BAKIRKÖY’DE, FARPLAS’TA…

Kadın işçiler açısından önceki işçi eylemlerinde de karşımıza çıkan ortak bir durum bu. Kadınları eylemlilikten uzak tutan ya da eyleme iten ya da eylemde bulunmasını zorlaştıran sebepler var: Aile baskısı, koca baskısı, çocuğun bakım sorunu, tek ebeveynlik, geçim sıkıntısı, iş bulamama korkusu… Bunları Xiaomi’de hasta çocuğunu bırakıp fabrikaya kendini kapatan işçi kadınlarda da gördük, 100 gün süren Bakırköy Belediyesi grevinde kadın işçilerin grev alanında bulunabilmek için gösterdikleri dirençte de, Oppo’da kadın işçilerin neden eylemlerin bir parçası olmadıklarını, devam ettirmek üzere ısrarcı olmadıklarını anlattıkları mektuplarında da…

BÖL, PARÇALA, YÖNET

Fabrikada 7 farklı şirket ve 5 işkolu var. Pek çok taşeronla çalışan Farplas zaten ilk işten çıkartmalar olduğunda, “biz taşeron değiştirdik” açıklamasının arkasına da sığınmaya çalışmıştı. Böl-parçala-yönet taktiği işçileri toplu işten çıkartma, toplu işe alım yapma, sendikalaşmalarını, greve çıkmalarını önlemek için taşeronlar üzerinden uygulanıyor. Bunun yakın zaman örneklerinden biri Bakırköy Belediyesi… Sözleşmeli, kadrolu, ücretli çalışanları olan Belediye farklı şirketlerle çalışarak pek çok işçinin grev kapsamı dışında kalmasını daha grevin g’si yokken sağlamıştı. Belediye Başkanı grevin “hizmetleri aksatmadığını” da gururla(!) açıklamıştı. Farplas’ta da aynısı değil ama benzer bir şey dikkat çekiyor. Farklı taşeronları kullanarak işçilerin yan yana gelişinin önü en baştan kesilmeye çalışılıyor. Sendikalı işçilerin ise hak arama mücadelesine içeride girişmemesi, sendikalı olmayanların da sendikalı olmaması için harekete geçen yönetim, sendikayı, direnişteki işçileri kötüleyip fabrika önünden arkadaşlarına seslenmeye çalışan, daha dün yan yana çalıştıkları işçileri marjinalleştirmeye çalışıyormuş.

BURAYI KALABALIK KILACAĞIZ

İşçileri çeşitli yollarla bölen, işsizlikle, açlıkla, geçim sıkıntısıyla, bir daha iş bulamamasıyla, geçmişe dönük hakları vermemekle tehdit eden Farplas, direnişin büyümemesi, üretimin aksamaması, sendikanın fabrikaya girmemesi için çeşitli hamleler yapıyor. Halen çalışan işçilerin de harekete geçmemesi için kısmi ücret artışları ve ikramiyeler veriyor. 20 yıldır Farplas’ın gerçek yüzünü iyice tanımış bir kadın işçi arkadaşlarına şöyle sesleniyor: “Farplas para vermez, veriyorsa da bugün verir yarın vermez. Yarın seni de iş yerinde tutmaz…” Bu cümleleri farklı ifade biçimleriyle pek çok kadından duyuyoruz. Ancak bir yandan da içerideki baskının dışarıda bir direniş varken arttığını da halihazırda çalışan arkadaşlarından öğrendiklerini anlatıyor işçiler.

“Burayı kalabalık kılacağız ki içeride çeşitli kaygılarla buraya desteğe gelemeyen arkadaşlarımız bize güvensinler harekete geçmek için” diyor genç bir işçi kadın. Halihazırda çalışan arkadaşlarıyla iletişimde olan kadınlar, içeridekilerin kaygılarını anlıyorlar ama bir kırgınlık ve öfke de var, çünkü aynı kaygıları kendileri de yaşıyorlar. “Dul, çocuğuna tek bakan ya da 45 yaş üzeri çalışan kadınlar var” diye açıklıyor direnişte olan bir kadın işçi bu kaygıyı. 45 yaşından sonra iş bulamamaktan, çocuğuna bakamamaktan korkuyor… Bir yandan da çalışan arkadaşlarının kaygılarını aşmaları için onlara seslenmekten vazgeçmeyeceklerini de söylüyorlar.

İçerdeki işçilerin kimi ise direnen arkadaşlarının yanında olamadıkları için utanıyormuş. Ancak bu tek bir işçinin değil 19 Ocak’taki gibi bir birliğin kalıcı şekilde oluşmasında her bir işçinin alacağı sorumluluklara ve artık yetkisini almış sendikaların nasıl bir çalışma yürüteceğine çok bağlı. 1 saniyede işçilerin emekleri üzerinden milyonlar kazanan fabrikanın üretimini kendi iradeleriyle durdurmuş işçilerin, bu iradelerine sahip çıkması, kararlılıkları ve mücadelelerini nasıl sürdürmeleri gerektiğine dair tartışmaların doğrudan özneleri olmaları da geçmiş deneyimlerden gördüğümüz üzere Farplas direnişinin gidişatı açısından da kritik bir önemde.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
'Kadınlara değer verdiğini' söyleyen Farplas'ın, k...

Mikrofonumuzu kadınların deyimiyle '60 yıllık fabrikaya sendikayı sokacak öncüler'den dinliyoruz...

Farplas’ta sendika hakkı için direnen kadınlar: Se...

Farplas’taki direnişte ön sırayı kadın işçiler tutuyor. Kadın işçiler taleplerini anlattı...

Farplas’ın kadın işçileri: ‘İnsanca şartlarda çalı...

İş bırakan, kendini fabrikaya kapatıp işten atılan işçilerin geri alınmasını, sendikal haklarını tal...