Şiddetin karşısında kadınlar yoksulluğa terk
İsimleri aynı, yaşamları benzer üç kadının Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine başvuruyor, Türkiye’de binlerce aynı yaşamı paylaşan kadının hikayesini dinliyoruz.

Farklı şehirlerden 3 ayrı kadın...İki kadının sadece yaşadıkları değil isimleri bile aynı. Derneğimize ulaşan bu üç kadının 4 çocuğu var. Yıllardır şiddet gördükleri eşleri tarafından çocuklarıyla birlikte evden atılmışlar. Bu üç kadın farklı şehirlerden gelmiş Esenyalı’ya. Üç kadın da sığınma evinde kalmış. Ama geldikleri yerde ev bulmak öyle kolay değil. En ucuz kira 10 bin liradan başlıyor. Eş, dost ve bizim desteğimizle evler tutuldu kadınlara. Fakat içinde tek bir eşya yok. Çocuklar aç ve ekmek bekliyor. Bu üç kadından birinin çocukları biraz büyük olduğu için bir işe girebildi. Aynı zamanda adaş olan diğer iki kadının durumu daha vahim. Çocuklar çok küçük ve birinin bir çocuğunun engeli var ve bakıma muhtaç. Bu adaş kadınlar hiç tanışmıyorlar. Hep birbirlerinden farklı zamanlarda derneğe gelebiliyorlar. Birinin yüzündeki ifade halbuki diğerininkinde yansıyor bize. Bazen her iki Özlem’i karıştırdığım bile oluyor. Hangisinin buzdolabına ihtiyacı vardı acaba? Ocağı kime verecektik? Tenceresi olmayan hangisiydi? Derneğe başvuran ve bu durumda olan toplam 8 kadın var. Onlara dayanışmayla ev kurmaya çalışıyoruz. Ama bu yazıda özel olarak iki Özlem’den bahsedeceğiz ama bilinsin ki 8 kadının durumu da aynı derecede kötü.

Her iki kadın da eşleri tarafından uzun yıllar şiddete maruz kalmışlar. Evli olduğu erkekler “artık istemiyoruz” diyerek kapının önüne koymuş kadınları ve çocukları. Birinin eşi birlikte oturdukları evi bir akrabasının üzerine yapmış ki Özlem hak talep etmesin. Bu da yetmezmiş gibi “Nafaka istersen seni öldürürüm” diye tehdit etmiş. Diğerinin eşinin ise az kalır yanı yok. Kıskançlık, şiddet ve aileyi de Özlem’e karşı kışkırtmaktan tutun daha birçok şeye. Özlem korunabilmek için gizlilik kararı çıkartmak zorunda kalmış. Aylardır uğraşan bu iki kadından bir tanesine daha yeni bir avukat atandı diğeri daha bekleyecek.

İkisi de yardıma muhtaç fakat başvurduğu her kurumdan “yardıma uygun değilsin” diyerek dosyasına ret geliyor. Diğeri ise İstanbul’da hiçbir yeri bilmediği ve okuma yazması olmadığı için yardıma başvuru yapamıyordu. Onun adına biz başvurduk. Sosyal yardımların kirayı bile karşılamayacağını biliyoruz. Bunlar çok cüzi rakamlar olacak. Ama en büyük engel ise henüz boşanmanın gerçekleşmemesi. Yani erkekler, kadınları “kapının önüne koydukları” ve de boşanmak istemedikleri için bu davalar çekişmeli bir biçimde en az 3 yıl sürecek. Sosyal hizmetler ve vakıf kesin boşanma sonucu istedikleri için artık yardım almak için üstün bir yetenek gerecek. Şimdilik el birliği ile kadınların hayatını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Ama maalesef hiçbiri kalıcı çözüm değil. Çocukların sağlıklı beslenmeleri, sağlıklı evlerde yaşamaları için devletin rolünü oynaması gerekiyor.

DERNEĞE İLK 6 AYDA BİN 600 BAŞVURU

2023 ilk altı ayı Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine başvuran kadın ve çocuk sayısı bin 600. “Boşanmak istiyorum, tehdit ediyor”, “Boşanmayı kabul etse bile nafakayı vermiyor”, “Çocuklarla baba evine sığındık ama ailem istemiyor”, “Ev tutamam çünkü hiçbir gelirim yok”, “Eve ekmek alacak param yok” gibi ifadeler yılın ilk 6 ayında derneğimize gelen kadınların dilinden dökülenler. Yoksulluk arttıkça kadınların yaşam koşullarının daha da kötüye gittiğini birçok örnekle sıralayabiliriz. Bu yıl biterken Mecliste gelecek yılın kadınlar için nasıl geçmesi gerektiğine karar verecek bütçeyi belirleyecek olan görüşmeler yapılıyor.

BÜTÇEDEN HAKKIMIZI İSTİYORUZ

Gerçek anlamda kadınların şiddete karşı korunmaları, şiddete uğradığı takdirde hem cezai yaptırımları ve aynı zamanda kadınları sosyal ve ekonomik olarak destekleyecek bir bütçenin kadınların yararına olacağını biliyoruz. Şiddet gören kadınların hem boşanmalarının önünde tonla engel varken günden günde daha yoksul hale geliyorlar. Birçok kadın küçük çocuklarının bakım yükünden kaynaklı çalışamıyor.

Her iki Özlem de “Gece geç vakitte sokağa çıkıp çöpleri karıştırıyorum” diyor. Bu ülkede muhtaç hale gelmek kader değil, uygulanan ekonomik politikalar yüzünden emekçi kadınların durumu bu. Aslında biliyoruz ki eğer isteseler emekçilere harcanacak bütçe elbette var. Fakat patronların yönettiği bu düzende her şeyde patronlara sunuluyor. Örneğin yıl içinde çok kez patronlara teşvik adı altında, emekçilerden toplanan vergilerin hepsi peşkeş çekildi. Yine çok kez koca holdinglerin vergi borçları silindi. Şimdi biz buna zenginlerin kaderi bu diyebilir miyiz? Yoksulluk da zenginlik de kader değil, bizi yönetenlerin emekçi halka, kadınlara reva gördüğü yaşam bu. Kadınları kapı kapı dolaşıp, yardım istemeye mahkûm bırakan iktidarın politikalarına karşı “bütçeden hakkımızı istiyoruz” demekten vazgeçmemeliyiz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
‘Yalnız değilim, kadınlar var’

‘Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği ile tanıştığımda oradaki kadınlar bana kucak açtılar. Dernek sayes...

Esenyalı'da gençler 25 Kasım için buluştu: Şiddet...

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde bir araya gelen gençler, Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Yüksek...

Esenyalı’da işçi kadın buluşması| Bizi makinenin p...

Esenyalı’da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü hazırlıkla...