Grevdeki Aroma işçisi kadınlar: Hakkımızı alana kadar buradayız
4. gününe giren Aroma Meyve Suyu İşletmelerinde çalışan işçi kadınlar greve neden çıktıklarını ve taleplerini anlattı.

Aroma Meyve Suları İşletmesi patronunun üç yıldır zam yapmaması ve kadro sözünü yerine getirmemesi üzerine 290 işçi 4 gündür grevde. Çocukları ve eşleriyle hem de. Kararlılıkla “Haklarımızı alana dek buradayız” diyorlar. Emeklerinin karşılığını almak, iki üç ay çalışmak değil kadrolu olmak istiyorlar, üç yıldır yapılmayan ama çok fazlasını hak ettikleri zammı istiyorlar. Kimisi mani söyleyerek anlatıyor derdini kimisi uzun uzun sohbet ediyor bizimle. Manici abla tutuyor kolumuzdan;
“Ağustosun üçü/ Aromanın girişi/ Ne işi sordum ne de maaşı/ 15 günde verdiler elime çıkış fişi/  Vardiya amirini diyom işinin olmadığı yerden gelip geçme/ eline kalem alınca insanları seçme/ Bu dünyada ölüm de var pek yüksekten uçma/ Selam vermeden gelir geçersin bizi birbirimizden nasıl ayrı seçersin?/ Unutma bu dünyadan sen de göçersin." diyor ve ekliyor; “20 yıldır burada çalışıyorum. Mevsimlik işçiyim. Üç yıldır sıfır zam verdiler. Bu yüzden de greve çıktık.”
İşini çok sevdiğini ve nasıl ciddiyetle çalıştığını anlatıyor manici abla. Çalışırken hiç mani okumazmış, molalara dek tabii. Gülüşüyoruz. Neşesiyle tüm kadınları sarıp sarmalıyor kadınlar da “Bizim neşemiz” diye tarif ediyor onu.

MAĞDUR ETMESİN YETER
Sonra Güzel ablaya dönüyoruz yüzümüzü. Güzel abla fabrikanın 13 yıllık çalışanı. O da mevsimlik işçi. Şu sözlerle anlatıyor neden greve çıktıklarını Güzel abla;
“Fabrikada 25 kadın çalışıyoruz. Hep birlikte grevdeyiz kadın erkek. Üç vardiya çalışıyoruz. Buraya severek inanarak geliyoruz. İşimizi seviyoruz. Ekmek kapısı sonuçta. Çocuklarımızla burada büyüdük diyebilirim. Çocuklarımıza hiç vakit ayıramadık. Sosyal hayatımız olmadı. İş olsun işe gidelim dedik. Allah razı olsun ilk geldiğimiz günler güzelce çalıştık, beraberlik içinde. Kimimiz bir aylık çalıştı, kimimiz 3 ayık kimimiz 4 aylık. İşverenin işine bağlı sezonluk geldik başladık alıştık. Sonuçta bir beklenti içerisindeyiz. Bugün olacak yarın olacak bekledik hep kadroyu, zammı. 1, 2 ay çalışmayla nasıl geçinebiliriz. 4 sene evvel 5, 6 ay çalışanlar oluyordu şimdi 1, 2 ay. Şartlar bizim için çok zorlaştı. ‘Bugün çıkarılacağız, yarın çıkarılacağız’ derken ömrümüz bu kapıda çürüyor. Burada çalışmak istiyoruz, isteyerek severek çalışıyoruz. Biz küçücük çocuklarımızı bırakıp geldik, çalıştık. Şimdi çocuk evlendireceğiz gücümüz yok, askere göndereceğiz gücümüz yok, kira ödeyeceğiz gücümüz yok. Vişne dönemi mesela 12 saat çalıştığımız oluyor. Eleman olmadığı için çalışıyoruz hayır demiyoruz. Kazandıralım ki kazanalım diyoruz. Patrondan da ricamız bizi mağdur etmesin biz onu hiçbir zaman mağdur etmedik. Bir düğüne gidecek olsak bile bir saat görünüp işimize geldik. 4 çocuğum var. Eşimde çalışıyor. Ben o kadar etimden tırnağımdan sosyal hayatımdan keserek geliyorum buraya. İki ay çalışıp sonra çıkarılmak tabiiki zor oluyor. Patron bize 2017’nin başında kadro vaat etti 2017’nin sonuna geldik. 1 sene zaman geçti hiçbir icraat yok. Sendika bize haklarımızdan bahsetti ne yapmamız gerektiğinden beraber grev kararı aldık. Ne yapacağız iki üç ay çalışıp. Kızım nişanlı, hiçbir şey alamadım ona. Oğlum askere gitti. Çok zor şartlar altında yaptı askerliğini” diyen Güzel abla eşit ücret istediğini dile getiriyor. Eşit çalıştırılmak ve düşük ücretlerle çalıştırılmamak tek isteğimiz diyor. “Bizi mağdur etmesin yeter. Haklarımızı alana kadar buradayız.” diyen Güzel abla sözü Sevim ablaya bırakıyor.
Sevim abla kiracı. İki çocuğu var ve eşi tarım işçisi olduğu için birçok mesai arkadaşı gibi geçim sıkıntısıyla ömür geçiriyor. Yaşadığı sıkıntılar ve neden greve çıktığını şu sözlerle anlatıyor Sevim abla:


MARKETİN ÖNÜNDEN GEÇEMİYORUM ÇALIŞMADIĞIMIZ ZAMAN
“Marketin önünden geçemiyorum çalışmadığım zaman. Valla kapıdan çıkınca ev sahibini görüyorum. Buzdolabının üstüne baktığımda elektrik, su, doğalgaz faturasını görüyorum. 12 senedir burada çalışıyorum. Ama iki bin günüm yok. İki ay üç ay çalıştırıp çıkarıyorlar. Şu an 114 işçi vasıfsız işçi, 10 kadın arkadaşımızı aldılar kadroya. Bu güzel bir adım.”
Çalışma şartlarının zorluğundan bahsediyor daha sonra Sevim abla: “Sezonun en ağır işini şu an bizler yapıyoruz. Yazın insanlar belki askılı giymekten terliyorlar ama biz naylon giyiyoruz düşünün büyük naylon poşetler varilden geçiyor onu boynumuza geçiriyoruz. Vücudumuz boydan boya tahriş oluyor mesela.” Ve yineliyor Güzel abla gibi; “Niye katlanıyoruz, ekmeğimiz için. Ama bu emeğimizin karşılığını da almadığımız zaman nerede insan hakları? Ben iki üç ayla ne yiyip ne içeceğim? İki tane çocuğum var, eşimin düzenli işi yok. Eşim tarlada çalışıyor oranın şartları da malum. Patron kadro sözü verdi ama noter tasdikli yasal değil. Geçen sene 10’u kadın 75 kişi kadroya alındı. Bize de kadro sözü verdi. Ama yok işte.”

ANNEM VE BABAM İÇİN…
Başka bir kadın işçiye devam ediyor sohbetimiz. O da kısaca bahsediyor bir günün nasıl geçtiğinden: “Çalışırken çocuğumu büyütmüşüm bir baktım. Şimdi o da burada bizimle. Bir gün temizlik, çocuk ve işten ibaret. Öyle bir sosyal yaşamım yok. Eşim ile beraber burada çalışıyoruz. Dönüşümlü olarak baktık çocuğa da. Birbirimizi zor gördük eşimle. İki çocuğum var.” Oğlunu da almış gelmiş greve. Bırakacak kimsesinin olmadığını söylerken oğlu geliyor, ona da soruyoruz neden burada olduğunu. Şöyle diyor küçük Emir: “Annem ve babama destek olmak için buradayım.”

İlgili haberler
Gece vardiyasında çalışan işçi kadınlar anlatıyor

Gece vardiyası uykusuzluk demek, yorgunluk demek! Vardiyalı çalışan işçilerin en büyük isteklerinden...

İşçi sınıfının ‘Jones Ana’sı

“Adresim ayakkabılarım gibidir; benimle birlikte yolculuk eder. Nerede haksızlığa karşı mücadele edi...

Aroma’da grev var

Kadın işçilerin de olduğu Aroma Meyve Suları İşletmesinde işçiler greve çıktı. Kadın işçiler taleple...