Technomix grevinden kadın işçiler: Emeğimizi küçük görenler, direnişimizin büyüklüğüne baksınlar!
TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 5 Ağustos’tan beri grevde olan Technomix fabrikasında çalışan işçiler emeklerinin karşılığını istiyor.

Bursa’da faaliyet yürüten, çalışanların yüzde 98’inin kadın işçi olduğu Technomix fabrikasında Türk Metal Sendikasında örgütlenen işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 5 Ağustos’ta greve çıktı. Grevlerini kararlılıkla sürdüren işçilere pek çok dayanışma ziyareti de gerçekleşiyor. Bursa Kadın Platformu olarak biz de geçtiğimiz günlerde bir dayanışma ziyaretinde bulunduk ve kadın işçilerle sohbet etme imkanı yakaladık.

Kendilerini greve götüren sürecinin daha iyi koşullarda çalışmak olduğunu anlatan bir kadın işçi, “Bizde genelde maddi sıkıntılar vardı. Çok fazla işi çok düşük ücretle yapıyorduk. Verilen zamlar bir işimize yaramıyordu. Şu an örneğin asgari 5 bin 500, bizim ücretimiz de 6 bin lira. Yılbaşında asgari ücrete zam gelince yine maaşımız asgari ücrete denk oluyor. Ben 5 yıllık işçiyim, arkadaşım 2 yıllık. Ben 6 bin 500 lira alıyorsam arkadaşım 7 bin alıyor. Halbuki ben 40 parçanın 40 tanesine de hakimim ama o 3-5 tanesini biliyor sadece. Kıdemin hiçbir anlamı yok. Birbirimize düşelim, emeğimizin anlamı da kalmasın diye yapıyorlar bunu. Bu durumları fabrikaya bildirdiğimizde hiçbir sonuç alamadığımız için biz de sendikal mücadelemizi başlattık. Sendikayla da çoğu şartta anlaştıkları halde uygulamadılar. Biz de grev kararı aldık” diye anlatıyor onları greve götüren nedenleri…

EVDE ÇALIŞMAYI LÜTUF GİBİ SUNDULAR İKİ KAT PERFORMANS İSTEDİLER

Ana şirketleri Almanya’da olan ve yıllardır Bursa’da faaliyet gösteren Technomix fabrikasında işçiler, Türkiye’de de Bosch ve Cengiz Makine’ye çalışıyorlar. Kadınlar çalışma koşulları açısından da pek çok zorlukla karşılaşmış. Bir kadın işçi büyük dikkat gerektiren bir iş yapıyor olmalarına rağmen emeklerinin nasıl küçük görüldüğünü şöyle anlatıyor: “Bizde parça kontrolü var. Çok küçük enjeksiyon parçalarının göz kontrolünü yapıyoruz, teknoskop ile on kat büyüterek kontrolünü yapıyoruz. Herkesin laboratuvarlar şeklinde masası ve teknoskobu var. Üretimden çıkan ürün kontrol edilmeden müşteriye gidemiyor ama işimiz küçümseniyor. Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Çok fazla çalışıyoruz. Şu an 7 buçuk saat çalışıyoruz ama mesaili çalıştığımız dönemler oldu. Sayı baskısı çok oluyor.”

Bu zorluklar pandemide kat kat artmış, o dönemi şöyle anlatıyor: “Pandemide evden çalıştırıldık. Kadınlar çok iyi bilir. Ya çocuğumuz çekiştirdi eteğimizin ucundan ya eşimiz ‘Yemek nerede?’ dedi. Ama yine de sabahlara kadar parça bakan arkadaşlarımız oldu. Ben bakamadım çocuğum küçüktü, 15 gün dayanabildim, arkadaşım 5 ay bu şekilde çalıştı. Fabrikada atıyorum bir günde 5 bin adet isteniyorsa evde 10 bin adede çıktı bu. Fabrikada 7 buçuk saatte yapmaya uğraştığımızın iki katını evde istediler. ‘Evdesiniz, daha rahatsınız sabaha kadar çalış ama bana o sevkiyatı yetiştir’ dediler resmen. Bunlara rağmen hepimiz evde de fabrikada da çok özverili çalıştık. Bu süreçte yol, yemek gibi şeyleri hiç talep bile etmedik. Sadece teknoskoplar elektrik harcıyor. Elektrik ücretini karşılayın bari dedik ama bu talebimiz de karşılanmadı…”

‘SENDİKALI OLMASAYDINIZ SİZE HAKKINIZI VERECEKTİK’ KANDIRMACASI

Bütün bu ağır koşullar altında fabrikaları kapanmasın diye, işsiz kalmamak için her denileni yapmaya devam ettiklerini söylüyorlar. Ama sendikanın adının geçmesi bile değiştirmeye başlamış bazı şeyleri. Bir kadın işçi şöyle örneklendiriyor bunu: “Önceleri taleplerimize cevap verilmezken, 14 Mart’ta sendika süreci başladığı gibi hepimizin hesabına 1000 lira elektrik parası yatırıldı. Bir yerde bir şekilde toplanıp bir araya gelmemiz gerekiyordu.” Ama sendikalaşma süreci başlayınca işçiler arasında ayrım yaratmak, işçileri birbirine düşürmek için patron da boş durmamış: “Şimdi de ‘Siz sendikayı fabrikaya sokmasaydınız biz anlaşırdık’ diyorlar. İçerideki arkadaşlarımıza da ‘Onlar böyle yapmasaydı size ikramiye verecektik’ demişler. Evet çoğu hakkımız verildi ama toplu iş sözleşmesini imzalamıyorlar. Zaten bu hakları veriyorsun neden imzalamıyorsun?” diye anlatıyorlar bunu.

Fabrikanın içinde Technomix ve Final olarak iki şirket var; işçiler o firmadan diğer firmaya gönderilerek aralarındaki iletişimin de kesilmeye çalışıldığını aktarıyor. Durumu bir kadın işçi şöyle anlatıyor: “Technomix’te 120 sendika üyesi var, 9 kişi de Final’de. Grev kararı çıkmasın diye iki şirket arasında personel değiştirip durdular. Oylamada çoğunluk sağlanmasın diye uğraştılar. Ama biz yine de greve çıktık. Çünkü oylama yapılmadı greve çıkacağımız çok net bir karardı. Greve iki gün kala patron görüşmek istedi ama biz kararımızdan dönmeyeceğiz dedik.”

GREVDEKİ ARKADAŞLARINA DESTEK VERDİ DOĞUM İZNİ İPTAL EDİLDİ
İçeride çalışmaya devam eden arkadaşlarına yönelik ciddi bir baskı olduğunu aktaran kadın işçilerden biri şöyle anlatıyor bu eziyeti: “İçerideki arkadaşlarımız bizimle konuştuğunda hemen yanlarına çekip ‘Senden beklemezdim, ona neden sarıldın’ diyorlar. Arkadaşım gözüme bakıyor, göz kırpıp öyle geçiyor yanıma gelemiyor. İçeride greve çıkmak isteyip bu baskılardan çekinenler var. Yönetim tarafından psikolojik baskı görüyorlar.”
Bu baskının en somut örneği Şerife Musi’nin yaşadıkları. Şerife doğum iznindeyken greve katılan arkadaşlarının yanında görüldüğü için izni iptal edilmiş. Hakkını alıncaya kadar arkadaşlarıyla birlikte grev alanında olacağını söyleyen Şerife de “6 ay doğum iznim vardı. 4 ayını kullandım, 20 Ekim’e kadar devam edecekti. Bundan sonraki 2 aylık süreci sildiklerini söylediler. Grev alanında bulunmam sebebiyle doğum iznimi iptal ettiklerini söylediler. Ben de böyle bir şeyin olamayacağını söyledim. Bizi çok boş insanlar zannediyorlar ama avukat arkadaşlarım var, böyle bir şey yapamayacaklarını söylüyorlar. Doğum izni silinemez. Geçmişe dönük ihtar çekilmesi gerekiyor. Ama bana ihtar çekilmedi. Geriye dönük o 4 ayı nasıl ispatlayacaklar? 6 ay için tek izin kağıdına imza atılıyor. Bunu bölseler benim imzam yok” diyerek anlatıyor yaşadığı hukuksuzluğu.
Grev çadırına gelebilmek için 1 yaşındaki bebeğini uyutup 15 yaşındaki çocuğuna emanet ettiğini söyleyen Şerife, “Neyse ki evim yakın fabrikaya. Yakın oturabildiğim için gelebiliyorum zaten, keşke sabahtan akşama kadar kalabilsem arkadaşlarımın yanına. Ama maalesef olmuyor” diyor.
Şerife halen çalışmaya devam eden arkadaşlarının kaygılarını anladığını ama yine de birlik olsalardı her şeyin daha farklı olabileceğini düşünüyor, “Herkes birlik olsaydı böyle bir şey olmayacaktı. Ama herkesin bir korkusu var; aile geçindirme derdi, işiz kalma korkusu var. Eşi çalışan çalışmayan; çocuğu olan olmayan herkes birlik olsaydı her şey daha güzel olurdu…”

Fotoğraf: Bursa Kadın Platformu 

BAŞKA FABRİKADAN DESTEĞE GELEN MERVE: HAKLARIMIZ İÇİN SENDİKALAŞMAK ÖNEMLİ…
Türk Metal Sendikasına üye olan ve başka fabrikadan Technomix işçilerine desteğe gelen Merve Arı da grev alanında. “Biz de Türk Metal’e üye işçileriz. Sendikalı olmanın birçok olanağını, desteğini gördük. Bu nedenle buranın da sendikalı bir yer olmasını isteriz. Bu yüzden de arkadaşlarımıza desteğe geldik. Bizim çalıştığımız fabrikada sendika uzun süredir var ve haklarımızı alabiliyoruz. Bence bütün sektörlerde sendika olmalı. Hem ücretler konusunda hem de diğer haklarımız açısından. Pandemi döneminde çalışmadık, maaşımızı da aldık. Arkadaşlarımız dirensin çünkü ancak direne direne kazanacağız” diyerek işçileri birlik, beraberlik içinde haklarını almaya çağırıyor Merve de.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Technomix işçilerinin grevi sürüyor

Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması üzerine grevlerini sürdüren Technomix işçileri talepler...

Technomix işçileri greve çıktı: Haklarımızı istiyo...

Türk Metal Sendikasının örgütlü olduğu Technomix fabrikasında Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anl...

Bursa’da sendikalaştıkları için işten atılan Techn...

Almanya menşeili Bursa Technomix fabrikasında Türk-Metal üyesi işçiler sendikalı oldukları için işte...