Somalı anne: Çocuklarımız huzur içinde yatmıyor
Soma’da oğlunu kaybeden Arzu Kılınç, mahkemedeki adaletsizliğe isyan ediyor: ‘Avrupa’ya kadar gideriz yeter ki adalet sağlansın. Çocuklarımız şu anda huzur içinde yatmıyor.’

Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te meydana gelen maden katliamında 301 kişinin yaşamını yitirmesiyle ilgili 6’sı tutuklu toplam 51 sanığın yargılandığı davanın karar duruşmasında açıklanan karara ailelerin tepkisi ve öfkesi dinmiyor. Madende oğlu Sezai Kılınç’ı yitiren Arzu Kılınç, mahkemenin suçluları adeta ödüllendirdiğini düşünüyor. Kılınç nasıl yoksullaştırılıp güvencesiz madenlere mahkum edildiklerini de anlatıyor.

MADENE RAZI OLMANIN ARKA YÜZÜ
Kılınç ailesi, dağ köyü olduğu için tarım arazisi sınırlı olan Elmadere köyünden 2002’de Kınık’a taşınmış; tütün, üzüm, domates, biber, pamuk, zeytin bahçelerinde yok pahasına çalışmışlar. Arzu Kılınç, kadınlar tarlada çalışırken erkeklerin de maden ve inşaatlara gittiğini anlatıyor: “Kadınlar haftada 2-3 gün 60 liraya tarlalarda çalışıyor. Bir tarlaya 20-30 kadın gidiyor. O kadar kadının arasına erkek almıyorlar. Erkeklere de inşaat ve maden işi kalıyor.”

‘TEKNİKERLER HER ŞEYİ BİLİYORDU AMA KORKUDAN SUSTULAR’
Yer üstündeki zora ve aşağılamaya dayalı düzenin yer altında iki kat daha ağır olduğunu ve madencilerin sürekli işten atılmakla tehdit edildiğini söylüyor Kılınç. Madende işveren temsilcilerinin teknikerler olduğunu dile getiren Kılınç madendeki çalışma koşullarını ve Soma katliamının yaşandığı zamanı şöyle anlatıyor: “Teknikerler yer üstünde insan, yer altında aslan oluyorlar, kendini madenin sahibi sanıyorlar. Sürekli ‘Oturmayın haydi çalışın’ derlermiş. Konuşmalarına dahi izin verilmezmiş. ‘Burada bizim sözümüz geçer’ derlermiş. Teknikerler patron yanlısı. Madenin kusurlarını biliyorlardı ama bilerek konuşmadılar. Korkudan göz yumdular. Teknikerin biri ‘Burası yanacak girmeyelim’ demiş ancak ‘İşçiyi ayaklandırma, işinden atarız’ demişler.”

‘TANER YILDIZ İŞİNİ CİDDİYETLE YAPSAYDI BÖYLE OLMAZDI’
Soma’da facia riskine rağmen önlem alınmamasını hem para hırsı hem de hesap vermeyecekleri fikri olduğunu düşünüyor Kılınç ve dava süreciyle ilgili şunları anlatıyor: “Suçu yine işçiye yüklemeye çalıştılar. ‘İşçiler madeni yaktı, patlattı’ dediler. İyice canileşmişler, para bürümüş gözlerini. İşçi nasıl çalışırsa çalışsın umurlarında değil. 301 kişi için verilen ceza 15, 18, 20 yıl. İnsan başına 15 gün düşüyor. Bizim çocuklarımızın hayatı bu kadar mı ucuzdu? Devlet kendilerine olan zararı başka değerlendiriyor, bize olanı başka değerlendiriyor. Devlet bize destek vermedi, ölenlerin yanında olmadı. O madende 301 kişi öldü. Ama kömür üretmeye devam ettiler. Tek suçlu teknikerler değil, eski Enerji Bakanı Taner Yıldız da suçlu; denetçiler işçileri görmeden gidermiş, yolları onlar için temizlerlermiş geçerken kirlenmesinler diye. Göçük yerleri örterlermiş. Taner Yıldız işini ciddiyetle yapsaydı bizim çocuklar böyle olmazdı.”

‘YETER Kİ ADALET YERİNİ BULSUN’
İşletme müdürlerinin işçilerle aynı sofraya dahi oturmadıklarını anlatan Kılınç, “Benim çocuğum bir gün kahvaltı yapmadan gitti. İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, çocuğun termosunu alıp bandın üzerine atıyor. Sadece salça, margarin yiyorlardı fakirlikten. Hayvana davranır gibi davranıyorlardı. Biz Avrupa’ya kadar gideriz yeter ki adalet yerini bulsun. Olacaksa bir şey hepimiz ayağa kalkalım. Ben her gün yürürüm. Çocuklarımız şu anda huzur içinde yatmıyor” dedi.

‘DEVLETİN İŞİNİ YARDIM KURULUŞLARI YAPTI’
Devletin yardımda bulunmadığını ve kendilerine verilen 150 bin liranın da yardım kuruluşları ve şahısların desteğiyle verildiğini dile getiren Kılınç, bölgedeki insanların hâlâ madende çalıştığını da ekliyor. Bölge halkından çok dışarıdakilerin destek verdiğini söyleyen Arzu: “Kınık halkı davaya destek vermedi. Buradakilerin çocukları da madene gidiyor işten atılmamak için konuşmuyorlar. Mahkemeye katılanları işten çıkarırlarmış. Hep korku hep iş davası. Erkekler için iş olarak sadece maden var” diyor.

Kaynak: JinNews


İlgili haberler
GÜNÜN FERYADI: Somalı annenin bu isyanını unutmaya...

13 Mayıs 2014'te Soma'da yaşanan maden katliamının ardından bir anne böyle isyan etmişti. Soma için...

GÜNÜN İSYANI: Maden sadece babamızı değil, hayalle...

Göç etmemek için son çare olarak gittikleri madende yaşamını yitiren işçilerin aileleri kaybettikler...

GÜNÜN BELLEĞİ: Madenci karısının fıtratı

Bugün Dünya Madenciler Günü. Madenci eşlerini düşündünüz mü hiç? Kocasını kilometrelerce yerin altın...

GÜNÜN İSYANI: Soma’dan geriye kalan kadınlar

Üzerinden 4 yıl geçen ve göz göre göre ölüme gönderilen 301 maden işçisi için adaletin bile hâlâ sağ...

Somalı anneler, Anneler Gününde evlatlarının mezar...

Somalı anneler, 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın 4’üncü yıl dönümünde evlatlarının mezarı...

BU NASIL ADALET: Soma'dan çıkan karar aileleri isy...

301 ișçinin yașamını yitirdiği Soma Katliamı'na dair davada kararlar açıklandı. Çıkan karara aileler...

Somalı anneler, Çanakkale’den haykırdı: Adaleti to...

Soma Katliamı davasından çıkan kararı protesto ederek Ankara'ya yürüyüş başlatan anneler, Çanakkale'...

SOMALI ANNELER YOLA DEVAM EDİYOR: Adalet arayışımı...

Soma Katliamı’nda evlatlarını kaybeden annelerin “Soma için adalet” talebiyle başlattıkları “Adaleti...