Ne veliye, ne öğrenciye MEB bütçesi sermayeye, cemaate
Mili Eğitim Bakanlığı Bütçesi Mecliste Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor.

MEB 2024 bütçesi Plan ve Bütçe komisyonunda görüşülüyor. Bakan Tekin en büyük payın eğitime ayrıldığını söyledi ancak Tekin'in gündeminde de bütçede de öğrencilere ücretsiz yemek talebi de öğretmenlere kadro talebi de yer almadı.

MEB bütçesi görüşmeleri sırasında eğitimde Kürtçe ve diğer dillere kaynak ayrılmaması protesto edilirken öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek hakkı verilmesi talebi dövizler ile dile getirildi.

Fotoğraf: TBMM (Soldaki), Sevda Karaca (Sağdaki)

BESLENMENİN EĞİTİMİ VAR KENDİSİ YOK!

Bütçe görüşmeleri Mili Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in sunumu ile başladı. Bütçe sunumunda “Sağlıklı Büyüyen Türkiye İçin Okulumda Sağlıklı Besleniyorum” programı kapsamında okul bahçelerinde fiziksel aktiviteler yaptıklarını, beslenme kültürü üzerine eğitimler gerçekleştirdiklerini söyleyen Bakanlık, bu eğitim öğretim yılında okul öncesinde bir öğün ücretsiz beslenmeyi sessiz sedasız kaldırmıştı.

BAKAN TEKİN: EN BÜYÜK PAY EĞİTİME AYRILDI

Tekin, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nda en büyük payın bu yıl da eğitime ayrıldığını söyledi. Eğitim bütçesinin 1 trilyon 619 milyar 907 milyon 408 bin lira olarak belirlendiğini söyleyen Bakan Tekin, “Bu rakam 2024 yılı merkezi yönetim bütçesinin yüzde 14.6’sını oluşturmaktadır. 2002’de 4 milyar 955 milyon dolar olan Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi, 2023 yılında 16 milyar 215 milyon dolara, 2024 yılında ise 38 milyar 294 milyon dolara çıkarıldı” dedi.
Devamsızlık ve erken okul terki riski taşıyan öğrencilerin devam ettiği okullara yönelik çalışmalarına devam ettiklerini belirten Bakan Tekin, “Tüm eğitim kademelerinde okuldan erken ayrılma riski taşıyan öğrencilerin erken tespitini kolaylaştırmak için çoklu veri noktaları kullanan bir erken uyarı sistemi geliştiriyoruz” bilgisini verdi.

DEPREM İLLERİ: ONARIM ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI

Bakan Tekin, 6 Şubat depremlerinin etkilediği illerdeki onarım ihtiyacı oluşan eğitim yapılarının tamamının çalışmalarını tamamladıklarını söyledi. Tekin, bu kapsamda deprem bölgesindeki yaklaşık 45 bin dersliği, 2023-2024 eğitim öğretim dönemi için hazır hale getirdiklerini belirtti.

TEKİN: ‘ÜNİVERSİTE SAYISI ARTTI’

2022-2023 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla 129 devlet, 78 vakıf olmak üzere 207 yükseköğretim kurumunda 8.3 milyon öğrencinin öğrenim gördüğünü dile getiren Tekin, 1984 yılında 20 bin 333 olan öğretim elemanı sayısının ise 2022 yılında 184 bin 702’ye yükseldiğini ifade etti.
Tekin, 2023 yılında ÖSYM bünyesinde yaklaşık 11 milyon adayın katıldığı 15’i elektronik sınav olmak üzere 53 sınav gerçekleştirildiğini, bu sınavlarda engeli veya sağlık sorunu olan yaklaşık 32 bin 775 adayın sağlık durumlarına uygun özel koşullar sağlanarak sınavlara alındığını kaydetti.

MEB BÜTÇESİNİN DAĞILIMI ŞÖYLE
1 trilyon 90 milyar 229 milyon 668 bin liralık bütçenin dağılımına dair veriler ise şöyle:
- 2024 yılında engellilerin toplumsal hayata katılımı ve özel eğitim programına 56 milyar 922 milyon 916 bin lira,
- Hayat boyu öğrenme programına 21 milyar 77 milyon 399 bin lira,
- Ölçme, seçme ve yerleştirme programına 468 milyon 3 bin lira,
- Ortaöğretim programına 331 milyar 287 milyon 777 bin lira,
- Temel eğitim programına 574 milyar 564 milyon 240 bin lira,
- Uluslararası eğitim iş birlikleri ve yurt dışı eğitim programına 11 milyar 300 milyon 859 bin lira,
- Yönetim ve destek programına 94 milyar 608 milyon 474 bin lira.
-YÖK, YÖKAK ve üniversitelerin bütçesi 345 milyar 814 milyon 782 bin lira
-ÖSYM Başkanlığı bütçesi 4 milyar 692 milyon 832 bin lira
-Yükseköğretim Kredi ve Yurtlar Kurumu bütçesi 132 milyar 990 milyon 126 bin lira
-İlköğretim öğrencilerinin ücretsiz ders kitabı giderleri 19 milyar 709 milyon lira
-Taşımalı ilköğretim ve ortaöğretim uygulaması dair giderler için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan aktarılacak ödenek 1 milyar 300 milyon.
BAKANLIĞIN MERKEZİ BÜTÇE İÇİNDEKİ PAYI 2016’DAN BERİ AZALIYOR

Bakanın ardından CHP urubu adına Fethi Açıkel söz aldı. Teklif edilen 2024 yılı bütçesinin eğitimdeki yapısal ve güncel sorunları çözmekten uzak olduğunu söyleyen Açıkel, Bakanlığın merkezi bütçe içindeki payının 2016 yılından itibaren azaldığını belirterek şu verileri paylaştı:

*2016’da Bakanlığın merkezi bütçe içindeki payı yüzde 13.38 iken bu oran 2023 yılında yüzde 9.74’e kadar düşmüştür.  Aynı şekilde, 2016   yılında Millî Eğitim Bakanlığı   bütçesinin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 2.9 iken 2023 yılında bu oran yüzde 2.3’e kadar gerilemiştir. Eğitim yatırımları açısından ise AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17.18 iken 2024 yılı itibarıyla bu oran neredeyse yarıya, yüzde 9.15’e, gerilemiştir.

*2002 yılından günümüze kadar özel okullaşma oranı her geçen yıl artmış, 2023 yılı itibarıyla   örgün eğitimde özel okul sayısı 14 bini aşmıştır. Özel okullarda eğitim alan öğrenci sayısı ise 1 milyon 700 bine yaklaşmıştır. 2011-2012 döneminde 4 bin 600 olan özel eğitim kurumu sayısı 2022-2023 döneminde 14 bin 200’e kadar yükselmiştir.  Özel okul sayısı yüzde 206; özel okullarda kayıtlı öğrenci sayısı ise yüzde 211 oranında artmıştır. Bu, eğitimde kamunun ağırlığının azaldığının, piyasalaşmanın arttığının ve Türkiye’de sınıf eşitsizliğinin arttığının bir göstergesidir.

*Okullaşma oranı anlatıldığı gibi başarılı olmamıştır. 2011-2012 eğitim öğretim yılında ilkokulda okullaşma oranı yüzde 98.67 iken bugün ilkokulda okullaşma oranı yüzde 93.85’tir. 2011-2012 eğitim yılında ortaokullarda okullaşma oranı yüzde 93 iken bugün yüzde 91’e düşmüştür; her iki alanda da düşüş aşikardır. 2002- 2022 döneminde ise 19 bin 708 köy    okulunun kapısına kilit vurulmuştur.

*Temel eğitimdeki en büyük çöküşün yaşandığı alanlardan biri yükseköğretimdir. 2016 yılından bu yana YÖK ve üniversitelerin bütçesi neredeyse yüzde 19 azalmıştır. Yükseköğretim düzeyinde yaşanan nitelik sorununun başlıca nedeni despotik siyasi iklim ve politik atamalar kadar bu bütçe eksikliğidir.

KARACA: SEÇİM BİTTİ, YEMEK GİTTİ

Dergimizin yayın kurulu üyesi, EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e geçtiğimiz bahar döneminde okul öncesinde verilen bir öğün ücretsiz yemeğin neden kaldırıldığını sordu. Karaca, Türkiye’nin dört bir tarafından dergimizin çağrısıyla kadınların bir öğün yemek için topladığı imzaları Bakana göstererek, “Bakın, bu koca dosyanın içinde binlerce imza var, her kesimden insanın imzası bu çünkü ülkenin dört bir yanında insanlar çocuklarını besleyemiyorlar. Siz bile bu sese kulağınızı kapatamadınız ve sadece bir eğitim öğretim dönemi boyunca okul öncesinde yemek vermek zor unda kaldınız ama seçim bitti, yemek gitti ve siz sessiz sedasız bunun üstünü kapatabileceğini düşündünüz. Ama Bakanlığınızın yemek verdiği dönemden bu zamana gıda enflasyonu en az yüzde 85 artmışken elbette ki bunun hesabını halk size soracaktı. Açıklamak durumundasınız bu yemeği neden kaldırdığınızı bize.” dedi.

2 çocuklu bir aile için çocukların beslenme çantasının masrafının asgari ücretin üçte biri ettiğini vurgulayan Karaca, “Biz sizin bütçe sunuş kitapçığınıza bakıyoruz ve Okulumda Sağlıklı Besleniyorum Programı’nı koyduğunuzu görüyoruz orada. Bu, açıkça Millî Eğitim Bakanlığı için utanç verici olmalı çünkü o programla internet sitesinde yayınladığınız öğrenciler için bir tek öğünü veliler sağlamaya çalışsa çocuklarına, asgari ücretin yarısını harcamak durumundalar.“ diyerek 2024 bütçe teklifinde çocukların beslenme hakkını sağlayacak bir kalem olmadığını ve bunu talep ettiklerini dile getirdi. 

EĞİTİME ASLAN PAYI DENİYOR, PATRONLARA KAYNAK YAĞIYOR

İktidarın “Eğitime aslan payı bütçe” iddiasına karşı ise Karaca, patronların AKP iktidarı tarafından silineceğini söylediği vergilerin MEB bütçesinin iki katı olduğunu, teşvik adı altında çocuklar için harcanması gereken bütçenin özel okullara peşkeş çekildiğini ifade etti. Devlet okullarına ayrılan kısıtlı bütçenin de din eğitimine ayrıldığını söyleyen Karaca, “Neden din eğitimine ve din öğretimine ayırdığınız imkânları, bütçeyi diğer liselere faydalandırmıyorsunuz? Mali kaynakları neden oralarda etkin kullanmıyorsunuz? “ diye sordu.

Çocuk işçiliğin önünü açan MESEM’lere dair ise Karaca, “ ‘Mesleki ve teknik eğitim” başlığı altında “MESEM’leri organize sanayi bölgelerinde sektörle iş birliğini güçlendirmek için açtık.’ diyorsunuz. Vallahi, bu itirafınıza katılıyoruz, MESEM’leri sermayeyle iş birliği için açtınız, evet ve sermayenin iş birlikçisi olan iktidarınız yoksul emekçilerin çocuklarının emeğini de patronlara peşkeş çekiyor MESEM’lerde bir kuruş vermiyorlar, kendilerini çocukların güvenliğinden sorumlu hissetmiyorlar “ diyerek çocuk işçi ölümlerinden patronlar kadar Milli Eğitim Bakanının da sorumlu olduğunun altını çizdi. 

556 BİN KIZ ÇOCUĞU EĞİTİMİN DIŞINDA, BAKANLIĞIN DERDİ KARMA EĞİTİM

Milli Eğitim Bakanlığının İHH ile imzaladığı protokolü gündeme getiren Karaca, “Son olarak, IŞİD’e militan taşere ettiği bilinen İHH’yle en son imzalamışsınız protokolünüzü. Sadece cemaat, tarikat yurtlarına 563 milyon lira ayırdığınız yetmiyor, bir de bu gerçekler ortadayken gerçekten bu protokollere devam edip etmeyeceğinizi de çok merak ediyoruz.” dedi. Karaca 556 bin kız çocuğunun eğitimden uzaklaştırıldığını, çocuk yaşta zorla evliliğe itildiğini ve sayısı 2 milyona yakın “çocuk anne”leri iktidarın yarattığını vurgulayarak bunlar yetmezmiş gibi Bakanın karma eğitime yönelik başlatılan savaşın bir parçası olduğunu ancak bu savaşın bir de karşı tarafı olduğunu ifade etti.

BU 45 BİN DERSLİK NEREDE?

Bakanlığın 45 bin dersliği hazır hale getirdik iddiası üzerine Karaca, “Kaba bir hesapla 1 milyon 350 bin öğrencinin ders görebileceği 1500 tane okul demek bu. Peki nerede bu okullar?” diye sordu. Deprem bölgesi Antep’te yıkılan okulların yerine prefabriklerin olduğunu ifade eden Karaca, “Depremin üzerinden 9 ay geçti. 4 ayda toplu konut yapabilmesiyle övündüğünüz inşaat sektörü 9 aydır bu okullarda niçin hala temel atamamış durumda?” dedi.

ÖĞRETMENLERİN KADRO HAKKI İÇİN BÜTÇE YOK!

Karaca, iktidarın politikalarının sonucu olarak öğretmenlerin kadrolu, ücretli ve sözleşmeli gibi parçalara bölündüğünü belirtti. Bu durumun aynı eğitimi gören ve aynı işi yapan öğretmenlerin ücret başta olmak üzere diğer hakları konusunda da ayrılık yarattığını söyleyen Karaca, sayısı 100 bine varan norm kadro ihtiyacına rağmen ücretli ve sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi gibi bir bütçe kalemi olmadığını ifade etti. “Özel sektör öğretmenleri ise güvencesizliğin, esnek çalışmanın, sömürünün belki de en katmerli halini yaşıyorlar.” diyen Karaca, “Size her gün sesleniyorlar, kulaklarınız neden kapalı? Size bu konuda pek çok önerge verdik, neden bir tanesine bile doğru düzgün yanıt vermiyorsunuz? “ diye sordu.

Karaca, “Son olarak da bizim apaçık bir gerçeğimiz var: Sizin sunuşunuzda gördük; planınızda ne öğrenciye ne veliye ne öğretmene ayrılmış bütçe yok ; halkın cebinden oluşturulan kaynakları yine sermayeye, tarikatlara, cemaatlere çok güzel paylaştırmışsınız.” dedikten sonra talepleri sıralarken mikrofonu kapatıldı.

ÇOCUK AÇLIĞINI DİLE GETİRMEK ŞOVMUŞ

Konuşması ardından Sevda Karaca, okullarda 1 öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek talep eden 10 bin imzanın olduğu dosyayı “Kadınlar bunu size iletmemi istedi. Buyurun, 10 bin imza sizin elinizde. Gereğini yapın” diyerek masaya bıraktı. İmzaların teslim edildiği sırada komisyon başkanı Mehmet Muş görüntü çekilmesine müdahale ederken, bakan Yusuf Tekin de, “Ben şikâyetçiyim, o görüntülerde bulunmayı özel hayatımın gizliliği olarak kabul ediyorum.” dedi. Sevda Karaca "Burası meclis, ne özel hayatı" diye cevap verdi, muhalefet vekilleri de bu müdahaleye karşı çıktı. Bakan, yüzlerce kadının topladığı 10 binlerce imzanın teslim edilmesinin görüntülerini “şov malzemesi” olarak değerlendirdi. 

DAVA BELGELERİ İLE KANITLANAN İHH – IŞİD BAĞLANTISINA İFTİRA DENDİ

Sevda Karaca'nın İHH ile yapılan protokole yönelik eleştirilerine karşı oturum başkanı Mehmet Muş söz alarak, “Sizi temiz bir dil kullanmaya davet ediyorum. IŞİD’e militan ve taşere eden İHH iddianızı ortaya koymanız lazım. Bu ciddi bir iddiadır, bununla alakalı elinizdeki belgelerinizi hemen buradan çıkınca savcılığa iletin, araştırsın bakalım.” demesi üzerine Karaca, İHH ve IŞİD ilişkisinin 10 Ekim katliamı davasında belgelere girmiş olduğunu ifade etti. Bu sırada TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi AKP Ankara Milletvekili Orhan Yegin, dava belgelerine dayanılarak ortaya konan lişkiyi ifade eden Karaca’yı iftira ve yalancılıkla suçladı. Bunun üzerine Karaca, 10 Ekim Ankara Katliamı davasının 11. duruşmasında fail ve tanıkların bu ilişkiyi beyanlarıyla ortaya koyduğunu, asıl hesap verilmesi gerekenin bu dava dosyasında yer alan bu beyana rağmen protokol yapılması olduğunu söyledi. 

Fotoğraf: TBMM

İlgili haberler
Bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek talebi Meclist...

Yayın kurulu üyemiz, EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, 2024 MEB bütçe görüşmeleri öncesi, 1...

‘Evladımın beslenme çantası boş kalınca yetersiz h...

‘İlkokula giden oğlumun beslenme çantasını dolduramıyorum eşimin geliri yetersiz geliyor. Çocuklar u...

Kız çocukları okulda değil tekstil atölyelerinde:...

Mahalle aralarında giderek çoğalan tekstil atölyelerinde yaşları 14 ile 17 arasında yüzlerce çocuk ç...