MEKTUP

Bir masanın etrafında...

Sabahın erken saatlerinde başlayan aşure telaşı... Aslında aşure biraz işin bahanesi, en doğrusunu kadınlar söylüyor: “Herkes kendisi için yaşar hale geldi ama hayat zorlaşıyor yan yana olmak lazım.”

Eski eş şiddeti ve tehdidine maruz kalan kadın adalet istiyor!

Evliliği boyunca kızı ile birlikte kocasının şiddetine maruz kalan Durgül Yazıcıoğlu anlattı. Durgül, kızının velayetini almaya çalışan eski kocasının şiddetinden ve tehditlerinden hala kurtulamadı.

‘Ülkeyi de fabrika gibi yönetiyorlar’

Eğitim harcamalarını bile gidermeye çalışırken kılı kırk yaran işçi kadınlar bu ekonomik koşullarda güzel bir geleceği yan yana gelmeden yaratabilirler mi?

Kadınlar yan yana gelince sorunlar da bir bir dökülüyor

Mamak’ta bir araya gelen kadınlar: ‘Artık zamanımızı sadece ev işleriyle geçirmeyeceğiz. Daha çok bir araya gelip bir şeyler üreteceğiz.’

Özgürlüğün, dayanışmanın, umudun kampı

‘Çocuklar özgürce, saatlerce anne babaları kaygılanmadan koşup oynuyor, yüzüyorlardı. Çünkü anne babalar herkesin en az kendileri kadar çocuklarını sahiplenip, koruyacağını biliyordu.’

Biri alternatif kamp mı dedi!

‘Orası bizim bir haftalık özgürlük alanımız daha iyiye daha güzele, daha özgür yarınlara ulaşmak istediğimiz.’

Asla değersiz değiliz!

Nasıl ki artık bir kız kardeşimizin, bir çocuğun canı yandığında sesimiz daha gür, daha kalabalık, daha kararlı çıkıyorsa işyerlerimizdeki amirlerin tavrı da değişir, değişmeli, değişecek...

Kapıları yüzümüze kapatanlara artık inancım kalmadı

Bu sadece benim hikayemden küçük bir parça. Benim gibi kim bilir kaç kişi aynı yokluğu yaşıyor. Açlıkla boğuşuyor. Beni duyacak, seni duyacak kimse yok mu!

Bir annenin çığlığı: ‘Bizim haberimizi de yapın, çok yalnızız’

Duruşma listesini okurken 12 yaşlarında bir çocuk yanıma geldi, ‘Abla o benim davam’ dedi. Bir anda bedenimde bir uyuşma hissettim, çocuk, ‘Adını dahi söylemek istemediğim babam tarafından’ dedi.

‘Sen kimsin sen git erkek gelsin’ diyenlere inat ben varım!

Gittiği alışveriş merkezinde bir erkeğin sözlü şiddetine maruz kalan genç kadın, sadece kendisine şiddet uygulanmasına değil yaşadığı şiddete kimsenin müdahale etmemesine de karşı ‘Ben varım!’ diyor.

Beni darbedecek hakkı kimlerden aldılar?

Saçları kısa olduğu bahanesiyle sokak ortasında darbedilen Z.C mektup yazdı. Z.C. mektubunda ‘Tek bildiğim artık bir şeyler yapmalıyız. Buna ‘DUR’ demeliyiz’ dedi.

Güzel şeyler oluyor, nasıl mı?

Denizli’den dokuma işçisi bir kadın fabrikadaki kazanımlarını anlatıyor: ‘20 yıldır süren gelenek, biz toplanıp yazı yazınca bitti. Anladım ki işçiler birleşince güzel şeyler oluyor...’

Arkadaşlarımla zıplamak istiyorum!

Kaybolan çocuklar, televizyon ekranlarında onları gören çocukları da etkiliyor. 9 yaşındaki Eylül, kaybolan arkadaşlarıyla büyüklere çağrı yapan bir mektup yazdı...

Kayısı fabrikasında çocuk işçilerin ‘çocuk istismarı’ tartışması

Malatya’da bir kayısı fabrikasının paketleme bölümünde 16-20 yaş arası işçilerin makine gürültüsü arasında birbirine sesini duyurmaya çalışarak tartıştığı konu: İstismar!

Helin Palandöken’in babası: Bir Helin, bir Leyla, bir Eylül daha ölmesin

‘Bir Helin, bir Leyla, bir Eylül daha ölmesin, bireysel silahlanmanın önüne geçilsin diye mücadeleye devam edeceğiz. Eylül ve Leyla’nın ailelerine sabır diliyorum. Mücadele etmekten vazgeçmesinler.’

İstismara karşı yanılgılarımız, gözden kaçırdıklarımız, yapmadıklarımız...

Sincan’dan mektup yazan bir rehber öğretmen istismara karşı bizim de yapabileceklerimiz olduğunu söylüyor. Ancak çocuğun korunması ve kurumlar arası iş birliği de çok önemli.

Ahh Ayfer abla ahh….

Petrol-İş Araştırma Bölümü yöneticisi, eski TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi, Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Kurucusu Ayfer Eğilmez her daim mücadelenin içinde yer aldı.

Seçim öncesi bir servis muhabbeti...

‘Dünyayı kadınlar değiştirecek o yüzden bizden çok korkuyorlar. Lütfen oy kullanırken seçiminizi iyi yapın, size güveniyorum, iyi günler diliyorum’

İşten çıkarılan metal işçisi kadından Flormar işçilerine mektup

Kayseri'de, 2 aya yakın süredir çalıştığı fabrikadan hiçbir sebep gösterilmeden çıkarılan metal işçisi bir kadın Flormar işçilerine mektup yazdı.

kendimize ihanet etmeyelim illâ ki…

‘... belki de hayatın içinden çıkarttığımız taşlardadır keramet. belki yaşamayıp gelmeyecek bir çarşambaya ertelediklerimizdedir hayatın suyu.’