DERGİMİZDEN

Kaz Dağları’nda sarı şeytana karşı

Ağacın nasıl meyve verdiğini, tohumun nasıl serpildiğini, akan suyun cana can kattığını görür kadın. Ona vurulacak hançeri, şiddeti kendi canına vurulacak gibi hisseder. Ondandır en önde duruşu...

Okulların açılması heyecan değil kaygı veriyor

Öv-Der Eskişehir Başkanı Heval Karasu, yeni eğitim döneminde velileri bekleyen kaygı verici tabloyu yazdı.

İmamoğlu’nun artık vaatlerini yerine getirmesini bekliyoruz

Binbir tartışmayla tamamlanan İstanbul yerel seçiminin ardından kadınlar taleplerinin karşılanması için ısrarcı. Kadınlar, kreş, şiddetle mücadele ve kendilerine daha çok bütçe ayrılmasını istiyorlar.

Tablet zararlı, kreş ateş pahası!

Uzmanlar çocukları tabletten uzak tutmamız konusunda uyarıyor, peki ama nasıl? Kreşler çok pahalı, hem de resmen ticarethane. Paramın yeteceği ve gözümün arkada kalmayacağı bir kreş istiyorum.

Kadınların ortak isyanı: Geçinemiyoruz!

Market, pazar uçmuş gidiyor. Elektriğe, suya zam. Doğalgaza ağustosun başında yetmedi, bir de sonunda zam. Zam üstüne zam... Kredi kartına dayandık bakalım, o da nereye kadar?

Mülteci kadınlar: Barış istiyoruz, başka bir şey değil...

İkitelli’de ikamet eden Suriyeli göçmen kadınlara barışı ve savaşı konuştuk. Aslında biz barışı sorduk ama onların aklına gelen ilk şey savaştı. Çünkü savaş barıştan daha çok hayatlarına girmişti...

İnanalım içimizdeki çocuklara...

Evet o derin değersizlik ve çaresizlik duygusu ağır bir yok olma isteği getiriyor. Ama o küçük çocuklar aynı zamanda çok güçlü, bunu kendimden benzeri hikayeleri olan kız kardeşlerimden biliyorum.

YÜZLEŞME: Sessizliği boz!

Yüzleşme, sessizlik perdesiyle örtülen bir yaraya dokunanları anlatıyor. Gerçek bir hikayeden yola çıkan film, bir papazın istismar ettiği çocukların, yıllar sonra adalet arayışını konu ediniyor.

Abisini iş cinayetinde kaybeden Melek: ‘Bu ülkede adalet olmadığını anladım’

‘İnsan başına gelince daha iyi anlıyormuş, yargının ne kadar kötü olduğunu. Petkim koca bir firma olabilir, elleri her yere uzanıyor olabilir ama pes etmeyeceğim. Biz sustukça onlar güçleniyor.’

Yokluğu bin dert D vitamini

Kemik ağrılarından kalp damar hastalıklarına, depresyondan saç dökülmesine pek çok hastalığın D vitamini eksikliğinden kaynaklandığını söylesek? Ve sadece güneşlenerek eksikliği tamamlayamayacağınızı…

‘Dar zamanlar’da modernleşme; Ölmeye Yatmak

A.Ağaoğlu’nun Ölmeye Yatmak kitabındaki genç Cumhuriyetin modern kadını: ‘İffetli olmak’ sınırına mahkum edilen kadın için modernleşme, feodal ataerkiden Batılı ataerkiye geçişten başka bir şey değil.

Onlara düşmanlık mı, onlarla mücadeleyi yükseltmek mi?

Suriyeli mülteciler bizim sınıf kardeşlerimizdir. Onları hor görmek, aşağılamak, onlarla ayrışmak yerine dil, din, ırk gözetmeksizin tüm kardeşlerimizle mücadeleyi yükseltmemiz gerekmektedir.

Su içmek bile yasaksa, ne yapacağız?

Bu koşuşturmacada performans sistemi biz işçileri yarış atına çeviriyor. Mesele maaşa gelince kriz diyen işveren, çalıştırmaya geldiğinde üretim azalır diye bir bardak su içmemizi bile izin vermiyor.

İşçilerin işçi yazarı: Lisel Bruggmann

1927’de Sovyetler Birliğine giden ilk İsviçre işçileri delegasyonu üyesi oldu. Bugünkü İsviçre emeklilik sisteminin (AHV/AVS) kurulması için mücadele etti.

Ekmek ve Gül Ağustos 2019 sayısı

Ekmek ve Gül’ün yeni sayısında; geri gönderme kararının mülteci kadınlar için ne demek olduğunu, haklarımıza yönelik saldırıları ve bu memleketteki kadınların ortak dertlerini konuşuyoruz...

Her mültecinin içinde bir gül ağacı boylanır…

Bu yüzden bizim tarafımız net. Biz; ezilmenin ne demek olduğunu en iyi bilenler, buna karşı her şeyimizle mücadele eden kadınlar olarak diyoruz ki; mülteciler kardeşimizdir!

Bu saldırı furyasının arkasında ne var?

Esas hedefi kadınların özgür bir biçimde yaşama, var olma talebi ve mücadelesi olan bu zihniyet, yıllardır gerici söylemlerini sürdürse de son yıllarda ‘kısmi başarılar’ elde etmiş gibi görünüyor.

Çocuğum için bile nafaka talep etmedim ama şimdi altından kalkamıyorum

O yuva yıkıldıysa bunun çok büyük sebepleri vardır. Bu bedellerin hem erkek tarafından hem de kanunlarla kadına yaşatılması büyük haksızlık.

Hayatımı vermişim, nafaka benim hakkım

Sincanlı kadınlar, nafakanın hakkını savunuyor. ‘Okumamışım, çalışmamışım ben ne yapacağım? Üç çocuk yaptım, hayatımı verdim, bu benim hakkım’ diyor kimi, kimi devletin sorumluluk almasını istiyor.

Geri gönderme kararı mülteci kadınlar için ne anlama geliyor?

İstanbul’da yaşayan mültecilere ilişkin uygulanmaya başlanan ‘geri gönderme’ kararı mülteci kadınları nasıl etkiliyor, gittikleri yerlerde onları neler bekliyor, Türkiyeli kadınlar ne yapmalı?

Editörden