İşte böyle başardık!
Bir laborant kadının işyerinde maruz kaldığı tacize ve mobbinge karşı mücadelesi…

Merhaba, ismim İclal, Çiğli Araştırma Hastanesi’nde laboratuvar teknisyeni olarak çalışmaktayım.
Çalışma alanımın yetersiz olması, daha doğrusu idarenin ilgisizliği nedeniyle laboratuarda birebir hastalarla temas halinde çalışmak zorunda kaldım. Bu arada özellikle de erkek hastalar veya hasta yakınları tarafından tacize uğradım. Telefonumu almak isteyenler, bana kahve ısmarlamak isteyenler, duvara yaslanıp gözünü dikenler... Her defasında dik durarak çok sert tepki gösterdim. Kimi özür diledi, kimi benimle tartıştı, hatta küfür etti. Buna kayıtsız kalamazdım. Öyle de yaptım.

Yeni göreve gelen ve Acil Servisi gezmekte olan Başhekimin önüne atlayıp, yaşadıklarımı kendisine anlatarak yardım istedim. Uzun süre yüzüme baktı... Bir an “Acaba yaptığım yanlış mıydı?” diye düşündüm. Hayır! Ortada bir yanlış varsa o da Başhekimin sorgulayan gözlerle bana bakmasıydı. Kadınım, kesin ben bir şey yapmışımdır! Çok özür dileyerek, “Kuyruk sallamışımdır!” Evet evet, öyle düşündü ya da bana öyle hissettirdi. Arkasını dönüp gitti. O tavrıyla bana mobbing uyguladı. Duygularımı yazmaya kalkarsam ağlayabilirim. Tacize uğruyorsunuz, direnç gösterince de amiriniz tarafından mobbinge maruz kalıyorsunuz. Ne yaman çelişki!

Laboratuvar hekimlerini çağırtan Başhekim, benim yaptığım davranışı “densizlik” diye aktarmış hekimlere. Laboratuar sorumlu hekimi bu ve benzeri olaylardan sadece benim değil tüm kadın çalışanların rahatsız ve mağdur olduklarını, olay bildirimi yaptığımızı, Sağlık Bakanlığına telefonla şikayet ettiğimizi söyleyince, Başhekim de bunun çok ciddi bir suçlama olduğunu, bu yüzden herhangi birinin hapse girebileceğini söylemiş. Olayın nasıl gerçekleştiğiyle ilgilenemez oluyorsunuz bu noktada; “Bu amirle nasıl başa çıkarım” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Ben kadınım, anneyim, eşim, arkadaşım, dostum ve ben güçlüyüm, savaşmalıyım!

Öyle de yaptım. İdareye, tek başıma kalsam da asla mücadelemden vazgeçmeyeceğimi söyledim. Tabiî ki bu süreçte yanımda olan sendikama minnettarım. Bir kez daha anladım sendikalı olmanın önemini. Senin gibi düşünen ve senin gibi hisseden insanların varlığını bilmek, daha doğrusu onlara dokunabilmek, yaşadığınız o aşağılanma duygusunu hafifleten tek olgu olarak kalıyor hatırınızda... İyi ki varsın Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası SES!

Veee mücadelem sonuç verdi. Laboratuarın yerini değiştirdiler. Daha insani şartlarda çalışıyorum. Hiç mütevazı olamayacağım, kendimle gurur duyuyorum. Çünkü tacize uğrayıp mobbinge maruz kalmış, tek mücadele eden kadındım laboratuvarda. Bu benim azmim ve sendikamın kararlılığıydı. Bu benim onurum, gururum ve de kadınlığımdı. Hiç kimsenin benim bedenim ve kadınlığım üzerinde söz söyleme hakkı olamaz.

Trajikomik olansa kadın olarak bu yaşadığım ilk olay değil. Yer ve figüranlar farklı olsa da tüm kadın çalışanların tacize ve mobbinge uğradığını bilmek onurumu kırıyor. Ama mücadeleye devam!


İlgili haberler
Kamuda TİS dönemi: Kadın sağlık emekçileri ne isti...

Kamuda milyonlarca kişiyi ilgilendiren TİS görüşmeleri yaklaşıyor. KHK’larla yok edilen iş güvencesi...

İş arayan bir kadının taciz kıskacında üç haftası

Üniversiteden haziran ayı itibarı ile mezun oldum. İş arama sürecinin zor ve uzun bir yol olduğunu b...

Öfkenin, hakikati ortaya çıkaracak bir müdahaleye...

Yuttukları, dağıttıkları, cebe indirdikleri her bir kuruşta bu kadınların, bu gençlerin, bu bebekler...