DERGİMİZDEN
Yıllarca kahrını çekip, eziyet görüp bir de o kocalara çocuk veriyoruz. Boyun eğip eziyet çekmeye devam mı edelim! O kadar eziyetin üstüne bir de çocuklarla ortada kalmışız, nafaka gözünüze mi battı?
Bu filmlerin ortak noktası ne mi? Tabii ki ‘tarihte yer alan kadınların, kadın olarak verdikleri kimlik mücadelesi ve başarılarının erkeklerin gölgesinde kalmaları...’
DEÜ Hastanesinde çalışan temizlik işçisi bir kadın ne kadar aşağılayıcı koşullarda çalışmak zorunda bırakıldıklarını çok çarpıcı bir örnekle anlatıyor...
Hastanede taşeron işçi olarak çalışan Sevda, çalıştığı süre boyunca kadro ve sendika mücadelesi verdi. İşsiz kaldı, tazminatı hak ettiğinin altında ödendi. O şimdi de tazminat hakkı için mücadelede…
16 odayı en ince ayrıntısına kadar tek başlarına temizlemek zorundalar. Hepsinde boyun ve bel fıtığı var. Hakaret, mobbing gırla. Ama aldıkları ücret asgari ücretin altında!
‘Biz sağlık çalışanları, kendi sağlığımızın da dikkate alınmasını istiyoruz. Hakaretler duymak istemiyoruz. Güvenli bir işyerinde saygıyla çalışmak istiyoruz.’
Aliağa Belediyesi’ndeki işçi kıyımına karşı direnen 187 işçinin en neşelisi Menşure... Hayatı, zorluklara göğüs gererek, neşesini hiç yitirmeyerek yaşamayı öğrenmiş bir kadın o...
Nepal’de son yıllarda üst üste yaşanan depremler inşaat sektörünü canlandırırken, ülkede erkeklerin işsizlik sorunu nedeniyle ülke dışına göçleri nedeniyle sektörde kadınlar çalışmaya başlamış.
Bugün de Japon kadınlar açısından hayat halen çok zor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 Dünya Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre 149 ülke içinde Japonya 110'uncu sırada yer alıyor.
İspanya’da ev işlerinde çalışan yaklaşık 601 bin işçinin 528 bini kadın. Ev işçisi olarak çalışan kadınların ise üçte birinin sosyal güvencesi var. Ev işçilerinin büyük çoğunluğunun göçmen kadınlar.
Hizmet sektöründe kadınların işyerlerinde ani bir ölüm değil de, sürece yayılmış bir ölümle karşı karşıya kalmaları, kadınları işçi sağlığının mağduru ve muhatabı değilmiş gibi gösteriyor.
Geçirdiği iş kazası sonucu yaşamı altüst olan ve eşi iş kazasında can veren iki kadın anlatıyor: ‘Yaşadıklarımızın sebebi olan patrona güvenmek yerine en baştan hakkımı aramalıymışım.’
İş cinayetlerine ve iş kazalarına karşı kadınların yürüyeceği yol engellerle dolu. Ancak, kadın işçilerin birlikte durabilmesi ve örgütlenmesiyle ayağımıza takılan taşları ortadan kaldırabiliriz!
Kadın emekçilerin taleplerine yer veren sözleşmelerden kaynaklı olarak Tüm Bel-Sen, işkolunda ikinci sendika olmasına karşın kadın emekçilerin örgütlenme tercihinde birinci sırada yer alıyor.
Bugün Frankfurt mutfağını, kadını tek başına fabrika bandı çalışanı gibi kurguluyor diye eleştirebiliriz elbette. Ama mutfağı tasarlayan Margarete’in başka hayalleri de vardı…
Kayısının başkenti Malatya’ya mevsimlik tarım işçisi olarak gelen kadınlar, uzun çalışma saatleri, ağır çalışma koşulları ve düşük ücrete rağmen çalışmak zorunda...
Tarım ilaçlarının (pestisit) bilinçsiz ya da gereğinden fazla kullanılması hayatımız tehlikeye atıyor. Peki bu tehlike mutfağımıza kadar nasıl giriyor, ne yapılmalı, evde ne yapabiliriz? İşte yanıtı…
‘Başkasının dayattığı değil de kendi kararlarımı yaşadığım için pişman değilim. Ben kendi hayatımı yaşadım. Ailem kendi kurallarını ve törelerini dayattı, ben reddettim.’
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği üzerinden kadın derneklerinin kadınların toplumsal yaşama katılımına etkisine dair çalışma yaptı, işte sonuçlar...
Çok küçük yaşta para karşılığı verdiler beni, erken başladım hayata, üzüldüm, evladımı kaybettim, aç kaldım bir başıma da kaldım ama bugün buradayım. Hiçbir emek karşılıksız kalmaz buna inanıyorum.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN










































