Kartal Belediyesi’nde çalışan kadın işçiler, en çok işyerinde yaşadıkları ayrımcılıktan, kadınlarla erkekleri “fıtratı gereği” eşit görmeyen anlayışla karşılaşmaktan şikayetçi.

İstanbul’daki deprem sonrası evleri hasar gören kadınlar yaşadıkları zorlu süreci anlattı: Mecburen yerin altına taşınmak zorundayım.

Bornova Kadın Dayanışma Derneği ücretsiz kreş kampanyası başlattı. Kampanya yalnızca çocuk bakım yükünü değil, şiddeti de odağına alıyor.

Kadınları toplumsal yaşamdan, siyasetten uzaklaştıran uygulamalara imza atıp İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekenlerin sıradaki diğer haklarımızı gasp etmesini beklemeye tahammülümüz yok artık!

Deprem bölgesinde ev bulmak çok zor, kira fiyatları ise çok yüksek. Yeni atanan öğretmenler nerede kalacak, aldığı maaş ile geçimini nasıl sağlayacak?

Sendikaya üye olduk diye kapı önüne konduk. Bize bu hakkı veren devlet 138 gündür nerede? Maalesef devlet de işverenden yana, hatta kolluk güçlerini üzerimize salacak kadar.

İki küçük çocuğu var Bilge’nin. Eve giren asgari ücreti yetiştirme yükü 33 yaşındaki Bilge’nin saçlarını ağartmış bile. Peki, mümkün mü İstanbul gibi bir kentte asgari ücretle geçinmek?

Meryem epeydir elinde evirip çevirdiği kağıtları hızlıca katlayıp cebine koyuyor. Elini sıkmak için yaklaşıyorum. İncecik dudaklarından mucize gibi bir gülümseme süzülüyor.

Yeni mezun olduğum için hep reddedildim. CV bırakmak dışında görüşebildiğim ilk yerde ise, mesleğimden çok her işi yapmamı istediler. Ancak umudum hiç bitmedi çünkü yalnız olmadığımı biliyorum.

Türkan’ın gittiği her yerde, gördüğü her haksızlıkla ‘mücadele’ anlayışı, tek tercihi olmuştur hep.

Bardaklarımızda bekleyen yarım kalan çaylar, etraftaki her şey gibi sessiz, mahzun dinliyor Gülsüm’ü... O ise, odanın her köşesinde, yavrusundan bir iz bulma telaşıyla devam ediyor sözlerine.

‘Mesela haftanın 2 veya 3 günü meyve günü, 3 çocuğun meyvesini düşün, yetmiyor. Evde meyve yemek için izin istiyor, beslenme için ertesi güne üzüm kalıp kalmayacağını soruyor.’

Şöyle bir silkelenmenin vakti gelmedi mi sizce? Bahar temizliği misali bütün umutsuzlukları söküp atmanın zamanı gelmedi mi?

Yaşanılan yoksulluğun da yoksulluktan bıkıp çare arayan kadınların sayısının da her geçen gün arttığını bu derneğe gelen kadınlardan görebiliyoruz.

Üniversite öğrencisi kadınlar barınma sorunu yaşıyor, harçlıklar giderlere yetmezken bir de zamlarla fiyatlar arttıkça artıyor.

Hindistan’da kayıt dışı çalışan ev emekçisi kadın sayısı oldukça yüksek. Kadınları cinsel tacizden korumaya ilişkin kanunlar hem yetersiz hem de var olan kanunlar uygulanmıyor.

10 Ekim Ankara Katliamı’nın üzerinden geçen on yıl, yalnızca kayıpların değil, dirayetle sürdürülen bir adalet mücadelesinin de tarihi oldu.

“Bizler her gün başka bir dertle yüz yüze kalırken, bazıları da bize yaşamı dar ederek konforlu bir hayat sürüyor.”

Yerel seçimlerin yakınlaşmasıyla Elazığ'da kadınlar seçimi daha yoğun konuşur oldu. Bu dönem en dikkat çekici şey, genel seçimlerde AKP'yi destekleyen kadınların AKP'ye oy vermek istememesi.

Editörden