DERGİMİZDEN

Kadın işçiler ‘Yeter artık!’ dediğinde...

Silezyalı dokumacı kadınların isyanından, Heinze kadınlarının eşit ücret mücadelesine kadar; Almanya ve Avusturya’nın işçi sınıfı tarihinde öne çıkan işçi kadınların grevlerini hatırlayalım...

‘Koca dünyada ona bir huzurlu nefes aldırmadılar’

Otizmli oğlunu kaybeden Kadriye Koç yaşadıklarını anlattı: “Oğlumun eğitim hakkına sahip çıkan olmadı, dövüldü, işkence gördü, yabancı kollarda can verdi...”

Hayatı değiştiren dayanışma

Kızı istismara uğradığında gördükleri muamele kendini çok çaresiz hissettirmiş Gamze’ye. Gamze’nin çaresizlik hissini değiştirense kadın dayanışması olmuş...

Bu okul böyle geçmez, ipleri elimize alalım!

Hayat pahalılaştıkça, sokaklar güvensizleştikçe yurtlar öğrencilerin ‘hapishanesi’ haline geldi. Youtube’dan dizi izleyip üç kuruş para için günübirlik işlerde çalışmak hayatın özeti gibi...

‘Ülkede adalet yok ama gerçek adalet için biz varız’

Hukuk öğrencisi genç kadınlar bugün dünden daha fazla tartışıyor kadınların uğradığı adaletsizlikleri. Genç hukukçuların bugünden üstleneceği rol kadınların mücadelesinin güçlenmesi için çok hayati.

İşte özgür dünya

İşte Özgür Dünya, Angie’nin ezilen bir işçiyken ‘patron’a dönüşme sürecini, göçmen işçilerin çıkmazlarını para kazanmak için nasıl kullandığını, kendisini nasıl unuttuğunu anlatıyor.

Kıyafetleri değil, sağlıkçının sorunlarını dert et!

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün ‘edep, adap ve inanca uygun kıyafet genelgesine’ sağlık çalışanı kadınlar yanıt verdi: Kıyafetleri değil, sağlıkçının sorunlarını dert et!

Hemşireler: Gülmeye fırsatları yok, ihtiyaçları çok

Bugün hemşirelik sadece tedaviyi uygulayan değil aynı zamanda bakıcılık da yapan bir meslek haline getirildi. Hemşirelerin en önemli sorunları ise ağır çalışma koşulları...

Ortalığın hastalığı influenza ile başa çıkmak

İnfluenza okul dönemlerinde, kışlalarda, yurtlarda, yatılı okullarda, kalabalık çalışma ortamlarında hijyen kurallarının bozulduğu ve soğuk etkisiyle vücut direncinin azaldığı kış aylarında pik yapar.

Yoksulluk işte böyle hasta ediyor!

Ekonomik yoksunlukların tetiklediği uyuz vakası; aylarca atlatmak için uğraştığımız domuz gribi, doğum kontrol hizmeti, depresyon... 2020 yılında Esenyurt’tan 19. yüzyıl manzaraları…

Çocuk bakıcıları da emekliliği hak eder

Üniversite mezunu Esra, iş bulamadığı için çocuk bakıcılığı yapıyor. ‘Artık yapamaz hale geldiğimde bir emekli aylığım dahi olmayacak’ diye hayıflanıyor.

Okuma olsun bugünün adı

Esenyalı’da kitap okuma atölyesi düzenleyen kadınlar deneyimlerini anlatıyor: Kitap okumak güzel ama birlikte okumak, tartışmak daha güzel. Günlük rollerimizden çıkıp nefes alıyoruz...

Stina Wirsén’den ‘Küçük’ ve Susan Kreller’den ‘Mavi Kulübe’

Sokağının ‘huzuru’ bozulmasın diye sessiz kaldığımız şiddet, taciz, tecavüz… Çocuğuna bağıran çağıran, parkın ortasında vuran, ebeveynlere ‘Ama o onun anası, babası’ diyenleri bir düşünün...

Ekmek ve Gül Ocak 2020 sayısı

Kadına yönelik şiddet varlığını sürdürürken, dergimizde kadınların geçim dertlerini ve krizin etkilerini anlattıkları yazılar da bir kere daha ortaya koyuyor kadınların yaşam mücadelesini...

‘Yol yürüyüş öğretir’

2020’ye “Birlikte Yürüdüğümüz bir 2020” diyerek girdik... Şair Gülten Akın’ın “Yol yürüyüş öğretir” dizesinden esinlendik...

2019’dan 2020’ye... Mahalleden ülkeye...

Sorunların derinleşerek yeni yıla taşındığının farkındayız. Ama dertlerimizle birlikte, dermanımızı, bir arada olmanın gücünü ve dayanışmanın iyileştiriciliğini de taşıyoruz yeni yıla...

2020: Ne değişti, neden değişti, nasıl değişecek?

2020, kadınların değiştirme güçlerini hatırladığı, daha çok örgütlendiği, birlikteliğimizin gücünün etkilerini daha çok gördüğümüz, değiştirme potansiyelimizi daha çok sınadığımız bir yıl olsun!

Bakanlık Genelgeleri: Suçun ikrarı mı, politika ısrarı mı?

Bugünün güncel dayanışma ağlarından biri olan sosyal medyayı baltalamaya niyet eden bu genelgeleri “büyük bir adım, alkışlanacak bir tutum” olarak değerlendirmek AKP’nin boyasına gözümüzü sürmek olur.

Hakları kullanmak o kadar kolay değilmiş!

Şiddetle dolu evliliğini bitirmek için boşanma davası açmasıyla açık seçik görmüş Ayşegül, birçok hakkını bilmiyor kadınlar; bildiğini kullanmak da ayrı bir dert oluyor!

Tecavüze uğrayan kadınları bir de devlet örselerse!

Bir kadın ve kızı tecavüz, gasp, dayağın ardından dağ başında yarı çıplak bırakılıyor. Kendi imkanlarıyla ulaştıkları karakolda ve hastanede yaşadıkları ise bu korkunç şiddete ayrı bir boyut katıyor!