MEKTUP

Bir diğerimizin cesareti olalım...

‘Hepimiz diğerimizin cesareti, yoldaşı, eli, kulağı ve yüreği olalım. Kapıyı çarpıp çıktığınızda dışarıda işsizlikten, fuhuştan, açlıktan ve ölümden korkmadığımız bir dünyayı birlikte yaratabiliriz.’

Yurt çalışanlarının ağır iş yükü...

Yurt personelinin ve kat görevlilerinin insanca şartlarda çalışabilmelerinin sağlanması için bütün yurtlardaki görevlilerin ve biz öğrencilerin, bir arada durup ses çıkartması önemli.

‘Moda da sömürü de Koton’da’

‘Moda Koton’da’ sloganıyla reklam filmleri çeken ‘Türkiye’nin öncü ve moda giyim markası’ iddiasındaki Koton’da 4 ay çalışan bir kadın, çalışırken nasıl bir sömürüye maruz kaldığını anlatıyor...

Bu yıkıma karşı birlik olmalıyız

Sendika işçi sınıfının örgütlendiği bir araya geldiği tek birliktir. Önemli olan işyerlerinde kendi aramızda örgütlenip mücadeleci sınıf sendikacılığını hayata geçirmek olmalıdır.

The Revolution Will Not Be Televised*

Her gün bir kadın öldürülüyorken, kapı komşularımızdan gelen kavga sesleri canlı canlı salonumuzda yankılanırken bu şiddeti görünür kılan penguen medyanın kadın programları mıdır sizce?

Şiddet üzerine bir dertleşme: Gördüklerimiz ve göremediklerimiz

‘Şiddet nedir?’ diye soracak olursak, kişinin isteği dışında kendisine yönelen zora dayanan davranışlar, sözler, yaklaşımların hepsine şiddet diyebiliriz...

Her yara iyileşir, yeter ki birbirimize sarılalım

Bu bir ‘şifalanma’ mektubu, hem mektubu Ekmek ve Gül ile paylaşan Hatice için hem de benzer hikayelerin taşıyıcısı kız ve erkek kardeşlerimiz için… Dayanışmayla…

Yalnız olmadığımı bilmek güçlü kıldı beni

Duygu, Leyla, Mizgin, Hilal ve diğerleri... her birinde biraz kendimi buldum. Siz onların sesi olmasaydınız ben onları bilmeyecektim ve bugün daha çok çıkmayacaktı sesim.

Elimde bir sihirli değneğim olsa...

Okuyamayan, evlenmek zorunda kalan Duygu anlatıyor: ‘Hayat bize birçok şeyi öğretiyor. Buralarda yaşamak kolay değil.’

Orada bir kreş var uzakta ama bize yaramıyor

Pendik’te Ekmek ve Gül grubundan kadınlar kapı kapı dolaşarak, standlar açarak, evlerde kadınlarla buluşarak ücretsiz belediye kreşi için binlerce imza topladı.

Kadınlar hayatlarından vazgeçmesin

Erken yaşta evin yükünü sırtlayan Leyla, evliliğinde de şiddetin yükünü taşımış. Bugün kızı için ikinci evliliğini yapan Leyla kadınlara şöyle sesleniyor: Kadınlar kendilerini korumak için savaşmalı.

Fatma Şengül’ün sesi olalım

Evinin önünde öldürülen Fatma Şengül’ün kızından çağrı var: ‘Kadın katliamlarına sessiz kaldığımız her gün, daha çok eksileceğiz. 28 Ekim’de hep birlikte Fatma Şengül’ün sesi olalım.’

Hayatımızı da haklarımızı da tırnaklarımızla kazıyarak kurtarabiliriz

Haklarımızı vermeseler de almak için her daim mücadele etmek zorundayız. Hayatımızı da haklarımızı da tırnaklarımızla kazıyarak kurtarabiliriz bu açmazdan.

İnanalım içimizdeki çocuklara...

Evet o derin değersizlik ve çaresizlik duygusu ağır bir yok olma isteği getiriyor. Ama o küçük çocuklar aynı zamanda çok güçlü, bunu kendimden benzeri hikayeleri olan kız kardeşlerimden biliyorum.

Su içmek bile yasaksa, ne yapacağız?

Bu koşuşturmacada performans sistemi biz işçileri yarış atına çeviriyor. Mesele maaşa gelince kriz diyen işveren, çalıştırmaya geldiğinde üretim azalır diye bir bardak su içmemizi bile izin vermiyor.

Onlara düşmanlık mı, onlarla mücadeleyi yükseltmek mi?

Suriyeli mülteciler bizim sınıf kardeşlerimizdir. Onları hor görmek, aşağılamak, onlarla ayrışmak yerine dil, din, ırk gözetmeksizin tüm kardeşlerimizle mücadeleyi yükseltmemiz gerekmektedir.

Emine Bulut’a mektup

Kadınlar fark yarattı, bilinçlendi, özgür olmak, kararlarını kendileri vermek istiyor artık. Toplumu yönetenler, bu akışı durduramayacak. Sen yaşamak isterken öldürüldün, biz seni de hep yaşatacağız.

Başka Merve’lerin ölmemesi için birleşmeliyiz

Ailemizin yaşadıkları üstüne birçok haber sitesinin uydurma haberleriyle acımız katlandı ve sinirlerimiz gerildi. Halbuki haber sitelerinin iddia ettiği gibi bu bir namus cinayeti değil.

Bir kadının hayatını kurtarabiliriz

‘Birlikte göstereceğimiz her çaba belki bir kadının canını kurtaracak. Hep düşünün ve bunun için bir şeyler yapın. Ve sessiz kaldığımız için dünyada bir çok insan acı çekiyor.’

İyi ki kadınlar var! İyi ki dayanışma var!

Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde bir akademisyenin tacizine uğrayan Hilal, yaşadıklarını ve kadınların desteğiyle yürüttüğü mücadeleyi Ekmek ve Gül’e anlattı