İşçiler hayatta kalabilme derdinde, patronlar şov peşinde
Metal fabrikasından koronavirüs notları: Sabahın köründe servis bekleyen yine biz işçiler oluyoruz. Salgın patronlar ve işçiler arasındaki uçurumun ne kadar derin olduğunu tekrar ortaya koyuyor.

Tüm dünyayı büyük bir hızla etkisi altına alan korona salgınıyla “mücadele” için iktidar “evde kal”, “sosyal mesafe”, “Toplu alanlardan uzak durun” hatta işi ilerletip “Kendi OHAL’inizi kendiniz uygulayın” dedi. Konu halkın, işçilerin, emekçilerin sağlığı olunca OHAL, iktidar ve patronlar için bir çözüm aracı olmuyor anlaşılan. İşçiler fabrikalarda kısmi tedbirlerle üretime devam ediyor. Koçlar, Sabancılar ve bunların türevleri boğaza karşı yalılarından spor fotoğrafları atarken, bir kısmı da ailelerini toplayıp büyük bir gösteri ile korona testi yaptırmaya giderken bizim derdimiz “İşsiz kalmayalım, ocakta ne pişecek, çocuklara kim bakacak?” oluyor. Her geçen gün ölüm sayıları artarken, sabahın köründe kalabalık duraklarda servis bekleyen, cumhurbaşkanının her konuşmasında “Acaba işçilere ücretli izin verecek mi?” demesini umut eden biz oluyoruz. Salgın patronlar ve işçiler arasındaki uçurumun ne kadar derin olduğunu tekrar ortaya koyuyor.

3 AY ÜCRETLİ İZİN VERİP BATACAKSA VAY HALİNE!
Fabrikalarda üretim devam etsin diye birçok önlem alıyorlar. İtibar kaybı yaşayan büyük patronlar hakkında son süreçte “Şuraya destek oldu, buraya yardım etti, şu fabrikasını buna destek olsun diye kullanıma açtı” haberleriyle reklam yapılıyor.
Bunlardan bir tanesi de Koç ailesinden. Divan Oteli sağlık çalışanlarına açması çok güzel bir hareket ama buna Arçelik işçisi bir kadın şöyle diyor: “Çok iyi, hatta hastanelere beyaz eşya ve küçük ev aletleri gönderecekmiş fakat kendi işçilerine neden ücretli izin vermiyor da fabrikalarda çalıştırmaya devam ediyor? Şimdi Koç, hadi en fazla 3 ay diyelim, maaşlarımızı vererek bizi izne çıkaracak paraya sahip değil mi? Yıllık kâr oranlarını açıkladıklarında ne kadar olduğunu hesap bile edemiyoruz, o kadar fazla yani. 3 ay bize ücretimizi verip batacaksa vay haline! Çocuklar evde kalıyor, anne baba yok başlarında. Hijyen, temizlik derken 8 saat çalış, bir de evde sirke, ozonla kardeş ol! Daha çok yoruluyorum son dönemde, madem bağışıklık sistemi önemli, yorgunluk bağışıklık sistemini güçsüzleştirmiyor mu? Daha uykusuz, daha yorgunum zaten işe gelip gidiyoruz potansiyel taşıyıcı dolu her yer, nasıl olacak bu işler!”

SAĞLIK ÖNLEMLERİ PATRONUN İNSAFINDA
Patronlardan sonra Türk Metal de bu kervana katıldı. Sosyal medyadan “Türk Metal işçileri maske üretiyor”,“Türk Metal otelini sağlık emekçilerine açtı”,“Türk Metal işçilerinin yaptığı makineler hastanelere gidiyor” reklamları paylaşılıyor. Evet, ayakta alkışlamak lazım değil mi, nasıl toplumcu bir bakış! Bu durumu da Türk Metal işçisi bir kadından dinlemek lazım tabii ki: “Böyle bir ikiyüzlülük olamaz. Başkan MESS’e bağlı iş yerlerindeki patronlarla görüşme yaptıktan sonra kendi kurulundan bir haber çıkıyor; ‘Müjde! Başkan işten çıkarmaları durdurdu’. Alkışlar, ‘Yüce başkan’ falan... Sonra açıklamayı oku, yıllık izinler gitmiş, üretim sürüyor. Sağlık önlemleri patronların insafına bırakılmış, telafi çalışması uzamış vs. MESS dediğimiz şey ülkenin en çok kazanan patronları bu arada. Her şey ortada.”

İlgili haberler
20 soruda koronavirüs ve işçi hakları

Pandemi sürecinde de haklarımız var! Bu süreçte zorunlu hizmetler dışındaki işler durdurulmalı, işte...

Korona günlerinde balkon sohbetleri

Balkona çıkıp hava almak, aynı zamanda bir sosyalleşme, dert paylaşım alanı da olmuş durumda. Ee buy...

‘Patronların kâr hırsından bizi kim koruyacak?’

Temizlikçi, çaycı, yemekhane işçisi, okulda hizmetli, ev işçisi kadınlar… Çalışabilenlerin iş yükü k...