DERGİMİZDEN

Çocuk bakıcıları da emekliliği hak eder

Üniversite mezunu Esra, iş bulamadığı için çocuk bakıcılığı yapıyor. ‘Artık yapamaz hale geldiğimde bir emekli aylığım dahi olmayacak’ diye hayıflanıyor.

Okuma olsun bugünün adı

Esenyalı’da kitap okuma atölyesi düzenleyen kadınlar deneyimlerini anlatıyor: Kitap okumak güzel ama birlikte okumak, tartışmak daha güzel. Günlük rollerimizden çıkıp nefes alıyoruz...

Stina Wirsén’den ‘Küçük’ ve Susan Kreller’den ‘Mavi Kulübe’

Sokağının ‘huzuru’ bozulmasın diye sessiz kaldığımız şiddet, taciz, tecavüz… Çocuğuna bağıran çağıran, parkın ortasında vuran, ebeveynlere ‘Ama o onun anası, babası’ diyenleri bir düşünün...

Ekmek ve Gül Ocak 2020 sayısı

Kadına yönelik şiddet varlığını sürdürürken, dergimizde kadınların geçim dertlerini ve krizin etkilerini anlattıkları yazılar da bir kere daha ortaya koyuyor kadınların yaşam mücadelesini...

‘Yol yürüyüş öğretir’

2020’ye “Birlikte Yürüdüğümüz bir 2020” diyerek girdik... Şair Gülten Akın’ın “Yol yürüyüş öğretir” dizesinden esinlendik...

2019’dan 2020’ye... Mahalleden ülkeye...

Sorunların derinleşerek yeni yıla taşındığının farkındayız. Ama dertlerimizle birlikte, dermanımızı, bir arada olmanın gücünü ve dayanışmanın iyileştiriciliğini de taşıyoruz yeni yıla...

2020: Ne değişti, neden değişti, nasıl değişecek?

2020, kadınların değiştirme güçlerini hatırladığı, daha çok örgütlendiği, birlikteliğimizin gücünün etkilerini daha çok gördüğümüz, değiştirme potansiyelimizi daha çok sınadığımız bir yıl olsun!

Bakanlık Genelgeleri: Suçun ikrarı mı, politika ısrarı mı?

Bugünün güncel dayanışma ağlarından biri olan sosyal medyayı baltalamaya niyet eden bu genelgeleri “büyük bir adım, alkışlanacak bir tutum” olarak değerlendirmek AKP’nin boyasına gözümüzü sürmek olur.

Hakları kullanmak o kadar kolay değilmiş!

Şiddetle dolu evliliğini bitirmek için boşanma davası açmasıyla açık seçik görmüş Ayşegül, birçok hakkını bilmiyor kadınlar; bildiğini kullanmak da ayrı bir dert oluyor!

Tecavüze uğrayan kadınları bir de devlet örselerse!

Bir kadın ve kızı tecavüz, gasp, dayağın ardından dağ başında yarı çıplak bırakılıyor. Kendi imkanlarıyla ulaştıkları karakolda ve hastanede yaşadıkları ise bu korkunç şiddete ayrı bir boyut katıyor!

Çocuklar, korkmayın! Bizim gücümüz, sizin haklarınız var!”

‘Önce kendime güvenmeyi, sonra boyun eğmek zorunda olmadığımı öğrendim. Keşke çocukken bana bunu öğreten olsaydı… Şimdi çocuklarıma diyorum: Korkmayın, bizim gücümüz, sizin haklarınız var!’

Ben bu kadınlarla artık her yere yürüyeceğim!

Çocuklarının okulunun deprem nedeniyle hasar görmesiyle başlayan destek arayışı Hanıma’yı Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği ile tanıştırdı. Hanıma, artık bambaşka bir kadın… Neden mi?

Şimdiki aklım olsaydı…

Yaşadıklarımızla birbirimize çok yakınız ama araya koyduğumuz mesafelerle en yakınımızdaki kadına bile uzağız. Bu uzaklık, sadece karşımızdaki kadını değil, kendimizi de yalnızlığa mahkûm etmek demek.

Okul öncesi öğretmenleri neden hep kadın?

15 yıllık bir anaokulu öğretmeni soruyor: ‘Neden anaokulu öğretmenleri hep kadın? Neden üniversitede çok az sayıda erkek bu bölümü okumasına rağmen hep yöneticiler, müdürler erkek oluyor?’

Yaşadığımız tacize çözüm ararken duvarla karşılaşıyoruz!

Üniversitemizde Tacizi Önleme Komisyonu yok, Kadın Araştırma Kulübü kurulması talebimiz reddedildi, yaşadığımız tacizi yönetime gidip söylemek istediğimizde resmen duvarla karşılaşıyoruz.

Van’dan bir ses yükseliyor: Susmak yok!

Van’dan 4 kadın sesleniyor bize. Bu 4 kadın memleketin halini de kadınların direncini de ortaya seriyor.

Özgürlüğümü çalışarak kazandım

Özgürlüğünü ‘çalışarak’ elde etmiş bir kadının yardıma muhtaç haline gelişinin nasıl hissettirdiğini bilir misiniz? Nazlı biliyor. Ve anlatıyor; bilene güç vermek, bilmeyene gerçeği göstermek için.

Yaşamımızdaki dönemeçlerden biri: Menopoz

Menopoz fizyolojik, psikolojik ve sosyal pek çok değişimin yaşandığı bir dönem. Önyargıların bol olduğu, desteğin ise az olduğu toplumda menopoz bir ‘hastalık’ haline gelmesin diye önerilerimiz var.

Küçük Dev: Klitoris

Bedenimizi hiç tanımıyoruz. Bazı kültürlerde kadın sünnetine kurban edilen klitoris, cinsel ilişkiden zevk alması adeta yasaklanan kadının en önemli mutluluk organıdır.

Biz de isterdik yıldızlardan neşeli fallar bakmayı…

Ne kahve falının balıkları ne de yıldız haritalarının beklentileri karşılamayacağını biliyoruz. İster koç olun ister akrep, en nihayetinde 2020’yi bizden başka kimse güzelleştiremez. Mutlu yıllar!