MEKTUP
Biz gençler olarak alt-orta-üst sınıf ayrımı olmaksızın hepimizin hakkı olan eğitimimizi istiyoruz, ticarethane haline gelen yaşam alanlarımızı, kampüslerimizi istiyoruz.
Körfez’den bir veli: ‘2 yıla yakındır okullar kapalı iken tadilat yapılmayan okul, depreme dayanıklı hale getirilmek için tadilata alınacakmış.’
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesini kazanan kadın öğrenciler, günler boyunca barınma sorunu yaşadıklarını anlattı.
Refahı, keyfi yaşayamayan, yarınının kaygısıyla geceyi gündüz edemeyen milyonlarca kadından biri Özlem. Rutubetli, bodrum bir evde açlığa mahkum, dayanışma bekliyor...
Pandemi sürecinin çocuklara etkisini bir anne şöyle özetliyor: Gelişim çağındaki çocuklara etkisi tahmininizden de büyük. İnsanlardan, nesnelerden uzak tutmaya çalışırken ruhları yara aldı.
Yoksulluktan babası Almanya’ya çalışmaya gitmiş Hatun'un daha 12 yaşında kardeşlerine bakmak zorunda kalmasıyla başlayan hayatına dair kendi kaleminden...
Gelen zamlarla marketler kârlarına kâr katarken market çalışanları ağır çalışma koşullarına ve emek sömürüsüne maruz kalıyor, hakkettiği ücreti dahi alamıyor…
Normalleşme sürecinde öğrenci, aile ve öğretmen eksenli yapılacak her duygu/duygu düzenleme temelli, kişilerarası ilişkileri ve sorun çözme becerilerini kapsayan çalışma işlevsel olacaktır.
Tüm herkese, çalışanlara, akşam eve gittiğinde çalıştığı için yorgunluktan bitap düşenlere, ay sonunu maaş getirmiyor diye düşünenlere sesleniyorum. Mitsuba işçileri olarak sesimizi duyurduk.
Eşi ve kendisi emekli olan Birgül Kaya yazdı: Evimiz yok, kirada oturuyoruz. Yaklaşık 2 aydır kiralık ev arıyoruz. Ama maalesef bütçemize uygun bir ev bulamıyoruz…
Sendikalaştıkları için işten atılan Uğur Tekstil işçisi iki kadın yazdıkları mektuplarla seslendi: Haksızlığa uğrayan biziz, yasaları çiğneyen patron. Karşımızda bu kadar jandarma, polis neden var!
Kaynamış şeker kokusunun nem kokusuyla karıştığı, tabulara karşı farklı bir dilin oluştuğu bir yerdir hamam, ayıpsız, küfretmek biraz da bundandır.
Öğrencilerin tek isteği sağlıklı okul ortamlarının yaratılarak, eğitime okulda, yüz yüze devam edebilmek.
Uzunca bir aradan sonra bir arada olmanın heyecanını yaşayan Antalya Ekmek ve Gül okuru kadınlar, Dokuma Park’ta yaptıkları buluşmada türkülerle, halaylarla dertlerini kısa bir süre de olsa unuttu.
Sendikalaşma hakkı ve işten çıkarılan arkadaşları için günlerce Salcomp Xiomi’de fabrika önünde direnen bir kadın işçi mücadelelerinin ona hissettirdiklerini kaleme aldı.
Sağlık emekçisi Arzu Sert, sendikal faaliyet nedeniyle açığa alınmış ve yine mücadeleyle işine geri dönmüştü: Bizler sömürüye, şiddete, hukuksuzluklara karşı mücadele devam ediyoruz ve edeceğiz.
‘Hayatımın özeti; geçim sıkıntısı ve iki çocuk’ diyor İzmir’de bir hastanede temizlik işçisi bir okurumuz. Kendi ayakları üzerinde durma çabasını ve yaşadıklarını anlatıyor.
Ankara’dan Eczacı Ezgi Kaya yazdı: Çöp toplayarak geçimini sağlayan ve üç çocuğu olan bir kadın, 2 kilo doğan ve beslenemediğinden 1 buçuk kiloya düşen bebeği için mama alamadan eczaneden çıktı!
Bekar bir anne olan bu işçi kadın, depremde de evini kaybetti. Okul masraflarını ve okul kayıt ücretini ödeyebilmek için sekreter olarak çalıştığı kurumda bir de geceleri hasta bakmaya başladı.
Çiğli Eğitim Araştırma Hastanesinde yaşanan tacizi ve yaşananları SES işyeri temsilcisi Edge Gürkan yazdı: Hastane idaresinden hâlâ ses yok!
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.