DERGİMİZDEN

BİR BELLEĞİN AYAKTA TUTULUŞU: Kadınların Göç Hikayeleri

‘Yasak ilanıyla birlikte hayatımız altüst oldu. Oğlum sağlıklı bir çocuktu aslında ama Sur olaylarından sonra uyuşturucu bağımlısı oldu.’

Genç kadınlar ‘Okulu bitirmemi engeller’ kaygısıyla sessiz kalıyor

Kampüs içerisinde konuştuğumuz kadın öğrenciler akademide yaşanan tacize karşı bir an önce önlem alınmasını talep ediyor.

Değişen bir şey yok, yine engellenenleriz!

Zannediliyor ki bizlerin sadece hastane ve ev arasında gidip gelmekten başka bir şey yapmamıza gerek yok. İşte bu algı birçok engelden en korkunç olanı ve ne yazık ki bu aşılması en güç unsur.

‘Barış’ diye haykırmak için sahadayız

4. Geleneksel 103 Korkmaz İnsan, Barış ve Dostluk turnuvası bu sene Korkmaz Tedik’in doğum günü olan 21 Haziran’da başlayacak. Kadınlarda barış için, umudu yaşatıyor ve turnuvada buluşuyoruz.

Biliyorum, birleşerek çoğalacağız

Malatya’da kadın olmanın en kötü yanı da hepimizin bildiği pembe trambüs. Birçok kişinin tepkilerine rağmen hala devam etmekte bu pembe trambüsün seferleri.

Sağlık sisteminin dilsiz emekçileri

Sağlık problemlerimiz ile ilgili ilk danıştığımız eczanelerimizin vazgeçilmezleridir onlar! Peki onlardan her daim ‘güler yüz’ beklerken hiç düşündük mü acaba yaşam mücadeleleri nasıl?

Ömrü çalışarak geçen Meral’in hikayesi...

Küçücük yaşta girdiği çerçeve fabrikasında tinerle vernikle çerçeve temizlediğini, böyle çalışarak büyürken kendisini hiç tanımadığı birinin istemeye geldiğini anlatıyor Meral...

Hem bayram hem seçim arifesinde hep aynı soru: Akşama ne pişirsem?

‘Sen şimdi tatil için gidiyorsun da seçim için geleceksin değil mi?’ diye bir soru geliyor, biraz da uyarı mahiyetinde. ‘Babam sponsor oldu 21’inde buradayım’ diyorum. Herkeste bir gülümseme...

Ekmek ve Gül Mayıs 2019 sayısı

Bu soruyu yanıtlamaya çalışıyoruz bu ay dergimizde; ‘Bunca ortaklık içinde nasıl olur bu kadar bölünmüşlük? Bu bölünmüşlüğü aşıp birlikte mücadelenin, ortak dertleri çözmenin yolunu nasıl bulacağız?’

‘Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git. Uzağa gitmek istiyorsan birlikte...’

Biz, bizi, bize benzerlerle aynı alana taşıyan dertleri geride bıraktığımız, bu dertlerden uzağa, insanca bir yaşamın ülkesine gitmek için ‘birlikte’ yürümek isteyenlerdeniz.

Köleliğe isyan... Başka bir dünyaya özlem...

Yan yana gelmenin, birlikte hareket etmenin kazanımlar doğurduğunu gördüğümüz bir yerel seçim sonrasında kutlanan 1 Mayıs’ta kadınların hem talepleriyle hem de sayıca çok daha görünür olduğunu gördük.

Yan yana geldikçe ortaklaşıyoruz

Kadınlar şiddet sarmalının o kadar ortasında bırakılmış ki sohbet kıdeme gelemiyor bile.

Onlar aklımıza hakaret ettiğinden beri işler değişti

Eskiden sus pus olan işçilerle her fırsatta kıdem tazminatını konuşuyoruz. Bir an önce harekete geçip bir şeyler yapmayı planlıyoruz.

DEPO VE MAĞAZA İŞÇİLERİ: Karnımız da ruhumuz da aç

Mağaza ve depo işçisi kadınlar Kağıthane, Çorlu ve Küçükçekmece'den anlatıyorlar: Karnımız da ruhumuz da aç

Ne var ki merdiven temizliğinde diyordum

Sultan 48 yaşında 18 binanın temizliğinden sorumlu. Hiç sigortası yok. Eşinin sigortası olmasa belki hastaneye bile gidemeyeceğini söylüyor.

İş ağır, ücret asgari, hiçbir hak yok, sürekli aşağılama...

Kocaeli Derince’de 5 yıldır aynı temizlik şirketinde çalıştıktan sonra geçtiğimiz günlerde işten ayrılan bir kadın işçi, kendisini buna iten nedenleri Ekmek ve Gül’e anlattı.

Sendikalı olmak güvenimi artırdı

Sendikalı olmak kendime olan güvenimi arttırdı. İş arkadaşlarım bu konuda çok çekingenler, çünkü işten atılmaktan korkuyorlar. Ama ben elimden geldiğince sendikal çalışma yapacağım.

Çalışmaya başlayınca hepimiz değiştik

Belediyenin kadınlara açtığı el emekleri ve ev yemeklerinin satıldığı Hanımeli pazarında gözleme, sarma, börek gibi sipariş üzerine her türlü yiyecek satarak katkı sağlıyorum. Yani emek veriyorum.

Köleden farkımız yok

5 yıldır aynı şirkette çalışan bir kadın işçi, her geçen gün koşulların daha da zorlaştığını belirterek başlıyor konuşmasına: ‘Köleden farkımız yok.’

Yeri gelir hemşire, yeri gelir sekreter, yeri gelir teknisyen

Kanımca en önemli sorunumuz hemşireliğin kimlik problemi. Halen bir ara eleman işi yapıyor olmamız. Yeri gelir hemşire, yeri gelir sekreter, yeri gelir teknisyen....