Mücadele sadece patronlara karşı değil, kapitalist sınıfın bir uzantısı haline gelen sendikal bürokrasiye de karşı!
Aslında o da istiyormuş hakkını aramayı, fakat beni kıskanıyormuş. Ben ona göre girişken olduğum için ‘Benim önüme geçersen zoruma gider. Sonuçta ben erkeğim kaldıramam bunları...’ dedi.
Geçtiğimiz hafta Batı Şeria’da yüzlerce kadın, 21 yaşındaki Israa Ghrayeb’in ailesi tarafından “namus” gerekçesiyle öldürülmesinin ardından sokaklara döküldü.
Esenyurt’tan Aycan yazdı: ‘Kadına değer vermeyen, kadının çalışmayıp evde oturup çocuğa bakmasını isteyen, haklarımızı her geçen gün tırpanlayan bir destekçi buluyor patronlar kendilerine…’
Koronavirüs salgını sürecinde işçi kadınlar dünyanın dört bir yanında işsizlikle, kötü muameleyle, açlık tehdidiyle karşı karşıya. Patronların işçilere ‘virüs taşıyıcısı’ muamelesi yapması da cabası!
“Peki, hem kendimize hem de yanı başımızda duran bir kız kardeşimize şu cümleyi kursak: Bizim güvende hissedebilme hakkımız var! Hem de var olduğumuz her yerde!”
Yaşamın ölüme, barışın savaşa, umudun korkuya, gerçeğin yalana hep galip geleceğini bilerek, kimin sesi çok çıkarsa çıksın yaşamdan, barıştan, umuttan, gerçekten yana olarak geçeceğiz bu eşiklerden
8 Mart yaklaşmışken birçoğu Batıkent’te oturan, işi gücü, yaşı, mesleği, politik görüşü ayırt etmeden kadınlara sorduk: ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde üç dileğiniz olsa ne olurdu?’ diye.
Boşuna değil son günlerin tüm direnişlerinde iki sloganın öne çıkması… 'Birleşe birleşe kazanacağız' sözünün dalgalanması.
Müftülere nikah yetkisi verilmesi işçi kadınların gündeminde peki işçi sendikalarının neden gündeminde değil?
25 Kasım yaklaşırken birlikte izleyip birlikte konuşabileceğimiz filmlerden bir liste hazırladık
Geçmişten yazılıp cam şişe ile kumsala bırakılmış bir not gibi olsun bu yazı. 3 Mayıs Cumartesi günü tüm kız kardeşlerimizi selamlıyoruz.
Yerel yönetim anlayışı temel olarak, kadınların yaşadıkları kenti; kendi ihtiyaçları doğrultusunda düzenleyebilmesi, yaşanılabilir kentler inşa etmesinin yolu bu anlayıştan geçiyor.
Bir kadının kendi çabasıyla dimdik ayakta duruyor oluşu bile bir meydan okumadır. Yere sağlam basmanın önemini Sakarya’dan Serap Özgü anlatıyor.
İnsanlık çocuk planlamasına ne zaman geçmiş, artan çocuk nüfusuna karşı ne zaman ‘Dur’ demişti? ‘Her sevişmeden de meyve almayalım’ dedikleri o dönem ne zaman gelmişti? İşte cevabı...
Çok küçük yaşta para karşılığı verdiler beni, erken başladım hayata, üzüldüm, evladımı kaybettim, aç kaldım bir başıma da kaldım ama bugün buradayım. Hiçbir emek karşılıksız kalmaz buna inanıyorum.
İşçi kadınlar, burjuva kadınların ‘küçük kızkardeşleriydi’. Oy hakkı elde edilene kadar aynı safta olundu; fakat burjuva kadınlar kendi sınıf çıkarlarını hiçbir zaman bir kenara koymadı.
Nafaka gerçekten de adaletsiz bir uygulama mıdır? Kadınların elinden alınmak istenen nedir tam olarak? Gelin kafamızdaki sorulara yanıt arayalım...
‘Ha bir akşam karanlıkta bir sokakta giderken öldürülmek, ha savaşta evinin kapısına gelip öldürülmek, bu sistemde kadınlara hep ölüm var.’
Kocaeli Derince’de 5 yıldır aynı temizlik şirketinde çalıştıktan sonra geçtiğimiz günlerde işten ayrılan bir kadın işçi, kendisini buna iten nedenleri Ekmek ve Gül’e anlattı.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN






















