İşte hakiki dezenformasyon: AKP 20 yılda kadın haklarında ‘devrim’ yapmış!
5. Kadın ve Adalet Zirvesinde konuşan Cumhurbaşkanı şiddeti, ücret eşitsizliğini, işsizliği bitirdiklerini, çalışan anneleri koruduklarını anlattı. AKP 20 yılda kadınlar için harika bir ülke yaratmış!

10 Ekim 2022 tarihinde açıklanan iş gücü istatistiklerine göre geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 26,5. Geniş tanımlı kadın işsizliği işsizlik türleri arasında en yüksek kategori genç kadınlarda gerçekleşti.

DİSK/Genel-İş Araştırma Dairesinin Kadın Emeği Raporu’na göre, Türkiye’de erkeklerin yıllık ortalama kazancı kadınlara göre yüzde 27,4 daha fazla. Yevmiyeli çalışan erkekler de yevmiyeli çalışan kadınlara göre yüzde 83,8 daha fazla kazanıyor. Yükseköğrenim gören kadınların ücret düzeyinin erkeklere göre yüzde 39 daha az.

DİSK’in araştırmasına göre, Türkiye’de 13,5 milyon kadın ücretsiz bakım emeği verdiği için çalışma hayatına katılamıyor. TÜİK’in 2020 verileri, hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının yüzde 25,2, erkeklerin ise yüzde 85,5 olduğunu gösteriyor.

Türkiye genelinde resmi ve özel, toplam 30 bin 978 okul öncesi eğitim veren kurum var. Bu kurumların öğrenci kapasitesi ise toplam 1 milyon 226 bin civarında. Milli Eğitim Bakanlığının yayımladığı istatistiklere göre 2020-2021 eğitim öğretim yılında MEB’e bağlı 161 resmi kreşte yalnızca 8 bin 704 öğrenci eğitim gördü. MEB dışındaki kurumlara bağlı olan 2 bin 338 resmi kreşteki toplam öğrenci sayısı ise 53 bin 804. Resmi kurumlara bağlı kreşlerdeki öğrenci sayısının toplamı ise ancak 63 bine yaklaşıyor. Kamu kreşi sayısı ve imkanları çalışan aileler açısından yeterli değilken özel kreşlerin fiyatları ise çok yüksek. İşyerlerinde de durum kadınlar için kolaylaştırıcı değil, yalnızca 150’nin üzerinde kadın çalıştıran işyerlerinin kreş açma zorunluluğu var.

Avrupa ve OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) 2019 yılı verilerine göre Türkiye’de kadına şiddet oranı yüzde 38. Neredeyse 10 kadından 4’ü hayatında erkek şiddetine maruz kalıyor. 2022 yılında 336 kadın öldürüldü.

Bu kısa özet Türkiye’nin özeti. Ülkede yaşayan her birimizin her gün her gün yaşadığı.

Ama ülkeyi yöneten dün bambaşka bir ülke anlattı. Bu cümleler tamamen Erdoğan’a ait; “Elde ettiğimiz en olumlu başarılardan biri de kadınlarımızın hak ve özgürlüklerini genişletmek konusunda elde ettiğimiz yeniliklerdir. Asıl büyük değişimi zihinlerde yaşadığımızı düşünüyorum. Kadına yönelik şiddetle en etkin şekilde mücadele edeceğimizin sözünü daha hükümete gelmeden milletimize vermiştik. 2005 yılında hukuki düzenlemeleri hayata geçirdik. Aile içi ve kadına karşı şiddete verilen cezaları artırarak, cinsiyet farkı nedeniyle düşük ücret uygulanamayacağı gibi çok önemli adımlar attık. Çalışan kadınların haklarını genişleterek etki sahasını yaygınlaştırdık. Gebelikten itibaren anneleri koruyan, maddi olarak destekleyen uygulamalar başlattık.”

KADEM tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nde konuşan Erdoğan’ın sözleri gerçekten hayret verici. Kadınlar için şahane bir ülke yarattıkları iddiasını söyleyebilmek nasıl tanımlanır ki, insan söz kurmakta cidden zorlanıyor. Konuşmanın sonu ise Anayasa değişikliğine bağlanıyor.

Bu ülkeyi kadınlar için her anlamda cehenneme çevirenler, şimdi başörtüsü üzerinden seçim kazanma derdinde. Kılıçdaroğlu’nun açtığı yolu can simidine çeviren Erdoğan önümüzdeki seçimi başörtüsü referandumuna dönüştürme niyetinde.

AKP’NİN HER ZORDA SARILDIĞI ‘BAŞÖRTÜSÜ MESELESİ’

28 Şubat döneminde yaşananların sürekli anlatıldığı, her daim diri tutulduğu AKP dünyasında Anayasa değişikliği neredeyse temel gündem haline gelmiş durumda. Anayasa’da yapılması planlanan düzenlemenin Türkiye’nin elzem bir problemi, kadınların toplam bir talebi olmadığı son derece açık. Zor durumda kalındığında ortaya atılan bu konu, şu an somut hiçbir sorun yaşanmamasına karşın seçim kozu olarak kullanılıyor.

Anayasa değişikliği için mesai harcayan AKP’nin çok daha basit şekilde çözülecek sorunlara dair adım atmadığı ise bir gerçek. Yukarıda saydığımız rakamlar, oranlar AKP iktidarının sonuçları, ancak ne kadın istihdamı ne kadına yönelik şiddet ne yoksulluk ile ilgili tek bir adım atılmıyor.

Kadınların çalışmalarına dair en temel sorunlardan biri olan kreş sorunu devletin asla problemi olmuyor. Kamu, belediye kreşleri açılması için yasa yapılmıyor mesela. Kadına yönelik şiddete dair kamusal bir koruma mekanizmasının oluşturulması için yapılan hiçbir çalışma yok. Sığınmaevlerinin, kadın danışma merkezlerinin açılmasına dair adım atılmıyor. Tam tersi boşanmaları engellemek temel yaklaşım, kadını ev içinde aile içinde tanımlayarak, kadının tek kariyerinin annelik olduğu bizzat Erdoğan tarafından ısrarla tekrarlanıyor.

ERDOĞAN’A VE AKP’YE GÖRE HER ŞEY YOLUNDA AMA…

Ekmek ve Gül’ün “Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek Her Çocuğun Hakkı” diyerek başlattığı, ülke çapında pek çok kadın, veli derneğinin sürdürdüğü kampanya büyük ses getirdi biliyorsunuz. Konu Meclis gündemine de taşınmıştı. Ekim ayında CHP, HDP, İyi Parti ve TİP’in konuyla ilgili Meclis Genel Kuruluna verdiği kanun teklifleri AKP ve MHP oylarıyla reddedilmişti. Bu hakkın gereğinin yerine getirilmesi ile ilgili Milli Eğitim ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlarına verilen soru önergeleri ise halen yanıtlanmadı.

Öte yandan dün yani Erdoğan’ın konuşması ile aynı gün Plan ve Bütçe Komisyonunda Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi gürüşülürken muhalaefet partilerinin okullarda 1 öğün ücretsiz yemek verilmesi için sunduğu ek bütçe teklifi AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. Yetersiz beslenmenin ülkemizdeki milyonlarca çocuğun zihinsel ve sosyal gelişimini tehdit ettiği ülkede herkesin bildiği, konuştuğu, yaşadığı bir gerçek iken AKP’nin gündemi olmadı.

Erdoğan’ın konuşmasının ve söylediklerinin tam aksini yaşıyoruz biz kadınlar. Güvende olmadığımız bir ülkede, işsizlik ve yoksulluk içinde, çocuklarımızı okula aç gönderdiğimiz bir hayat yaşıyoruz. İhtiyacımız olan tüm bunlara dair adımlar atılması ve kadın erkek eşitliği temelinde politikalar gerçekleştirilmesi.

Başörtüsü üzerinden kurulan bu politika, aslında seçime giden bir iktidarın kadınlara söyleyecek hiçbir şeyi olmadığının çok açık göstergesi. Gerçek, yakıcı, can alıcı sorunlara dair çözüm üretilemediği her geçen gün görünüyor. Gerisi lafı güzaf...

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
AKP'li vekilden “çocuklar aç” sözüne kızdıran yanı...

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmesinde AKP’li vekiller Yaşar Kırkpınar ve Uğur Aydemi...

Erdoğan ‘Aileyi korumayı hedefliyoruz’ diyerek yin...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlçe Müftüleri İstişare Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Anayas...

Erdoğan’ın ‘yüzyıl’ vizyonu, 20 yıllık beka ezberi

Erdoğan’ın ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonunun; yüz yıllık nefret ve ötekileştirme siyasetini anayasal düze...