DERGİMİZDEN

Bakıma muhtaç çocukların devlet korumasında olduğu yurtlar ve kurumlar yeniden gündemde. Bu kurumlar nasıl kurumlar, sorunları neler, son yıllarda nasıl bir dönüşüm yaşadı?

Yurtta yetişen, devlete emanet edilen çocukların kaderi hep mi aynı olur? Lale de Aleyna da ölmeyebilirdi. Yanı başımızdaki Lale’nin hikayesinden biliyoruz; kurumların da bu cinayetler de payı var.

10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenlerden Vahdettin Ozğan’ın eşi Nabile adalet arayışında en küçük çocuğu Serhat’ı mahkeme salonlarında büyütmüş bir kadın. Ve mücadelesinde hâlâ ısrarcı...

Emekçi kadınlar ‘Hastalanıp ölecek miyiz?’ kaygısını bir kenara bıraktılar, bırakmak zorunda kaldılar. Belirsizlik ve önünü görememek koronadan ya da açlıktan ölmekle karşı karşıya getirdi.

Ankara Dikmen’de küçük bir çamaşır yıkama atölyesinde çalışan kadınlar yaşanan kriz nedeniyle iş yerlerinin kapanması endişesi içinde ne yapacaklarını kara kara düşünüyor.

Pandemi öncesine oranla Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneğine yardım talebiyle daha fazla başvuran kadınlar, eve ekmek alabilmek için ne mücadeleler verdiğini paylaştı bizlerle...

Ankara Etimesgut’ta kadınlar pandemiyle ağırlaşan ekonomik koşullara eğitimdeki korkunç tablo eklenince büyük sorunlarla karşı karşıya kalmış. Çare ise elde avuçta ne varsa elden çıkarmakta bulunmuş.

Şimdi tüm kışı atlatmak için kurutmalık yapmak değil derdimiz. Arada çıkarıp sofraya koyalım en azından diye yapmaya çalıştığımız birkaç poşet kurutmalık.

Tuzluçayırlı kadınlar kış hazırlıkları derdini özetliyor: Bu pahalılıkla kışlık yapmak da kışı çıkarmak da çok zor olacak!

Konserve, tarihi bir teknoloji. Okyanus ötesi topraklara ulaşmakta da, uzun süren savaşları kazanmakta da payı büyük. E malum bizimki de artık bir yaşam savaşına dönüşünce, tarihine bakmak farz oldu!

Tek bir telefonda, pahalı internet paketleri ile çocuklarının sisteme giriş yapmasını sağlamaya çalışan, çalışırken çocuklarına bakacak kimsesi olmayan, kreşlere para yetiştiremeyen kadınlar anlatıyor

Sağlıkta şiddetin en önemli nedenlerinden biri yanlış sağlık politikaları. Kadınlar sağlık hizmetinde en çok zarar gören kesim. Bu nedenle, mücadelede en çok yan yana gelecek olan kadınlardır!

Sağlık çalışanı olduğu için oturduğu apartmanda şiddete maruz kalarak evinden taşınmak zorunda kalan bir hemşire, çalışma yükünün getirdiği ağırlığın da artık kendilerini tükettiğini anlatıyor...

‘Çoğu zaman gece vardiyasından çıkıp hastaneye gidiyor sonrasında hiç uyumadan tekrar işe geliyorum. Bunu bilmelerine rağmen iş yükümü arttırıp, her zamankinden fazla sayıda ürün çıkarmamı istiyorlar’

Van’ın en işlek caddesinde mor zemin üstüne beyaz harflerle Kadın Emeği yazılı bir tabela göze çarpıyor. Burası iki kadının emeği, dayanışması ve gücünün dört duvarı!

‘Ölmemek için buralara geldik. Ama insanların bizi böyle aşağılamaları zor. Bize hep kötü bakıyorlar. Geldik diye, ucuz çalışıyoruz diye kızıyorlar ama bilmiyorlar ki biz o aza muhtacız.’

Bilim alanında kesintiler toplumsal cinsiyet çalışmalarını vuruyor, sağlık emekçisi kadınlar vahşi şiddetle karşı karşıya, sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesi kadınları iyice güvencesiz bırakacak.

Dünyada yalnızca kadınlardan alınan bir vergi türü olduğunu biliyor muydunuz? Biliyorsunuz elbet, her ay birebir yaşadığınız mevzu!

Kaz Dağları mücadelesinin en öndeki neferlerinden biri; Naide. “Bu su, bu dağlar, bu köyler bizim geçmişimiz, geleceğimiz, kimseye vermeyeceğiz” diyor.

Sadece bilim, laboratuvar ve buluşlardan oluşmuyordu Marie Curie’nin hayatı. O aynı zamanda erkek meslektaşları ile eşit muamele görmek için mücadele etmek zorunda kalan bir bilim insanıydı.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.